• bölümlerinden birinin altındaki yorumla beni güzel güldürmüş dizi.

    -şu jane'e bi paket rize çayı gönderelim de adam gibi çay içsin. sallama çay mı içilir...
  • birkaç hafta önce başladım, dün de dördüncü sezonu bitirdim. artık sağa sola bakınca jane' in karakter tahlili geliyor aklıma. dün mesela asansördeki kadına günaydın dedim, suratsız suratsız yüzüme bakıp asansörden indi mendebur kadın. kötü bir çocukluk geçirmiştir, kocasını aldatıyordur falan derken ümraniye' de yaşadığımı hatırlayıp vazgeçtim düşüncemden.
  • 7 yıllık hikaye madem bitti, dizinin sonunda patrick neden stay tuned for scenes from our next episode dedi onu anlamadım.
  • --- s6e3 spoiler ---

    cho bölüm sonunda gülüyor.
    kesin bilgi, yayalım.

    --- s6e3 spoiler ---
  • --- dizi finali ---

    the mentalist zaten duygular uzerine bir diziydi ve duygusal bir son yapti gayet dogal olarak. ki son dakikaya kadar kacma-kovalamaca aksiyonu da devam etti. son bolumunde ne beklersiniz bir diziden hic anlamam.

    jane ve lisbon, dizinin yarali karakterleriydi. sonunda mutlu olmalari beni sebepsizce sevindirdi. ozellikle jane'nin ailesinden son bolumde bu kadar bahsedilmesi, yuzugun gundeme gelmesi cok duygusaldi. jane red john olunce degil, nihayet finalde gecmis defterleri kapatti.

    ayrica dizinin fanlari surekli jane'le lisbon arasinda yeterince cekim olmadigindan, iliskilerinin gercekci durmamasindan yakiniyorlardi. evet dedikten sonraki o tutkulu guzel opusme ile o tartisma da son ermistir saniyorum. ne tatliydilar, hem heyecanli hem cok mutlu ^_^

    cho'nun gamzesini de gorduk, van pelt'le kazma kocasini da. hatta wylie bile hayatina devam etti, bir gunlugune bile olsa icip dans etti. kisaca yumus yumus, cok tatli bir finaldi. elimde mendil, gozlerim dolu dolu izledim.

    patrick jane'nin o buyuleyici gulumsemesi olmadan hayat ne zor olacak simdi.

    --- dizi finali ---
  • red john'un tukaş ketçap olduğunu düşündüğüm dizi.
  • sezonun en sağlam dizisi olma yolunda hızla ilerleyen yapım. son bölümden güzel bir ayrıntı...

    --- spoiler ---

    bob kirkland'ın red john ya da red john'un adamı olduğuna dair en büyük göstergelerden biri hastanede lennon isimli red john'un adamının patrick jane ile konuşmasını önlemek için öldürmesiydi. bu bölümde anladık ki öldüren büyük ihtimalle michael kirkland yani red john'un tarafına geçen ikizi. aynı zamanda red john'la alakalı insanlara beni önceden gördün mü diye sormasının nedeni de ikizini araması...

    --- spoiler ---
  • --- spoiler 3x22 ---

    kimball cho gülüyor.

    --- spoiler 3x22 ---
  • - bu akşama kadar memnuniyetimi korur iken, okuduğum yeni röportajlarla, beni benden alıp duvarlara çarpan, ve artık hakkında aynı sakinliğimi koruyamadığım dizi.

    şu dakikadan sonra yerin dibine batsın red'i deeee john'ı da !!!

    toparlanmış röportajlar;

    --- spoiler ---

    soru: heller ne zaman karar verdi red john'ın kim olduğuna?
    heller : aslında son birkaç yıldır belliydi, 3-4 olasılık vardı. sonunda en doğal olana karar verildi.

    soru: red john olayını çözmek için doğru zaman mıydı?
    simon : (burada kıvırmış durmuş simon, saçma sapan açıklamalar..)
    her bölüm kaldığımız yerden devam etseydik, dizi 24'e benzerdi.
    sırf rj bölümleri isteyenler kadar rj'dan bağımsız vakaların bölümlerini de bekleyenler vardı. biz bu ikisinin ayarını iyi tutturduk. bunun kararı bana bağlı değildi. son 5 aydır, ilk sezondaki kadar canlı hissettim çünkü artık biryerlere varıyorduk. (pehhh!)

    soru: red john'ın kimliği simon'ı tatmin etti mi?
    simon : neticede onu öldürmüş olmak beni tatmin etti.
    daima, her gün işe giderken gördüğüm ya da 2 sokak ötede bahçesini sulayan her hangi bir tip, alelade biri olduğunu hissetmiştim. ve sonuç böyle çıkınca, bu duruma uydu. eninde sonunda bir parça hayal kırıklığı olacaktı. sonuçta her gizemli olayda kafanda çizdiğin bir hayal var.. (bla bla bla... :/ )
    heller: sen aslında mağaradan çıkan boynuzlu ve kuyuklu bir sean connery bekliyordun ama malesef öyle biri yok. (aman ne komik bruno'cum..)

    soru: jane, red john'ı niçin öldürdü? ve bu bölümü hazırlarken senin için en önemli olan neydi?
    heller : jane'in bunca yıl yaşadıklarından sonra istediğini almasıydı önemli olan. bu sahneyi, zeka savaşlarının ya da karmaşık duygudurumlarının olduğu bir an gibi düşünmedim. jane'in istediği intikamdı, ve, aldı.. bence seyircinin de istediği buydu. ben 'heist' filmleri (soygun, kumpas, vs) ya da sonunda intikam alınamayan intikam filmlerini sevmem; hep kandırmaca, oyalama gibi gelmiştir bana.
    bizim dizimiz, jane'in haklı intikam sebebiyle başladı ve alamasaydı, dürüst bir son olmazdı.
    simon : (yine boş konuşmuş) sadece tetiği çeken olmak istemedim; bu durumda tek yaptığım tetiğe dokunmak olacaktı, geri kalan işi silah halledecekti. oysa ona dokunmak, ellerimle boğuyor olmak, çok daha yakın bir temastı.
    heller: evet, ve daha gerçek, daha dürüst, daha duygusal.. tüm o baskı, taşıdığı onca yük düşünülürse, zordu izlemesi ama keyifliydi.
    simon : (karakterinin üzerinde nasıl çalıştığından bahsediyor yine lüzumsuzca) bu dizideki en zor iş, bu karakteri, hem çok zayıf olan o duygusal yönüyle, hem de bunun zıttı olan, hafife alan değişken mizacı ile oynamaktı.

    soru: peki red john gerçekten öldü mü?
    heller : red john öldü. bitti o iş. (bzzzt !)

    soru : blake örgütü, ne zamandır dizinin ana planında var?
    heller : baştan beri vardı, ama gizliydi. bu da, başından beri red john'ın muazzam gücüne, bağdaşık, uyumlu ve mantıklı bir açıklama sağlıyor.

    soru : red john, medyum olduğunu söyledi. doğru mu bu?
    heller : bu kısmı sallantıda bıraktım. jane de benim gibi ısrarla medyumların var olmadığını savunuyordu. ama dünyada buna inanan, her hafta medyumlara giden insanlar var. bu yüzden bu kısmı seyirciyi düşünerek ucu açık bıraktım.

    soru : simon baker, jane'in tüm hikayesini birleştirebiliyor mu artık?
    simon : tüm parçaları zihnimde birleştirebildiğimi düşünmüyorum. çok fazlalar. ama kesinlikle bu karaktere ait anahtar sahneler var hikayede; intikamını bireysel bir gösteriyle, zorla da olsa alacağına ve belki de sonrasında varoluşsal/travmatik bir duruma düşeceğine dair..

    soru : xander berkeley (mcallister), kendisinin red john olduğunu ne zaman öğrendi ve nasıl tepki verdi?
    heller : neredeyse son anda öğrendi ve büyük heyecan yaşadı.

    soru : red john, öldürülmek yerine yakalanıp hapsedilseydi de, diğer kurbanlarının aileleri de sonuca biraz yaklaşsalardı, daha iyi olmaz mıydı?
    simon : güzel. sevdim bu fikri. çalalım biz bunu.
    heller : işte başlıyoruz. simon'la çatıştığımız nokta buydu. ve son sözü ben söyledim: "hayır, öldür gitsin şu herifi!"
    simon : anlaşamadığımız ilk konu değildi bu.
    heller : evet, son da olmayacak.
    simon : pişman olduğun tek bir şey olacaksa, o da bu konuda olacak.
    heller : işte simon'la farkımız bu. pişman olacağım tek şeyi onu yaşatmak olurdu.
    güzel olan soru; jane bunun suçluluğuyla mı yaşayacak yoksa bu ona güç mü verecek.. bence güç verecek. zira ilk kez öldürüşü değil bir insanı. (ne diyor bu?)

    soru : red john'ı öldürmek, jane'de nasıl bir değişiklik yaratacak?
    heller : jane, yıllardır kovaladığı arzusuna ulaştı, bir nevi, yarattığı şeytana. peki insan olarak nasıl etkilenecek bundan? yepyeni bir hayata başlayabilecek mi? tüm bunları ardında bırakabilecek mi? dizinin başlayacak olan bu taptaze kısmında, jane eskisinden daha mutlu bir insan. omuzlarından büyük bir yük kalktı. aynı şekilde bu yük "dizinin omuzlarından da kalktı. (!!! - gitti benim umutlar..)
    dizi, yine aynı dizi olacak, ama daha az karanlıkla ve daha özgür bir akışla.. jane, daha serbest ve özgür..

    soru : sonunda bir aşk hayatı olacak mı jane'in?
    heller : mümkün..

    soru : jane ve lisbon, sonunda yakınlaşacak mı?
    baker : evet, bence kesinlikle öyle.
    heller : jane ve lisbon bu karmaşaya öyle kapılmışlardı ki, çevrelerindeki insanların kendileri için ne anlam ifade ettiğini anlamaya fırsatları olmadı. şžimdi ikisi de rahat bir nefes alıp, birbirleri için ne anlam taşıdıklarını farketmeye başlayacaklar.

    soru : red john'ı öldürmüş olmanın jane için yasal birtakım sonuçları olacak mı?
    heller : elbette olacak. kasıtlı ya da kasıtsız, bir cinayet işleyip, ortadan kaybolamazsınız.

    soru : jane yeniden kanun işlerine dahil olacak mı?
    heller : hemen değil. ama söyleyebilirim ki, kendi arzuladığı hayatın dışında bir görev edinecek. gelecekteki yaşamı, tamamen kendisine bağlı değil.

    soru : dizi yeniden "haftalık bağımsız vakalar"ı çözerek mi devam edecek?
    heller : evet, aynı gidişatla olmasa da vaka çözmeye devam edeceğiz.

    soru : red john olmadan mentalist başarılı olacak mı?
    heller : (resmen şudur yanıtı : "çok da umrumuzda değil" )
    hikayenin bu kısmı artık kapandı. böyle bakmak lazım.. dizinin asıl kıymetli kısmı bu değil, jane'in kafasının içindekiler ve yaşadıkları/yaptıkları. red john bir karakter olarak yoktu bu dizide; sadece bir histi, bir nesneydi.. (ben öldürürüm vallahi bu adamı!!) bize bu hissi veren, red john'ı yaşatan da zaten red john'ın kendisi değil, jane ve ekibin kalanıydı. bence red john'dan sonrası harika olacak. kalan kısımda ise, hoşlanıp hoşlanmadığına, seyirci karar verecek.

    soru : diğer karakterler için bu ne anlama geliyor?
    heller : samimiyetle, bunu çok da düşünmedim. 'boşanma sonrası çocuk' gibi olacak durumları. başka bir adamın misyonuna bağlıydılar bunca zaman, ve şimdi o görev tamamlandı. şžimdi, yaşamayı tercih etmedikleri bir dünyadalar ve çevrelerindeki o dünya hala değişiyor.

    soru : red john hakkında daha fazla bilgi edinebilecek miyiz?
    heller : geri dönüş yapmayacağız. perde artık çekildi bu şeytani karakterin üzerine.. biliyorum, çok fazla soru var internette rj hakkında; "ne, neden, nasıl".. tümünü yanıtlamaktan zevk duyarım. ınternet üzerinde keyifli olabilir, ama haftalık tv seyircisinin bundan hoşlanacağını sanmıyorum. (ne diyor bu adam allah aşkına!!!)
    simon : rj'ın ölümüyle, jane'in o parçası da öldü. toparlanması biraz vakit alacak. bir sevgilisi, karısı, çocuğu, hatta cbı ekibi dışında görüştüğü hiçkimse yoktu. şžimdi bu sona erdi. dizide 4 milyon kez adını andık ve 3 milyon tanesi son 7 bölümdeydi. bunu atlatırken zorlandım ama temiz bir son oldu ve jane artık onun hakkında konuşmayacak. konuşsa bile 'red' ve 'john' kelimeleri, aynı cümlenin içinde geçmeyecek..

    soru : yani bundan sonra hiçbir bölüm isminde 'red' kelimesi geçmeyecek, öyle mi?
    heller : kesinlikle öyle! ne mutlu ki öyle..
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap