• eski zamanın ruhuyla çekilmiş, "casino", "goodfellas" gibi filmleri sevenler için ilaç gibi gelecek, iyi bir film.

    üstadlar yine döktürüyolar, adamların şu dönemde hala böyle filmler çekebiliyo olmaları kalitenin ne olduğunu, kimlerde olduğunu bize gösteriyor.

    filmi izlerken tek sıkıcı nokta, al pacino, robert de niro, joe pesci'nin ne kadar yaşlanmış olduklarının sürekli gözünüze çarpması.
  • planlaması 2010 yılında başlamış 9 yıllık mazisi olan bir film. nihayet netflix te yayına girdi. az evvel bitirme şerefine nail oldum.
    amerika'nın 50 yıllık politikalarının kısa ve vurucu bir özeti, devlet-mafya-sermaye ve bir de bunun üzerine yozlaşmış sendikacılığın hikayesi...
    robert de niro nun gelecek kuşaklarca dahi konuşulacak efsanevi oyunculuğu...
    al pacino niçin al pacino oldu sorusunun 3 saat 29 dakikalık belgeseli... bir kez daha bir kez daha izleyeceğim filmler arasına girdi bile.
    o kamera çekim teknikleri ile hitchcockmusun be birader, müthiş bir görsel şölen müthişşş. frank ve jimmy'nin, frank'in gecesindeki ikili konuşmada, frank açısından jimmy'yi tepeden ve jimmy açısından frank'i aşağıdan görüyoruz, ikili ilişkisindeki dengenin nasıl değiştiğini söz değil, müzik değil, sadece kamera anlatıyor. ancak tartışmayı yine de inatçılığıyla jimmy kazanıyor. geriye gidecek olursak,
    the godfather film müziğinin, frank'in (robert de niro) aleme ilk adım attığı an çalması, restorant ve yemek ve o an tanıdığı büyük bir babanın 1980 yılında, başından vurularak öldürüleceği bilgisi verilmesi ile şu sahne arasında enfes ilişki
    al pacino'nun baba'nın intikamını alması
    frank'in kızını itekleyen bakkala, kızını alıp bir öfke yol alması ve onu aynı sonnynin yaptığı gibi sokak ortasında dövmesi yine bir the gotfather göndermesi olarak okunuyur. yalnız farklılık sonny'nin bu olay akabinde öldürülmesi. the irishman, ikinci kez, gf'de olanların burada gerçekleşmeyeceğinin altını çiziyor.
    ve filmin sonuna doğru tüm bu göndermeler yerini buluyor.
    --- spoiler ---

    frank, kendisini sendikada yükselten, korumalığını sağ kolluk görevini üstlendiği arkadaşını jimmy'i (al pacino) öldürüyor. film boyunca gotfather'e yapılan göndermeler zirveye ulaşıyor ve al pacino öldürülüyor. filmin bundan sonrası bu ihanete karışan herkesin lanetlenmiş gibi başına bir hal gelmesini konu alıyor. frank'in yalnızlığı ve içini kavuran vicdan azabı... her haliyle nerden baksam nasıl övsem yanıp tutuştum bu film bu sene kaç oscar alacak merakla bekliyorum.
    --- spoiler ---

    edit: (bkz: the irishman'in oscar'da sıfır çekmesi)
  • ustalar göçüp gitmeden böyle güzel bir hediyeyi bizlere bırakmışlarsa ancak sevinebiliriz buna. hoffa ile pro nun sahneleri müthiş eğlenceli olmuş. oyunculuklara diyecek yok. gençleştirme tekniği kullanıldığını bilmeden izlediğim için pek rahatsız edici değildi benim için. boşverin detayları izleyin gitsin.

    bir de sevdim sevmedim diyenleri de bir yere kadar anlıyorum da yarısını izledim, üçe bölüp izledim, yarın izleyeceğim, izlemeyeceğim diye entry yazan yazarlar bilsinler ki bunları bilmeye ihtiyacımız yok. sen zaten izleme. seni aşar ki zaten büyük ihtimalle beğenmeyeceksin.
  • el camiloyu seven bu filmi de sever.

    aynı nedenden.

    imdb puanı 8,6 eder mi, eder tabi lan.

    black panther'in oscar aldığı dünyada az bile.

    ne demişler:

    old farts smell good.
  • efsanelerin toplandığı biyografik film.

    süresine bakınca biraz endişelenmiştim ama film daha ilk dakikalardan yağ gibi akmaya başladı. biraz geç saatte izleme hatasına düşünce filmden bağımsız uykum geldi yarıda kesip sonraki gün devam ettim. buradaki birçok kişi de aynısını yapmış, çünkü filmi izlerken al pacino ve robert de niro'yu izleyebildiğimiz için ne kadar şanslıyız diye düşünüp durdum. evet yaşlandıkları anlaşılıyor ama bu adamlar gerçekten çok özeller. martin scorsese'in filmde başardığı en önemli şey ikisinin sahnelerini çok doğal tutmuş olması. ikisini bir arada izlerken derin rol kesmelerine veya havalı replikler söylemelerine gerek yok zaten, çok boş basit bir sohbeti bile inanılmaz oynuyorlar. joe pesci ise yıllar sonra oynadığı ilk filmde döktürmüş gerçekten. abartılı hareketleri olmayan bir karakteri de harika oynamış adam.

    martin scorsese marvel'a diklendikten sonra bomba gibi bir filmle çıkmış gerçekten. gerçekten de marvel eğlence sektörünü olduğu gibi film sektörünü de ele geçirdi ve martin scorsese gibi bir yönetmen bile filmini netflix'te yayınlamak zorunda kalıyor. ben de marvel vs filmlerini izleyen biriyim ve zevk de alıyorum ama böyle yönetmenlerin ve oyuncuların işlerini izleyemeyecek hale geleceksek işler kötü.
  • filmi öven övene...ben neyi göremiyorum bu filimde de insanlar görüyor! hayretler icerisindeyim. film gayet kötü olmuş, bir yığın yaşlı insan bir araya gelmiş filimcilik oynamış resmen! ama sevgilim çok sabırlı olduğu için bitirdi, kendisini seviyor ve de tebrik ediyorummm…
  • izlemeden önce oyuncu kadrosu ve yönetmeni görünce dahi heyecanlandıran, üç saatin nasıl geçtiğini anlayamadığım bir sinema şaheseri olmuş. bu kadro ölmeden önce topluca bir film çekmiş olmaları dahi yetecekken senaryo ve yönetmenlik de efsane olunca harika bir iş çıkmış ortaya. üzerinden biraz zaman geçtikten sonra tekrar tekrar izlemelik. 10/10.
  • hakkında “spoiler” içermeyen entryleri okudum. sağolsunlar spoiler vermemişler de öyle imalarda bulunmuşlar ki “acaba filmin hangi kısmında bu imalar var “ diye düşündüm filmde.
  • 9/10

    o bir puani da filmde stones çalmadı diye kırdım. muazzam bir filmdı.
  • bakın casti ben de savundum ama oyuncuların yaşları oldukça sinir bozucu. filmin mükemmelliğine gölge düşürdü. gençleştirmek için cgi kullanmışlar ama sanırım kullanamamışlar. bir faydası olmamış.

    henüz ilk sahnelerde, frank ve russell kamyonu tamir ederken, russell frank'e "çocuk" diye sesleniyor. bakıyorsun, ikisi de 5 yıla ölecek yaşta. güldüm açıkçası.

    en berbatı da 12 yaşındaki peggy'nin bir sonraki sahnede 18 yaş rolü yapan 37 yaşındaki anna paquin oluvermesiydi. yahu iki dakikalığına kendisini gösterecek başka oyuncu yok muydu?

    eyvallah, biz de herkesi bir arada görmek istiyoruz ama senaryo uygun değilse oynatma, ne diye zorluyorsun? yahu sen martin scorsese'sin, "herkesi oynatayım filme merak artsın" ne kadar doğru bir fikir?

    filme yönelik tek eleştirim de bu. roman gibi film. 8/10.
hesabın var mı? giriş yap