• güzelim günlük, insanın içine yaralar açan günlük hollywood elinde sulu sepken bir duygusallığa bürünmüş. piç edilmiş. hollywood kitabın yayınladığı yıllarda parsayı toplamak amacını gütmüş ve bunu aleni şekilde belli etmiş.yine de günlüğü okuyanlar için fena sayılmayacak bir film denilebilir. kızılan nokta işin cıvıklaştırılması afedersiniz. bakalım yeniden çevrimi nasıl olacak.
  • anne frank'ın günlüğü'nü ilk kez 11 yaşında okudum, belki bir çok insana tuhaf ve saçma gelebilir ama sonrasında defalarca okudum. her okuduğumda biraz daha büyümüştüm ama anne hep o çocukla yetişkin arasında kalmış haliyle ordaydı. her okuduğum tüm olanları baştan yaşıyormuşum gibi hissettirdi bana, her seferinde rolüm değişti, baştan kendimi anne gibi hissederken zaman zaman margot oldum, yaşım büyüdükçe kızını çok sevdiği, elinden geleni yapmaya çalıştığı halde bir türlü istediği bağı kuramayan edith yerine koymaya başladım kendimi. sadece bir yahudi/alman meselesi olmadı benim için, bir insanın başka insanlar için duyduğu nefretin, önyargının ve genellemenin ne denli korkunç ve tehlikeli olduğunu tekrar tekrar hatırlattı.
    şimdi bu yazdıklarımı het achterhuis başlığına yazmam daha yerinde olabilirdi ama asıl girmek istediğim konu "the dairy of anne frank" adında olan 2009 yılı bbc uyarlaması. bu uyarlamaya kadar nedense tüm anne frank uyarlamalarından uzak durdum, 1959 yılı yapımının samimiyetsiz olacağını düşündüğümden, diğer uyarlamalarda ise anne'i canladıran aktristi kendimce uygun görmediğimden... sonunda bu inadı kırarak bbc'ye duyduğum güvenle oturdum başına. uyarlama toplam 5 bölümden, her bölüm 22 dakikadan oluşuyor. kesinlikle yalın ve samimi , olayları abartıya kaçmadan anlatan, günlükten uzaklaştıracak propaganda öğeleri barındırmayan bir uyarlama. aynı günlükte olduğu gibi savaş ortamında kapana kısılmışlığı, korkuyu ve çaresizliği hayat dolu 13 yaşındaki bir genç kızın gözünden, onun hayata bakış açısıyla aktarıyor. her bölümü ayrı güzel ve etkileci elbette ama en derinden yaralayan yeri şüphesiz uyarlamanın sonunda bulunan, sıradan bir günmüş gibi devam eden günün ortasında gelen gürültü, gizli bölmenin deşifre oluşu, anne'in panikle saklanmak isteyişi, tüm gizli bölme sakinlerinin korkulu gözlerle ve titreyen ellerle toplanmaları, anne'in iki sene boyunca sinirlendiği bay dussel'ın anne'in ayakkabısını giydirmesi... defalarca okuduğum kitabın hiç okumadığım ve kafamda canlandırmaktan kaçındığım sonu...

    oyuncu seçimini taktir ettiğimi özellikle söylemek isterim( ki zaten bbc uyarlamaları genelde bu konuda iyidir) anne frank rolünün üstesinden çok iyi şekilde gelmiş ellie kendrick dışında, bayan van daan rolündeki lesley sharp ve kel saçlarıyla arzı endam eden iain glen 'e özellikle dikkat edilmeli.
  • 'mayıs 1940 tan ıtıbaren ıyı gunler ınıse gectı. once savas sonra teslım. almanlar ın gelısı ve bız yahudıler ıcın sefaletın baslaması. bır yahudı yasasını dıgerı ızlıyordu. ozgurlugumuz sınırlandırılmıstı. yahudılerın tramvaya binmesi yasak, yahudıler otobuse bınemezler, ozel arabaya bınemezler, yahudıler sadece saat 3 ve 5 arası alısverıs yapabılırler. yahudıler yalnızca yahudı berber e gıdebılırler. yahudılerın aksam 8 ve sabah 6 arası sokaga cıkmaları yasaktır yahudıler spor alanlarına gıdemezler, kurek cekemezler, yahudıler aksam sekız den sonra ne kendı bahcelerıne ne tanıdıklarına gıdebılırler yahudıler hrıstıyanların evlerıne gıremezler.'
  • anne frank'ın günlüğü'nün beyaz perdeye aktarılmış ilk uyarlama filmi . 59 yapımı film, 3 saat olmasına karşın sıkmadan, umut ve endişe dolu ilerliyor.

    dört duvara sıkışmış anne, içine sığmayan, sığamayan bir kız. büyük bedenlerin ve savaşın ortasında kitaplarla ve yazarak ergenliğiyle, yalnızlıkla baş etmiş.
    ölümden sonra ölmek istemeyen anne, ölmemeyi başarmış. kitap her zaman daha iyi olsa da bu film de gayet başarılı ama tabii kıyas yapmak için daha sonra çekilmiş versiyonlarına bakmak lazım.
  • sözlükte en sevdiğim şeylerden bir tanesi; o gün içinde aklıma gelen kıyıda köşede bir isim ya da şeyi bazen hemen bazen birkaç saat sonra sol framede görmek. bugün de anne frank e denk geldi. kendisi bazen aklıma gelir durduk yerde ama her aklımdan geçişinde onu muhakkak gönlüme de alıp içten bir şekilde anarım, bugün de öyle yaptım ve de az önce ismini görünce gülümsedim yine.
  • 2016 yapımı ilk versiyonuna göre daha kısadır. kötü bir film değil. zaten gerçek bir hikaye olduğu için film izlediğinizi unutuyorsunuz. çok acı.
  • battaniyeye gömülmüş bir vaziyette okurken içinin burkulmasıyla sonlanan kitap.
  • shelley winters bu filmdeki roluyle en iyi yardimci kadin oyuncu oscar'ini kazanmistir. odul alisilmisin disina cikilarak kendisine amsterdam'da, anne frank'in 1944'te naziler tarafindan yakalanmadan once 25 ay boyunca saklandigi evde verilmistir.
  • anlatmaya çalıştığı şey itibariyle savaşın sadece bir yahudi, avrupalı yada alman meselesi olmadığı 1959 yapımı film.
    kitabını okumadığım için bilgim yok. film için yazmak gerekirse; hollanda'da nazi işgali sırasında savaş boyunca gizli bir odaya kendisini kapatmış 8 kişinin korkularına, mutluluklarına, tedirginliğine ve gençlerin duygularına ortak oluyoruz, onlarla oturuyor onlarla kalkıyoruz.
    izlemeden önce malûm hollywood duygu sömürüsü yüzünden ön yargılı başlasak da konu yahudi olmak üzerine değil, savaşın ortasında kalan bir insan olmak üzerine.
    tâbi ki bir şaheser değil ama 3 saat boyunca bir odada yaşananları ve sürükleyiciliğini göz önüne alınca sinema açısından oldukça başarılı bir film.
hesabın var mı? giriş yap