• tam bir guclu kadin hikayesi. hic arkasina bakmadan ilerlemesi fantastik tabii ama imrenilesi.

    kiyafetler muthis; zaman makinesi istiyor insan o zamanlara gitmek icin.
  • ilk sezonu yeni bitirdim. bir kadının nasıl güçlü olabileceğini anlatıyor resmen kadının enerjisine kendinden emin olmasına bayıldım. ben o kadar enerjik olamıyorum. mükemmel kostüm, bol kahkaha, mükemmel oyunculuk, mükemmel ayrıntılar
  • birinci sezonun final bolumunu az once izledigim tadina doyulmaz bir dizi.

    hem guldurup hem aglatanlardan, fakat arabesk bir aglama degil bu!

    boyle icten icten ilik ilik insanin stresini azaltan guzel duygularla dolu, bazen sadece karakterin mutluluguna, basarisina agliyorsunuz,

    bazen de sadece bir anda herseyin degisebilmesine birini bir durumunu ne kadar kolay kaybedebilecegimize dair o en gizli duyguyu hissettirdigi icin olan urepermeyle karisik olan gozyaslari yine usul usul akiyor goz pinarlarindan...

    guldurme kismi ise nedense stand up sahnelerinden daha fazla midge'in anne ve babasina, hatta joel'un anne ve babasina guldum, ciftin arkadaslari rolundeki imogen ve kocasi da ileri sezonlarda daha parlayabilir, kesinlikle umut vaadeden bir materyal var orada. zaten abe rolundeki tony shalhoub tam rolune oturmus, dokturuyor. joel karakterinin sacmalamayi birakip isine gucune baktigi, boylece sadece calismayip kariyerine konsantre oldugu bolumler oldukca basarili, oynadigi karakterin degisimlerini cok iyi vermis. velhasili kelam broadway sovu kalitesinde dekor kostum oyunculuk on numara bir seyirlik yaratmislar, yapanlarin ellerine saglik.
  • bir dizi nasıl bu kadar güzel olabilir... az önce final bölümünü izledim, dizi gitgide güzelleşiyor. son birkaç bölümünü arka arkaya izledim dayanamayıp. kostümler ve sahne görüntüleri muhteşem, diyaloglar çok keyifli, karakterlerin hepsi başarılı, verdiği mesaj kıymetli... yok yok... bitince bir süre olduğum yerde kalıp düşüncelere daldım, her zamanki gibi hayatımı sorguladım, kendimi eleştirdim yeniden, psikologculuk oynadım. her gün hayatımı değiştirmeye karar verip hiçbir şey yapmıyorum. bunun üzerine çokça düşündüm.
  • izlemek istediğim asıl diziyi bir türlü açamayınca, önüme çıkan ilk dizidir kendisi. adı gibi güzeldir. karakterler,mekanlar, müzikler, replikler harika ötesi. telaffuzları çok düzgün her kelimesi anlaşılıyor.
  • uzun zamandır yeni baslayan diziler icerisinde ilgimi ceken ve hayal kırıklıgına ugratmayan tek dizi. harika atmosfer, harika muzikler, muhtesem kostumler, olusturulmus cok saglam oyuncu kadrosu ve ilginc hikayesi yanında sadece garnitur. dizinin karnesi de simdilik cok iyi; imdb 9/10 rotten tomatoes 95% amazon 4.9/5.
    aslında dizi meshur kadın komedyen joan rivers'ın hayatından esinlenmis. bu yuzden bence spoiler vermeden, dizinin hikayesinden bahsetmenin en guzel yolu biraz joan rivers'ı anlatmak.
    rivers 1933 new york, brooklyn'de yahudi bir ailede dunyaya gelir. babası doktor annesi ise ev hanımıdır. 1954'te sadece kadınlara egitim veren barnard college ingiliz edebiyatı ve antropoloji bolumunden mezun olur. 1955'te evlenir, fakat evliligi cok kısa surer. bu donemde greenwich village'te komedi kluplerinde stand-up gosterileri yapmaya baslar. en cok sahne aldıgı klupler arasında meshur "the bitter end" ve "the gaslight cafe" de bulunmaktadır. o donem komik kadın oyuncular vardır fakat kadın komedyen diye birsey yoktur. 1950'lerde kadının toplumdaki yerini cok acıklamaya gerek yok zaten ama yahudi cevreleri daha muhafazakar ve erkek dominanttır bu sebepten "dul kadın" rivers'ın komedi kariyeri hic hos karsılanmaz.
    joan rivers aradıgı cıkısı 1965'te talk showun kralı olarak bilinen johnny carson'ın the tonight show'unda gorunerek yakalar. donemin komedyenlerine kıyasla joan cok daha sivri dillidir, sert ve acımasız bir espiri anlayısı vardır. ozellikle kadına toplumca bicilen rolu ve erkekleri elestiren sakalar yapmasından kimileri rahatsız olmaktadır. joan rivers 1967 joan rivers 1970 fakat joan o kadar zeki, hazır cevap ve komiktir ki insanlar onu izlemekten kendilerini alamaz. joan kadınlara yapılan haksızlıga karsı komedi yoluyla tepki gostermenin kapısını acmıs olur.

    joan yıllarca johnny carson'la birlikte yazar ve yedek sunucu olarak the tonight show'da calısır. 1986'da fox tv joan'a kendi talk showunu teklif eder. the late show'un baslamasıyla joan rivers ilk kadın talk show sunucusu olur. biraz ihanete ugradıgını dusundugu icin biraz da erkek egosundan dolayı johnny carson, joan ile konusmayı keser ve onun the tonight show'a cıkmasını tamamen yasaklar. isin acı kısmı jay leno ve conan o'brien bu yasagı devam ettirir. 2014'te jimmy fallon'ın showu devralması ve yasagı delmesiyle joan kariyerinin basladıgı programa konuk olur. bundan kısa bir sure sonra da hayatını kaybeder. belki de bu vedayı beklemistir.
    gordugunuz gibi dizinin bize sunacagı daha cok sey var. karbon kopya gibi arka arkaya patlak veren salak televizyon dizilerinden cok daha fazlası, cok daha farklısı the marvelous mrs maisel. basladıgınıza kesinlikle pisman olmayacagınızı garanti ederim.
  • muhteşem. amy sherman palladino'ya sınır koymazsanız böyle işler çıkartır işte.
    amy hanım ile kadınlardaki zevkimizin aynı olmasına değinmeyeceğim. gilmore girls'ten beri yarattığı ana karakterin fenotipi hep benzer, siyah saçlar, mavi gözler, bembeyaz ten.
    izleyin. rachel brosnahan'in farklı tip karakter oynamakta ne kadar iyi olduğunu göreceksiniz eğer house of cards'ı izlediyseniz.
  • gaslight sahnesinde duvarda bağlama var sürekli. sadece final bolümde dönmüş.

    edit: sanırım şu da ud
  • amy sherman-palladino'nun amazon originals serisi. overrated'in krali. bir de golden globe kazanmis.

    tamam kiyafetler guzel, donem dizisi ve komedyenler uzerine bir kismi olmasi buyuk artilari ama bu kadar iste. diyaloglar, maisel'in kendisi, basindan gecenler cok cok zorlama.

    gilmore girls iyiydi ama bu fazla fazla cabaliyor.
  • 1950 yılı manhattan'da yaşayan ve hayatının trajikomik dönüm noktasında komedyen olma tutkusunu keşfeden mrs.maisel'in hikayesi.benim için kesinlikle izlenmeye değer diziler sırasında üst sıralarda yer alır. artık filmlerde,dizilerde tek tip güçsüzleştirilmiş kadınlar değil,hayatının iplerini eline almış güçlü kadınlar görmek istiyoruz ve bu dizi kesinlikle böyle düşünenlere hitap ediyor.

    diziden kısa bir alıntı
    "ıt's fine.ı don't mind being alone.ı just don't want to be insignificant. do you ? don't you want to do something no one else can do ? be remembered as something other than a mother or a housewife ? "
hesabın var mı? giriş yap