• gıllıgış tabirindeki gış kelimesi tağşiş'in köküdür.

    saflığını bozma, karışık hale getirme demektir.
  • gıda maddelerinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin, mevzuata veya izin verilen özelliklerine aykırı olarak üretilmesine de tağşiş denilmektedir.
  • parayı veren kurtuluyormuş diyorlar
  • türk dil kurumu'na göre tanımı: ''bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma''dır.

    tarihte osmanlı yönetiminin mali kriz anlarında uyguladığı bir politikadır. osmanlı'nın klasik dönemindeki tağşiş politikaları kısaca şöyle:

    osmanlılar ilk dönemde ilhanlılar'a bağlı olduğundan kendi sikkelerini basamamış, ilhanlı sikkelerini kullanmışlardır. bu dönemde diğer yandan küçük değerli isimsiz sikkeler de kullanılmıştır. anadolu'daki ilhanlı egemenliği sona erince, orhan bey 1326 tarihinde kendi adına sikke bastırmıştır. bu dönemde: 100 dirhemden 265 akçe kesilmiştir. akçenin ağırlığı ise 1,15 gramdır.

    imparatorlukta ii. mehmet dönemine kadar akçelerdeki gümüş oranında pek bir değişim olmamıştır. fakat ıı. mehmed'in 30 yıllık saltanatında devlet, düzenli olarak tağşişe başvurmuştur. bunun en büyük nedeni ise artan askeri harcamalar olmuştur. diğer yandan bu dönemde avrupa ve osmanlı coğrafyasında gümüş kıtlığı yaşanmaktaydı. bu kıtlık dolayısıyla devlet, değerli madenlerin ve yerli sikkelerin dolaşımı hususunda sert kanunlar çıkarmış, sıkı tedbirler uygulamıştır. 1477/78 senesinde ilk defa altın sikkeler basılmıştır. sultani adı verilen bu altın sikkeler kanuni sultan süleyman dönemine kadar sınırlı sayıda üretilmiştir. ıı. mehmed'in tağşiş politikalarına en sert muhalefeti yeniçeriler yapmıştır. ıı. mehmed'in vefatından sonra tahta geçen ikinci bayezit, sert muhalefetler sonucu tağşiş politikasından vazgeçmek zorunda kalmıştır.

    ıı. mehmed döneminde para:
    1451 senesi - 100 dirhemden kesilen akçe miktarı: 305 - gramı: 1.01 - gümüş oranı: 10,4
    1460 senesi - 100 dirhemden kesilen akçe miktarı: 320 - gramı: 0,96 - gümüş oranı: 10,3
    1470 senesi - 100 dirhemden kesilen akçe miktarı: 330 - gramı: 0,93 - gümüş oranı: 10,4
    1475 senesi - 100 dirhemden kesilen akçe miktarı: 400 - gramı: 0,77 - gümüş oranı: 8,8
    1481 senesi - 100 dirhemden kesilen akçe miktarı: 410 - gramı: 0,75 - gümüş oranı: 9,0

    bu 30 yıllık dönemde akçelerdeki gümüş oranı %30 azaltılmıştır.

    yavuz sultan selim'in tahta çıktığı 1512 yılında; 100 dirhemden kesilen akçe miktarı: 420 - gramı: 0,73 - altın/gümüş oranı: 10,2 idi. bu oranlarda kanuni'nin vefat ettiği yıla kadar pek bir değişim olmamıştır.
    kanuni sultan süleyman'nın vefat ettiği 1566 senesindeki ölçümler şöyle: 100 dirhemden kesilen akçe miktarı: 450 - gramı: 0,68 - altın/gümüş oranı: 11,8

    16. yy'ın başından beri süren parasal istikrar 1585 yılına kadar devam edebilmiştir. fakat bu mali bozulma yüzyılın ortalarında hissedilmeye başlanmıştır. 16. yüzyıl ortalarında hazine gelirleri enflasyonun altında kalmaya başlamış, harcamalar da enflasyondan daha hızlı artmaya başlamıştır.
    1585'te yapılan ve o döneme kadarki en büyük tağşîş olan bir işlemle akçenin gümüş oranı % 44 azaltılmıştır. tağşişin hemen öncesinde 1584’te 100 dirhemden kesilen akçe miktarı 450 iken, tağşişten hemen sonra 1586’da 850’e çıkmıştır. akçenin ağırlığı da, aynı yıllarda 0,68 gramdam 0,38 grama düşmüştür.

    1585'teki büyük tağşiş'in ana nedenleri şöyledir:
    - savaş teknolojisindeki gelişmeler (ateşli silahlara geçiş) ve yeniçerilerin sayısındaki büyük artış nedeniyle artan askeri harcamalar ve savaşların finansman güçlüğü.
    - imparatorluğun avrupa-asya ticaret yolları üzerinde yer alması nedeniyle, avrupa’dan asya’ya akan altın ve gümüş trafiğini yeterince kontrol edememe ve bunun meydana getirdiği iç parasal istikrarsızlık (para krizi).
    - o dönemde iran’da gerçekleşen bir tağşiş uygulamasından dolayı oraya kayması muhtemel gümüşü engelleme çabası.
    - uzun süren celali isyanları nedeniyle, özellikle tarımsal üretimin ve bundan dolayı devlet gelirlerinin zayıflaması.
    - artan isyanlardan dolayı, merkezi hükümetin toplaması gereken vergilerin bir kısmına taşradaki yerel güçler tarafından el konulması nedeniyle, devletin vergi gelirlerinin düşmesi.
    - avrupa’dan asya’ya deniz yolunun bulunmasından sonra, imparatorluk üzerinden geçen transit kara ticaret yollarının okyanuslara kayması nedeniyle, buralardan elde edilen gelirlerin düşmesi.
    - yeni dünya’dan gelen büyük miktarda altın ve gümüşten sonra, osmanlı gümüş madenlerinin (üretilemez hale gelmesi nedeniyle) giderek gerilemesi ve kapanması.
    - devlet vergi gelirlerini güneş takvimine, harcamalarını ise ay yılını esas alan hicri takvime göre yaptığı için, ikincisi birincisinden 11 gün kısa olduğundan dolayı, hazinenin her 34 yılda bir ödemelerinin gelirlerini aşması ve bu yüzden özellikle savaş yıllarında hazinenin mali olarak sıkışması.
    - hazineye ek gelir sağlanmak istenmesi.

    kaynaklar:
    1
    2
    şevket pamuk, osmanlı imparatorluğu'nda paranın tarihi, tarih vakfı yurt yayınları, 2012
  • tarih boyunca, tağşişe en çok maruz kalan ürün; zeytinyağı. avrupa medeniyeti dediğiniz medeniyet, zeytinyağına tağşiş yaparak oluşmuştur. italya, ispanya, yunanistan bu işleri yapan baba ülkelerdir.
  • gıda maddelerinde mevzuata aykırı üretim yapma gibi düşünülebilir. üretim esnasında değersiz madde katılarak, ürünün değeri düşürülür. aklımda en çok yer yapmış tağşiş zeytindi sanırım, ayakkabı boyası nedir hayvan herifler ya. o yüzdendir ki sokaktan, ne bileyim organik falan diye nerede hangi şartlarda, nasıl üretildiği belli olmayan ürünler önerilmez. ki tağşişten başka üretim sürecindeki standartlar, analiz kısımları vesaire de var.
  • t: bir şeye yabancı bir şey karıştırarak saflığını bozma.

    kanun kapsamındaki ürünlere temel özelliğini veren öğelerin ve besin değerlerinin tamamının veya bir bölümünün mevzuata aykırı olarak çıkartılması veya miktarının değiştirilmesini veya aynı değeri taşımayan başka bir maddenin o madde yerine aynı maddeymiş gibi katılmasını ifade eder *
  • birkaç yüz yıl sonra ilk kez bu yıl yapılmıştır [0].

    darphane ve damga matbaası genel müdürlüğü sitesindeki verilere göre, tedavüldeki 1 tl'lik madeni para 8,2 gram ağırlığında olmalıymış [1].

    1000 adet 1 tl bu hesapla yaklaşık 8,2 kilogram oluyordu. görsel 1

    ancak iddialara göre, yakın zamanda tedavüle sokulan paraların ağırlığı 6,7 grama düşmüş. görsel 2

    osmanlı zamanında sık sık yapılan bu uygulama, bazen sorunlara yol açıyordu, onu da hatırlatmak gerek. (bkz: buçuktepe olayı)

    kaynak [0]: https://www.medyaradar.com/…slamisti-haberi-2123613
    kaynak [1]: https://www.darphane.gov.tr/…onemi-tedavul-paralari
  • tanım: osmanlı devleti'nde yapılan, paranın içindeki değerli metal oranını azaltma ya da parayı kenerlarından kırpma işlemine verilen isimdir.

    gerçi kırpma olayına başka bir isim de verilmiş olabilir. yanlış bilgi olmasın.

    madeni paranın gramajı azaltılarak ve/veya değeri düşük metal alaşım kullanılarak günümüzde de yapılmak suretiyle, tarihi ve milli/manevi değerlerimize de sahip çıkılmıştır. yapanlar sağ olsunlar.
hesabın var mı? giriş yap