• bu sezonu iptal edilip bir şampiyon belirlenmeden noktalanacak gibi gözüküyor. bu durum diğer spor liglerinde de geçerli olacak. bütün dünya için 2020 komple iptal bir sezon kabul edilecek.

    tahminim gelecek sezon da eylül'de filan başlayamayacak. okulların bile eylül ekime yetişmesi şüpheliyken liglerin başlaması imkansız.

    en mantıklı seçenek, salgını kasım/aralık dönemine kadar halledip, yeni yılda başlayıp 5 ay sürecek bir kısa sezon. belki rövanşsız, 18 takımın bölge gruplarına ayrıldığı, grup liderlerinin final-4 yaptıığı, az deplasmanlı bir format çözüm olabilir.
  • adı süper ama kendisi leş olan kalitesiz lig.buna rağmen milyonlarca savunucusu vardır.ülkenin özetidir.
  • önümüzdeki hafta başlayabilirdi. gereksizce 2 hafta daha geç başlayacak.

    tıpkı almanya gibi pozitif çıkan takımları ayıklayarak devam edebilir. dynamo dresden takımında korona çıktı maçları 2 hafta ertelendi. diğer takımlar devam ediyor. süper ligde de aynı şekilde devam edebilir.
  • müslüm babanın dediği gibi seni nasıl özledim bilemez bilemez bilemezsin.
    o leş saha zeminleri, yattıktan sonra kalkmak bilmeyen oyuncuların, eyyamcı, maçı bir takımdan alıp bir takıma veren hakemlerin, estetikten yoksun 1 puan verilse maça çıkmayacak hocaların falan bambaşkaydın sen anlatılamazsın.
  • ıptv severlerin sevdiği lig. yabancı sınırı gelirse o digitürk üyeliği olanlar için bir iptal sebebi daha olur. katarlılar sonrası demirören ve saran ikilisi bu işi zorlayabilirler. ancak eski ihale fiyatları bir daha verilmez. belki bu abonelere ucuz fiyat olarak dönebilir.
  • kurumsallığın esamesinin dahi okunmadığı lig.

    bir websitesi, bir instagram hesabı açıp popülariteyi artırmak yerine yerinde oturanlar kim acaba?

    transfermarkt başlayacak büyük ligler diyerek reklamını yapıyor ama gel gelelim etiketleyecek bir sayfa bulamıyorlar.

    https://www.instagram.com/p/caxbrttlmak/
  • son yıllarda değil benim bildiğim derbiler daima 6.hafta oynanır. yalnızca bir iki sezon istisnai bir durum oluşturmuştu geçtiğimiz yıllarda.
  • beşiktaş’ın yenilmesine alıştık
    fener desen önüne gelen yener
    galatasaray bu sene pek nanay
    zamma kuyruğa şerbetlendik
    geriye ne felaket kaldı? başka...

    umudumuz şaban, 1979
  • öyle bir ligtir ki emre belözoğlu ile alexander sørloth'u buluşturabilir ; bok çukuru ile nazım'ın deyişi ile haşmetli derin gökkubbeler kuracak , ebemkuşağı gibi kırk gözlü köprüleri atacak bilgeliği içinde barındırır.

    aynı coğrafyası gibidir ülkenin,
    kaderdir , çelişiktir...
    ne tümden vazgeçebilir ne tam sevebilirsiniz.
  • türkiye süper ligi, dünya futbol piyasasını belirleyen transfermarkt’a göre 2000 yılından 2018'e kadar premier lig, la liga, serie a, bundesliga ve ligue 1'ın ardından dünyanın en değerli 6. ligi idi. türkiye'nin politik anlamda avrupa'yla bağlarını koparışı, avrupalı’dan çok ortadoğu ülkesi imajını benimsemesi, işid saldırıları, savaş ve ekonomik çöküşle tl'nin zimbabwe doları değerine düşmesi sonucu malesef süper lig dibi gördü. kısacası ülkemizle beraber, futbolumuzda battı ve türkiye süper ligi avrupanın en değerli 10. futbol ligi pozisyonuna düştü.

    hollanda, rusya, portekiz ve belçika yerel liglerinin gerisinde kaldık. kabullenmesi güç ve son derece sinir bozucu bir durum ama avrupa'da ticari değer ve kalite olarak altımızda anca ezik yunanistan ligi, savaşın bitirdiği ukrayna ligi, fındık fıstık isviçre ligi, avusturya ligi vs kaldı. 2017'de 1.2 milyar € degeri olan süper lig, 2020’ye geldiğimizde inanılmaz bir düşüşle yarı yarıyadan fazla değer kaybetti ve piyasası 538 milyon €'ya geriledi. acı ama gerçek; bugün ligimizdeki 18 takımın kadro değeri toplamı (538m €), tek başına bundesliga 2.’si borussia dortmund (586m €), premier lig 9.'su arsenal (579m €) ve serie a 3.’sü inter milan’dan (554m €) daha değersiz hale geldi.

    ligimiz artık son fransa ligi şampiyonunun gol kralı forvetinin 25'inde (moussa sow - fb - 2010/2011), şampiyonlar ligini kazanan takımın 10 numarasının 28 yaşındayken transfer edilebildiği (wesley sneijder - gs - 2012/2013) bir reputasyona sahip değil. 24'lük manuel fernandes’ler, 28’lik luis nani’ler, son italya şampiyonunun kadrosunda aktif kullanılan 25’lik stephen appiah gibi yüksek reputasyonlu isimler artık hayal oldu. elimizde o yaşlarda olup da ligimizde forma giyen ya henry onyekuru (23), kevin n'koudou (25) gibi avrupa’da barınamamış oyuncular, ya da jailson (24), marcao (23) gibi hiç üst seviye liglere yükselememiş isimler var.

    3 büyüklere gelen veteran oyuncu profili de değişti. eskiden genellikle 31-32 yaş aralığındaki hala diri olan yıldız oyuncular, türk takımlarına (para kazanmanın yanında) avrupa kupalarında da boy göstermek için geliyorlardı (daha yaşlıları ise roberto carlos gibi, didier drogba gibi efsane topçular oluyordu). avrupa’dan artık malesef motivasyonu suudi arabistan veya katar ligine giden volicilerden farksız olan, bitmesine ramak kalan veya bitik veteran topçular geliyor.

    sonuç olarak galatasaray ve fenerbahçe gibi takımlarımızın şampiyonlar liginde çeyrek finaller, uefa kupasında şampiyonluk veya yarı finaller görebildiği günler geride kaldı. günümüzde galatasaray, bjk gibi en iyi takımlarımızın avrupa’da iddialı ekiplerden 5 yemesini normal karşılıyoruz**.

    bunun sonucunda da futbolla yaşayan ama artık kaliteli lige sahip olmayan türk insanı, avrupa liglerine rağbet etmeye başladı. (son 2-3 yılda yedi göbek arsenal’li, liverpool’lu, chelsea’li, tottenham’lı insanlar türedi ki 10.000 yıllık bir premier lig eksperi olarak bu duruma ayar olmuyor da değilim*) aslında bu gayet anlaşılır global bir insani davranış biçimi; bahsettiğim şeye fas’tan örnek vereyim*. faslılarda türk milleti gibi futbolla yatıp kalkan, topla beynini yemiş bir millet. hatta wydad casablanca, raja casablanca gibi dünyaca ünlü ateşli tribünlere sahipler:
    https://www.youtube.com/watch?v=xrgpg2fdtoq
    https://www.youtube.com/watch?v=as5qiotuc_g

    ancak liglerinin tırtlığı gereği komşu ülke derbisi barcelona fc - real madrid maçı oynandığında ülke resmen ekran başına kitlenip, barca’lı ve real’li olarak ikiye ayrılıyor. kafeler başka bir ülke takımlarının formalarını giymiş taraftarlarla dolup taşıyor. dışardan bakıldığında son derece ezik gözüken bu durum, yavaş yavaş malesef türkiye içinde geçerli olmaya başladı*. hadi faslılar kendilerini bildi bileli bok gibi bir lige sahipti, hep böyleydiler; lakin bizim gibi avrupa’da şampiyonluk, yarı ve çeyrek finaller gören bir halk için çok acı verici yeni bir realite oluştu. neyse, durduk yere moralim bozuldu bak; daha fazla da yazasım kalmadı. bu duruma emeği geçen kim varsa hepsinin taa ^@!#! a dostlar*.
hesabın var mı? giriş yap