• bilgisayar kullanıyom internet müptelasıyım belki ama içimdeki derin teknofobiden nereye gitsem kaçamıyorum. çok garip bir olay, ne onla ne onsuz. yapay zeka ebemizi şey yapacak anacığım kaçın artık kaçın.
  • cehalet, caga ayak uyduramamak, tutucu olmak gibi kavramlarla beraber anilir. ozellikle genc teknofoblara yaziktir.
  • geribeyin miyim yoksa fazlasiyla sevgi kelebegiyi miyim diye bedbaht bi $ekilde dusunurken sonunda adini koydugum fobinin ta kendisi.* *
  • ing. technophobia.

    çağımızın en büyük bataklıklarından.

    15 haziran 2014 fransa honduras maçını izlerken bile koca koca adamlara tatava yaptırabiliyor.
  • teknofobi saçmalığı üzerine:

    "teknoloji ahmaklaştırmaz, insan teknolojiyi ahmakça kullanır ve ahmaklığına ahmaklık katar." öncelikle, anlamak için çok da zorlanmayacağımız bu cümleyi iyice sindirmek gerekiyor. bir insanın teknolojik gelişmeleri yeterli bulmamasını, her ülkenin aynı şartlara sahip olamamasından ötürü her gelişmenin maalesef her zaman aynı sonuçlara ve aynı etkiye sahip olmayacağını savunmasını ve sair anlayabiliyorum ki karşı tarafın niyeti safsa. ancak anlayamadığım nokta: bir nesne'yi (teknoloji) anlamlandıran, ona hacim katan ve onu olduğu yerden başka bir yere koyan özne (insan) iken nasıl oluyor da hiçbir tarafta yer almayan yaratım ve yönetime fazlasıyla açık bu nesne öznesini ahmaklaştırabiliyor? bu biraz sınırsız yiyeceklerin olduğu ıssız bir adada mahsur kalıp zehirlenme korkusuyla açlıktan ölmeye benziyor.

    burada denklemin kuruluşunda bir hata var. bu klasik hata da klasik fenomenoloji ve heideggerci gelenekte de böyle işliyor. belki felsefi söylem olarak hoş görünebilir ancak dünyamızda bir karşılığı olduğunu söylemek için fazla zorlamak ve boştan doluyu çıkartmak için epey uğraşmak gerekiyor. neden? çünkü başta yapılan hata şu; a = b denklemi ile işe başlamak. eğer sen, insan yargılarına etki eden faktörlerin (bu örnekte teknoloji oluyor) sadece etki konumunda kalmadığını yargı da ürettiğini söylüyorsan düşünce ile nesne'yi eşitliğin iki tarafına yaymış olursun. o zaman da temel bir doğa yasasına: nesneler düşünemez yasasına yani çocukluktan beri sağduyunla birlikte öğrendiğin yasaya afili bir sistemle yahut cümle ile karşı gelirsin o zaman da cevap verilecek bir şey kalmaz ortada yani sıçıp batırırsın.

    şimdi insan davranışlarının irrasyonelliğinden dem vuranlar, bauman gibi modernite-atom bombası vs vs diyenler gelecektir. bak denklemi yanlış kurma, doğru kur o zaman teknoloji'nin değil yine insan'ın irrasyonelliğini bulursun ki bu da büyük ölçekte yanlış! (küçük ölçekte doğrulanabilir olması genel-geçer bir yargı üretmemizi sağlamaz) hadi zorlayalım neden yanlış olduğuna bakalım:

    insan zihni şahıslar seviyesinde kendini yok etmeyi düşünebilir buna diyecek bir şey yok ancak canlılık ile birey ayrı şeyler, insanlık ile birey ayrı şeyler. x kişisinin karamsar olması başka bir şey, insanlığın çılgınlar gibi yaşamaya devam ettiği, çılgınlar gibi üretmeye de tüketmeye de devam ettiği gerçeği farklı bir şey. var olan ve kendini idame ettiren bütün sistemler iyileşmek ve mükemmelleşmek (ya da uyum sağlamak) zorundadır eğer tersi gerçekleşirse uyum ve mükemmeliyet yoksa o sistem çöker buraya kadar karşı çıkacağınızı sanmıyorum. şimdi basitçe varılacak nokta: bir sistem kendini kendini geliştirdikçe var olan eksikliklerini (ne kadar büyük olursa olsun), var olan saçmalıklarını iyileştirmeye muktedir olmaz mı?

    senin kültürel yozlaşma vs diyerek vurmaya çalıştığın ve yine saçma sapan 50-60 yıllık süreçlerle düşünmeye kalktığın bu varoluş hangi yollardan geçti acaba? son 100-150 yılın çocuk ölümleri oranlarına, temiz suya ulaşım oranlarına, hangi hastalığın artık ölüme neden olmadığına ya da hangi hastalıktan 100 yıl önce kaç kişi ölüyormuş şimdi kaç kişi ölmekte? bu gibi grafikler basit ama oldukça büyük veriler sağlıyor.

    oturduğumuz yerden sallamayı hepimiz seviyoruz: "kapitalist dünya, hepimizi yok ediyürler, telefonlar bizi salak yapıyür!!!" bunlar safsata, safsataya safsata diye cevap vermeyip uzun uzun cevap yazmak daha doğru ancak benim o kadar zamanım yok. zamanı olan arkadaşlar daha detaylı ve bilgilendirici şeyler yazabilirler ben sadece kendi çapımda basit bi muhabbet çevirdim.

    son olarak:

    sadece bir dakika ortaçağda soylu, asker ya da ruhban sınıfından olmadığınızı düşünün. eğer samimiyetle bunu yaparsanız gidip elektrik şalterini öpersiniz.

    ekleme: bu son yazdığımın saçma gelebileceğinin farkındayım ancak yazma amacım: daha kötüye değil daha iyiye gidiyoruz demek. yoksa şükür kafası değil.
  • teknofobinin en büyük sebebi heralde hollywood'tur. sürekli terminatör veya robot katiller gibi şeylerden film yaparak insanlara gereksiz bir fobi aşılamıştırlar. robotlar insanlığı yok edicek ve son anda iki kişinin aşkıyla insanlık kurtuluyor tarzı saçma filmler teknofobiyi doğurmuştur.

    teknoloji insan hayatını kolaylaştırır ve değiştirir. ondan korkmak ancak aptallıktır. insanın geleceği teknolojisine bağlıdır, teknoloji insanın hayallerinin sınırını belirler.
hesabın var mı? giriş yap