• film güzel ancak sadece michael shannon performansını seyretmek için bile izlenilir.
    bana kill the irishman'i anımsattı. galiba millet temelli olduğu için. o irish di bu polack onu da sevmiştim, bunu da sevdim.
  • topgunfilminde val kilmer ın canlandırdığı karakterin telsiz çağrı adıdır. hal böyle olunca bu kaskında da yazar. hatta filmde genelde herkes birbirine bu telsiz çağrı isimleri ile hitap ederler...
  • başarılı bir film olmuş. ne senaryo oyunculuğun önüne geçmiş, ne oyunculuk senaryonun önüne. yönetmen* güzel dengelemiş olayı. notum 7/10

    --- spoiler ---

    işlediği cinayet sayısı 100 ila 250 arası olan bir seri katilin biyografisi anlatılan filmde biraz daha yaptığı işler örneklendirilebilirdi.
    yönetmen yahudi olunca filmde de yaduler ara ara gösteriyolar kendilerini, genellikle dış çekimlerde sokakta gecen haham kılıklı adamlar.

    --- spoiler ---
  • neredeyse her filminde aynı karakteri oynayan ray liotta'ın karşımıza tekrar gangster rolünde,
    psikopat karakterlerde kotasını fazlasıyla doldurmuş olsa da hala bu karakterlerde karşımıza çıkan ve bu rollerin hızla üzerine yapıştığı michael shannon'ın katil kuklinski rolünde,
    fazlasıyla çökmüş olan winona ryder'ın kuklinski'nin eşi rolünde,
    captain america chris evans'ın uzun saçlı tetikçi rolünde karşımıza çıktığı filmdir.
    senede onun üzerinde film çekmesiyle işkolik kelimesinin anlamını genişleten james franco burada sadece 3 dakika görünüyor. hatır için oynamış olsa gerek.

    spoiler içerebilir...

    afişte yazıldığı gibi karakter her açıdan yansıtılıyor. film, kuklinski'nin babalığına da, katilliğine de ve kocalığına da değiniyor. özellikle bu üçünün kesiştiği, yani ailenin (eşi ve iki kızı) "baba"nın gerçek yüzünü (ya da dexter'dan alıntılayıp söylersek "dark side"-karanlık tarafını) gördükleri sahne etkileyici idi. bunun dışında sıkmadan kendisini izlettiriyor. fena bir film değil, ama öyle muazzam bir film de değil. bir süre sonra hafızadan silinebilir yalnız. shannon için ve farklı bir evans için izlenebilir.
  • --- spoiler ---

    buzadam'ı buz gibi bir adamın (michael shannon) oynadığı, iyi işlenmiş ve beyaz perdeye iyi aktarılmış bir 'prensipli katil' filmi sevgili sözlük.
    gerçi 'karanlık yanını' mahalleli ve yakın çevresinden yıllarca gizleyip önüne geleni hacamat eden ikiyüzlü katil senaryoları da az değil hani, fakat bu film sırtını gerçek kişilere yaslayarak benzerlerinden ayrılmış.

    ayrıca,
    suserlarımızın birçoğunu üzmüş ama bence winona ryder gayet güzel girmiş orta yaşlarına.

    bir de,
    james franco kolay kolay ölmez diyordum ama film bana ünlülerin de kolayca harcanabileceklerini göstermek açısından bir ilki gerçekleştirdi.

    --- spoiler ---
  • michael shannon rolüne adapte olabilmek için çekimlerden önce her gün kahvaltıya müteakip 1 adam öldürmüş.
  • yüzlerce cinayetten hükümlü, iyi aile babası bir kiralık katilin biyografisi.
    --- spoiler ---
    film kuklinski'nin 70'lerin başından, yakalanışına yani 1980'e kadar ki hikayesini anlatıyor. kardeşi ile ilişkisi gibi geçmişindeki detaylara pek değinilmiyor. sürükleyici denebilir ancak bu sıra dışı öyküden çok daha sıkı bir iş de çıkabilirmiş. bir de finalde bazı noktalar açıkta kalıyor. örneğin; roy demeo'ya ne oldu?
    --- spoiler ---
  • albert camus'nün (ya da camışın mi diyeydim) yabanci'sini okudugumdan beridir duygularindan arinmis, olaylara toplumun bekledigi tepkileri vermeyen adamlara karsi bi sempatim var zaten. her ne kadar dexter iyi aile cocugu tipleriyle sempatimi tam kazanamadiysa da iceman, adiyla bile dikkatimi cekmeyi basardi. hele filmin daha hemen baslarinda en sevdigi disney karakteri cinderella olan (filmin en iyi sakasi bana göre) kuklinski abinin porno sektöründen kiralik katillik meslegine gecisini ve ilk cinayetlerini hizli bi sekansla göstermesiyle film umut sacmaya basladi. "demek ki cinayetler filmin merkezinde degil, aksiyonla göz boyamiycaklar" diye düsündürttü. cok da yaniltmadi, zira kuklinski babasindan bolca dayak yemis, kardesi de kendisi gibi öfke kontrolü yasayan, ailesine asiri düskün bir karakterdir ve onlara yüksek standartli bir hayat yasatmak ugruna bu riskli hayati sürdürmeyi göze almaktadir. muhtemelen beli dogrultayim birakiyorum bu isleri hayallerindeyken biraz da acgözlülügünün sonucu olarak büyük abilerle ters düser. ondan sonrasi film zaten.
    unutulmaz, tadina doyulmaz bi film olmamakla beraber izlemeye deger diyorum ve bunu seven bunu da gönülden sevdi tavsiyesi olarak jacques mesrine ismini ortaya atiyorum
  • michael abi güzel oynamış tamam, ancak film çok vasat geldi bana.

    senaryo gerçek hikayeden uyarlama, fazla oynayamazsın belki ama yine bi-iki yönetmen hareketi, ne biliyim güzel sahne veya diyalog ? ı-ıh, çok az. müziklerde öyle pek ilgi uyandırmadı ben de.

    filmi izlerken sıkıldım mı ? hayır. ancak pek bi sade.

    -hey, you know what they say.
    -no, ı have no idea.
    -that's just what they say.
  • ortaya bir başyapıt çıkartılabilecekken sadece iyi bir film olmuş. hikayenin gerçek olduğunu bilmek heyecanlandırıyor. filmin sonuna kadar bendeki hissiyat "ekmek parası hacı napcan işte" oldu. yan karakterlerin iyice işlendiği 3 saatlik bir film olabilirdi.
hesabın var mı? giriş yap