sustum
-
linet in eski olmasina ragmen hala dinlenebilir olan mukkemmel $arkisi.
sustum ! soyleyecek sozum kalmadi
küstüm ! kaderime küstüm
neler umdum neler bekliyordum
kalbim anilarin sessiz rihtimi oldu
yagmur inat etti yine kuraklik
gunes batip gitti yine karanlik
beklemek bos yere umut yok artik
sevdim umutsuzca sevdim ben yazık
gittin dönü$ünden umut kalmadi
dü$tüm ate$ine dü$tüm
bitmez o a$k bitmez saniyordum
artik yarinlarim sensiz olacak -
(bkz: tamam tamam sustum)
-
(bkz: vega)
-
yapilabildiginde/soylenebildiginde hayatinizi kolaylastirabilecek eylem/soylem
-
"konuştum" un tersi
"sustum" -
110'un agır agır gelip vuran sarkılarından biridir. hem ask var, hem yalnızlık var sarkıda.. gecenin bir vakti insanın canı da sıkkınsa agır agır cok guzel gider..
sözlerini yazıyorum ki tam olsun, hem de alın teri :
sustum hep, herkes konusurken ben seni izledim..
ne kadar güzelsin..
dokundum, masum degildi
ben seni istedim, bir oyun icinde..
kücük yalanların ortasında biz,
büyümekten korkan yetiskinleriz..
durdu zaman mevsim solmadan,
dinlerken güzel bir masaldan..
uyandım, düs bitmis..
kimse yok, herkes gitmis,
parti coktan bitmis.. -
sustum…
ilk ne zaman susmuştum? sanırım yedi yaşında küçük bir kız çocuğu iken. dünyadaki her şeyi istediğimde benim olacağını düşündüğüm zamanlardı. bir gün geldi ve ben hiçbir şey isteyemedim. işte o gün ben susmuştum.
kendi istekleri ve hayalleri ile yaşarken ilk kez o gün fark etmiştim hayatı ve susmuştum. her şeyi istemek anlamsızdı ama kendi içimde de ifade edemiyordum “anlamsızlık” neydi?…
“ne kadar olgun bir çocuk” dediler benim için o günden sonra, “hiçbir aşırılığı yok çok da kibar üstelik hep saygılı…” bu sözlere karşılık gene susardım. sustuğum için miydi bütün bu övgüler?
en çok da birileri bana kızdığında susardım. ne söyleseydim ki, her şeyi söylesem ne olacaktı ki? bana kızan beni anlayacak mıydı?
ben suskunluğum ile büyüdüm. artık suskun ve “olgun” bir kadındım.
anlamaya çalıştım hep olun bitenleri, çevremi, değer yargılarını, hayatı… hep bir yere ait olmam mı gerekiyordu? herkesin düşüncesi neden hep en önemlisi idi? konuşsam dinleyecekler miydi? her şeyden bu kadar nasıl emin olabiliyorlardı? en iyisiydi susmak…
düşünmedim değil haykırmayı, aklıma ne gelirse söylemeyi ama ne söylesem içimdekilerin hepsini söylemiş mi olacaktım? herkes aslında susuyordu, konuştukları kafalarındakinin o kadar küçük bir kısmıydı ki, derinliklerindeki insana nasıl ulaşacaklardı? biraz düşündüm, bulamadım cevabını, sonra gene sustum... -
$ukela bir piiz bestesidir.
bir gün dönersin diye
bir gün seversin yine diye
bir gün...
dediler ki,
yazık oldu dostum sana, ne çok sevmiştin oysa
gün gelir geçer bu kalbinde deprem
sanki,
kayıp bir beden gibi, sattım acına kendimi
umrunda olmaz, gece seni saklamaz
ben
bir gün dönersin diye
bir gün seversin yine diye
bir gün dönersin diye...
bir gün dönersin diye
bir gün seversin yine diye
bir gün dönersin diye
yumdum gözlerimi
tuttum bütün sözlerimi
sustum.
bir dilek tuttum -
enteresan tepki. bunu diyenler hakkaten susuyor.
-
sen balık değilsin ki albümünün en güzel parçası olma durumunu her koşulda hak eder. 8. parçadır ve 9dk size suskunluğu yaşatır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap