75 entry daha
  • izleyeli 4 gün oldu. o zamandan beri abur cubur bağımlısı olan şahsıma şekeri bıraktırdı. çay ve kahvede şekeri ve de kolayı 14 yıl önce daha 9 yaşındayken bırakmıştım ama çikolata ve kurabiyeden vazgeçemiyordum. şimdi yaşadığım bütün yoksunluk belirtilerine rağmen şeker kullanmaya cesaret edemiyorum.

    bu filmle tanışmam şu şekilde oldu; geçen hafta çok acıkmıştım ve yemek hazırlarken açlıktan ölmeyeyim diye marketten kurabiye alıp yedim. tabii ki yediklerime dikkat ettiğim bir zamandı ve neredeyse 1 haftadır şekerli ürünler yememiştim. yedikten 15 dk sonra inanılmaz bir baş ağrısıyla kendimi yatağa attım. halsizlik de hissetmiştim. sonra kanser miyim, ölecek miyim araştırması yapmak için google amcaya danıştım. bu belirtiler gizli şekerin belirtilerine benzese de uzun süre **şeker kullanmadıktan sonra normal olduğunu görüp wtf diyerek yeni araştırmalara yelken açtım. sonra bu belgeselle tanıştım ve her şey kafamda oturdu.

    yoksunluk belirtilerim tamamen ruh halimle alakalı oldu. bu sabah bir arkadaşımın "manyak mısın kızım bipolar falansın bence, bir daha mesaj atmayacağım, korkuyorum" demesiyle anladım durumu. biricik sevgilim de tüm bu süreçten habersiz sürekli soruyor, bugün nasılsın, iyi misin, sinirli değilsin dimi gibi. yoksa anlamayacağım valla! *

    4 günde ne oldu? yediklerime dikkat etmeden 1 kilo verdim. 1 kilo genel olarak 1 2 cm incelmiş olmam demekken 3 cm inceldi belim. yeni sivilcelerim çıkmadı, biraz beyazlaştım gibi. özgüvenim tavan yaptı. önceden yedikten 5 saat sonra acıkırdım şimdi 8 saat sonra acıktığımı hissediyorum.

    bu arada hiç değiştirmediğim bir şey, makarna, beyaz olmayan pirinç ve patatesi hiç azaltmadım. aksine greçka ve patates püresini birlikte yedim. sanırım %100 karbonhidrata yakın. genel olarak %70 karbonhidratla besleniyordum, hala da öyle, beynimizin tek yakıtı glikoz. haşlanmış patatesi soğuk olarak yerseniz kilo aldırmıyor, gayet sağlıklı bir karbonhidrat kaynağı. makarnada durum buğdayı kullanılıyor, yani oldukça lifli, ve sonradan pirinç, şeker ya da un gibi kimyasallarla beyazlatılmamış. makarnayı da kesmenize gerek yok, sossuz makarnayla kilo alamazsınız. sos kullanmayın haşlanmış sebzelerle yiyin. yani şekeri bıraktım diye kendinize işkence yapmayın. sürdürülebilir değil en başta. yoksa sütteki şeker laktoz, fasulyedeki şeker rafinoz, soğandaki sarımsaktaki şeker oligosakkarit, meyvedeki fruktoz... liste uzar gider, yiyecek bir şey bulamazsınız. *

    paketli ürünleri (bakliyatlar, süt ve süt ürünleri hariç diyebilirim) almayın, evde de sofra şekeri bulundurmayın. bu kadar basit, zorlaştırmayın durduk yere. diyeceklerim bu kadar. 16 gün sonra editleyeceğim.

    ilk hafta editi: şekere ihtiyaç duymuyorum artık. şekerli ürünler kullanmıyorum hala. bir de ilk belirtilerden biri yaklaşık 8 saatte acıkmakken, şu an acıkmıyorum. yemem gerek diye 12 saatte bir yiyorum. ama aç değilim. bir de uyku sürem uzadı diyebilirim. önceden 6 8 saat arası uyuyordum, şimdi 10 saate yakın uyuyorum. umarım bu süre kısalır.
90 entry daha
hesabın var mı? giriş yap