• nazarımda ilk filmin yeri ayrıdır lakin serinin bu ikinci filmindeki giriş ve final sahneleri sinema tarihinin en karizmatik ve de etkileyici sahneleridir. al pacino reyizin übersonik oyunculuğu ile yaşadığı iç karışıklığı, umutları, üzüntüleri kısacası oynadığı karakterin ruh halini yansitabilecegi en mükemmel seviyede yansıtmıştır.

    --- spoiler ---

    giriş sahnesinde adamın biri michael carleonun elini öper arka planda o efsanevi film müziği çalar, michael'in gözlerinde ulan ben bu aile işlerinden nefret ederdim, hayallerim hedeflerim farklıydı üzüntüsünü görürsünüz finalinde ise aile bireylerinin çoğunu kaybetmiş, bir başına kalmış bir adamın yalnızlığını ve eskiye olan özlemini. zirvedeki yalnızlığı yaşamaktadır yani reyiz. filmle ilgili dikkatimi çeken etkileyici diğer bir husus ise vito carleonun gençliğini oynayan robert de niro işten kovulduktan sonra patronunun erzak yardımı teklifini reddeder ve evine kese kağıdına sarılı bir adet armutla döner sadece. karısı ise hiç istifini bozmadan güler yüzle aa ne güzel bir armut der ve yemek masasına otururlar. reyiz içinden ulen on numara bir hatunla evlenmişim diye düşünerek yengeye bir buse konduruverir. velhasıl her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır alt metnini görürüz burada.
    --- spoiler ---
  • (bkz: #114874522)
  • palermo ya gittik. gelmişken corleone ye de gidelim dedik. fakat korlone diyoruz, korloni diyoruz kimse anlamıyor. en sonunda bir kâğıda yazıp gösterdik . birisi haa "çorloni"dedi. tıpkı çorum'un "çor"u gibi.

    köye palermo dan günde bir iki araba kalkıyor. dönüş uçak saatine uymadığı için gidemedik.

    aklınızda bulunsun. ingiliz telaffuzu her yerde geçerli değil.
  • açık ara tarihin en iyi üçlemesinin en iyi filmi denebilir. ayrıca ilk filminden daha iyi olan ikinci film neredeyse yoktur.
    6 oscar alan bu uzun soluklu yapıtta az süre rol alan, o büyük rolü, vito'yu kusursuz canlandıran de niro'nun ilk büyük filmi. keşfedildiği film. zaten en iyi yardımcı erkek oscar'ını alıyor. seyir zevkini yükseltiyor. bütün bir kadro ile en iyi sinematografik filmlerden biri oluyor. özellikle al pacino için 70'ler büyük bir nimet.
    michael'ın o saf çocuktan nasıl bir suç makinesine dönüştüğünü, ailesine verdiği sözleri tutamayışını ve belli olmasa da çaresizliğini ilk filme nazaran daha da etkileyici sunan, vito'nun gençliğini de öğrendiğimiz, olayların kızıştığını etkileyici anlatımla sunan film.
    baştan sona yoğun anlatıma sahip. hem dönemi sebebiyle hem de amerika ve mafya-devlet ilişkileri ile önemli göndermelerde bulunuyor. aile içi durum da dramatikliğini veriyor. bütün bunlarla birlikte insanda sayısızca izleme isteğini uyandırıyor.
  • filmi izlemeden önce birincisini iki kez izledim, zaten defalarca izlenir bi film. benim için birincisi çok daha güzel ve iyidir. ilk filmi izledikten sonra, bana göre uzun bir ara verdiğim için ikinci filmi izlemeden önce ilkini tekrar izleyip öyle izledim ikincisini. ilk film gibi değildi elbette. bazı kısımlarını ise çok beğendim. daha bi farklıydı. bu kötü film demek değil. çok iyi bir film ama birincisi çok daha iyi.

    üçüncüsünü hâlâ izlemedim ve yine uzun bi ara verdiğimi düşünüyorum. aslında hemen izlemek için istek göremedim kendimde ve bu ara uzadı. başka iyi ve kötü şeyler izledim o arada. ikincisinde tam olarak beklediğimi bulamadığım için üçüncü film daha mı beklenin dışında olur düşüncesi filmden uzak tuttu beni. beklentiyi düşürdüm zaten.

    doğal olarak yine araya zaman girdi. şimdi de düşünüyorum, bir ve ikiyi izleyip öyle mi izleyeyim ya da ikiyi izleyip öyle mi izleyeyim üçüncüsünü. yoksa direkt üçü mü izleyeyim.. birinci filmi tekrar izlemeye hayır demezken, bir türlü üçlemeyi tamamlayamadım.
  • tartışmasız serinin en iyi filmidir.

    pek çok godfather fanatiğinin aksine, ben beğeni sıralamasını 2, 3 ve 1 olarak yapıyorum.

    üçlemeyi bitirdiğinizde gerçek godfather'ın michael corleone olduğunu anlıyorsunuz. film bu karakter üzerinden tüm cosa nostra, caporegime ve mafya dünyasını özetliyor.
    oyunculuk kalitesi olarak, yukarılarda bir yazarın şahane şekilde tespit ettiği üzere, hyman roth rolündeki lee strasberg bildiğin destan yazıyor. sanki adam rol yapmıyor da set ekibi evine gelip çekim yapmış. ben bu adamın yeteneğinden o kadar etkilendim ki, hala daha bana pasta ikram edilse, lee strasberg'in mimikleriyle "smaller piece" diyeceğim tutar.

    üçlemenin ortak ana fikrinin önemli bir parçası olarak, karıştırılmaması gereken nokta, mafya ve gangsterliğin birbirinden farklı şeyler olduğunun sıklıkla vurgulandığıdır. mario puzo kendisi mi böyle düşündü, yoksa etrafındakiler mi akıl verdi bilinmez, ancak tüm seride bol miktarda kan, vahşet, cinayet olmasına rağmen, corleone ve diğer ailelerin gangster olmadıkları ve daima kendilerini koruma amaçlı şiddet uyguladıkları fikri empoze ediliyor. ayrıca yeraltı dünyasından da anladığımız, kumar, alkol ve fuhuş ticaretiymiş, ancak uyuşturucu cısss, o mafyanın bile kırmızı çizgisiymiş. yani aslında bu adamcağızlar da aile babasıymış ve bu düzenden çok korkuyorlarmış.

    üç filmi de birleştirdiğinizde, tuhaf şekilde, darth vader'ın dark side'a geçişinden girip, şener şen'in "evet yaptım, ama sor bakalım niye yaptım" savunmasından çıkarsanız şaşırmayın.

    the godfather serisi son tahlilde mafyayı fikren aklıyor. dünya kötü anacım biz n'apalım yaani diyor.
  • serinin ilk filmi kesinlikle gelmiş geçmiş en iyi filmlerden birisi ancak bu film gelmiş geçmiş en iyi film.
  • daha film baslarken al pacinonun bakislari ve muzigi ile icine cekiyor film. ki zaten bu filmin muzikleri beni benden aliyor.

    ayrıca geçmiş zamani gormek guzeldi. bir yandan michael diger yandan vito carlionenin hikayesini izledik, ilk filme kıyasla da daha güzel bir akışı vardı
  • dünyanın en güzel filmlerinden birisi.

    imdb top 100 sıralamasında her zaman ilk 5'e girmektedir.

    an itibariyle 4. sıradadır. liste

    al pacino'nun devleştiği filmdir. filmde, michael'ın en sadık iki adamı, al neri, rocco lampone ve sadece bu bölümdeki karakter, busetta ile frankie pentangeli en başarılı karakterlerdir.
  • hyman roth karakteri kısmen gerçek hayattaki meyer lansky isimli gangstere dayanıyor. söylentiye göre film çıktığı sırada miami’de yaşayan lansky, hyman roth karakterini oynayan lee strasberg’i arayıp “beni neden daha sempatik göstermedin? nihayetinde ben büyük babayım.” demiş.

    lee strasberg çekimler sırasında hasta olunca yapımı ertelemek yerine hyman roth karakteri hasta bir adam olarak yeniden yazılmış.

    robert de niro’nun yer aldığı flashback sahnelerinde oyuncuların pantolonları fermuarlıydı. ancak ekipten biri o dönemde henüz fermuarın kullanılmadığını söyleyince bazı sahneler fermuarsız, düğmeli pantolonlarla yeniden çekildi.

    robert de niro rolüne hazırlanmak için 3-4 ay kadar sicilya’da yaşadı. bu sürede sicilya lehçesini öğrendi.

    filmin her ne kadar mario puzo’nun kitabı esas alınarak çekildiği yazılsa da yalnızca vito corleone’nin çocukluk ve gençlik dönemleri anlatılırken kitaba bağlı kalınmış, michael’ın ve ailenin las vegas’ta geçen öyküsü özgün biçimde yazılmıştır. yine de godfather 2, hem bir devam filmi olduğundan hem de kısmen de olsa bir kitaptan uyarlama olduğundan “en iyi uyarlama senaryo” dalında mario puzo ve francis ford coppola’ya oscar ödülü kazandırdı.

    ilk filmi çekerken birkaç defa kovulmanın eşiğinden dönen ve korkunç bir dönem geçiren filmin yönetmeni francis ford coppola bu devam filminde yapımcı olarak yer alabileceğini bildirmiş ancak başka bir yönetmenin çekmesini istemişti. hatta önerdiği isim de martin scorsese’ydi. bu teklif reddedilince coppola filmi yönetmeyi birkaç şartla birlikte kabul etti. bu şartların bazıları şunlardı; the conversation filmini kendi senaryosuyla çekmek, san francisco operası’nda bir oyun yönetmek, the great gatsby’nin kendi uyarlamasını yazmaktı -ki hepsini de yaptı.

    kaprisleri olan tek kişi yönetmen coppola değildi elbette. senaryoyu okuyan al pacino avukatlarıyla coppola’ya senaryoyla ilgili ciddi şüpheleri olduğunu ve bu şekilde oynamayacağını söyleyince yapım neredeyse başlamadan bitiyordu. bunun üzerine coppola bir gecede senaryoda bazı değişiklikler yapıp al pacino’nun onayını aldı ve yapıma devam edildi. al pacino’nun kaprisleri yalnızca ağır senaryo değişikliklerinden ibaret değildi. daha yüksek bir ödeme istemiş ve daha da önemlisi sık sık yönetmen coppola’nın yavaş olduğundan şikayet ederek ayrılmakla tehdit etmişti. bu arada filmin çekimleri 104 gün sürdü. :)

    lee strasberg aslında bu filmde rol almayı istemiyordu. onu bu filmde görmek isteyen kişi, kendisinden oyunculuk eğitimi alan al pacino’ydu. başlarda gönülsüz olsa da francis ford coppola’nın babası carmine coppola ile yaptığı 45 dakikalık bir görüşme sonrası oynamayı kabul etti.

    filmin görüntü yönetmeni gordon willis bazı sahnelerde karanlık görüntü kullanımında aşırıya kaçtığını kabul etmiş ve özellikle de michael’ın annesiyle konuşup] ona akıl danıştığı sahnenin fazla karanlık olduğunu bir örnek olarak sunmuştu.

    “dostlarını yakın tut, düşmanlarını daha da yakın” repliği amerikan film enstitüsü’nün “100 yıl, 100 film repliği” isimli listesinde 58. sırada yer aldı.

    film 1901, 1917, 1920, 1923, 1941, 1958, 1959 ve 1960 yıllarında geçiyor.

    francis ford coppola marlon brando’nun genç vito’yu oynamak için uygun olduğunu düşünüyor olsa da robert de niro’nun seçmelerdeki performansı onu öylesine etkilemişti ki brando’ya teklif dahi götürmedi.

    the godfather 2, oscar ödülleri tarihinde en iyi film oscar’ı kazanan ilk devam filmiydi. daha sonra aynı başarıyı 2003 yılında yüzüklerin efendisi: kralın dönüşü filmi de yakaladı. bugün itibariyle bu başarıyı yakalayan başka bir devam filmi yok.

    film tam 11 oscar adaylığı çıkardı. francis ford coppola’ya en iyi film, en iyi yönetmen ve mario puzo’yla birlikte en iyi uyarlama senaryo, robert de niro’ya en iyi yardımcı erkek oyuncu dallarında oscar kazandırdı. bunların yanında en iyi film müziği ve en iyi yapım tasarımı dallarında da oscar kazandı.

    13 milyon dolar’a mâl olan film toplam 48 milyon dolar hasılat elde etti.

    eğer bu bilgileri video olarak izlemek ve beni desteklemek isterseniz kanalıma göz atabilirsiniz

    kaynak: imdb
hesabın var mı? giriş yap