• filmin 2 boyutlu olması büyük bir artı. pixar ve türevlerine bayılsam da bir atlantis, bir mulan gibi çizgi filmler bir daha kolay gelmiyor malesef. o yüzden büyük umutlarla izledim filmi. ancak malesef beklentilerimi fazla karşılayamadı.

    film tamamen new orleans'ta geçiyor ve aksanlar da o yöreye özel. tabi orada sokakta konuşulan dili anlamak mümkün değil diye biliyorum, o yüzden hafifletilmiş no aksanı diyelim. filmdeki müzikler çocuk filmine göre çok ağır. bu filmin hedef kitlesinin caz şarkılardan keyif alacağını pek sanmıyorum.

    bir monsters inc beklemiyorduk tabi ama yine de bir atlantis, bir anastasia olabilmeliydi diye düşünüyorum, hele 2 boyutlu bu kadar az yeni çizgi film varken.
  • disney'in klasiklerini hatırlatan, aratan "eh işte" çizgi filmi.

    kadeşimle "nazo82 & shagrathian" çevirisiyle izledik ve film boyunca 3 kere "şükela" kelimesi geçti, ben şaşırdım ve güldüm, kardeşimse "şükela" ne demek diye sordu haliyle.

    kurbağa öpmekten tiksinmesi ve sarışın mavi gözlü kız dururken asıl kızın zenci olmasıyla ilk.
  • sadece esas kızın siyahi olmasıyla değil, içine kattığı new orleans'ın jazz ruhuyla, aksanıyla çok özel bir animasyon olmuş. disney 2 boyutluya geri dönerken, günümüzün en büyük klasik animasyon ustasının etkisinden de kaçamamış kanımca. birçok sahnede kıyafetlerin salınımından tut, ruhların varoluşuna kadar miyazaki etkileri görmek mümkündü. çok da güzel olmuş bence, şikayet ettiğim sanılmasın.

    şunu da atlamayayım, dünyanın en klişe sonu yazılabilecekken, sıfır sürpriz beklentisiyle gevşeyerek izleyen seyirciyi şaşırtabilecek kadar hile yapmaları hoşuma gitti. masalın da özü olan öpücükten bahsediyorum elbette. çok hoş müziklere, timsahın başı çektiği mükemmel (ama hakikaten mükemmel) yan karakterlere ve başarılı bir modernize etme çabasına iyi bir final olmuş. keyifle izledim, bir daha da izlerim.
  • amerika'nın siyaset rüzgârından nasibini almış gibi gelen animasyon. baş karakter çikolata renkli olunca diyaloglar arasına idealistlik vs. mesajları sıkıştırılmaya çalışılmış, bu da izleyiciye "öehh" dedirtiyor ister istemez. gerçi oldukça esprili diyalogları var, karakterlerden özellikle de ray çok komik ve sevimli, hele de o aksanı süper! ama bu birkaç güzel detay için yüksek puan vermeye değmez, hatta oscar'a aday olmasına bile gerek yokmuş. bunun yerine "mary and max" gibi bir film aday gösterilseymiş daha güzel olurmuş pekâlâ.

    bir de, la bouff'un "stella!" diye bağırışı da "a streetcar named desire"daki stanley kowalski'yi hatırlatmadı değil.
  • güzel bir animasyondu.esprileri olsun, verdikleri mesaj olsun, cennet cehennem kavramlarını anlatışları olsun güzeldi ama yine de filmde eksik kalmış bir şeyler vardı ne olduğunu pek bulamadım ama yine de eksikler olduğunu hissedebiliyorsunuz.bu eksikliklere rağmen yine de ortaya seyir zevki yüksek sadece çocuklara yönelik olmayan bir film ortaya çıkmış.
  • en cok begendigim disney filmlerinden. ozellikle muzikleri tek kelimeyle muhtesem.
  • film yayınlandıktan sonra çoğu 10 yaş altında kız çocuğu olmak üzere 50'den fazla çocuk bakteri kaynaklı ishalden hastaneye kaldırılmış. diyorum çocuk dediğinin kafası ne kadar yapmayın etmeyin sonra kurbağa öpüyorlar, pokemonum diye camdan atlıyorlar, ülkeyi kurtarsın diye polatı görevlendiriyorlar. dinlemiyorsunuz.

    kaynak
  • siyahi, çalışkan,idealist - biraz da bu konuda takıntılı- aşkla işi olmayan kadın karakter barındıran ender animasyonlardan biri.

    izlerken resmen walt disneyin beauty and the beast filmindeki karakterlerini gördüm. o filmdeki gastonun yardımcısı sanki bu filmde de prensin yardımcısı idi.
    şarkıları, ana teması güzel, zengin kızın itici tasarlanmadığı yalnızca timsahın boştan yere yer kapladığını düşündüğüm bir seyirlik
  • inançla bilgi arasındaki savaşı anlatmakta olup net bir şekilde inancı savunan disney filmi.
    uyarı : spoiler içerebilir. buton koymayı sevmiyorum.
    öncelikle karakterlerden başlayalım.

    thiana : ezilen alt statünün kapitalizm içerisinde yükselme hayallerini temsil eden siyahi karakter. thiana'ya asıl değer olarak öğretilmekte olan şey insanın değerine olan inanç olsa da insanın değeri için sosyal statünün kıymetsizliğinin vurgulanması biraz fesatça. şey der gibi :tamam kıymetlisin ama daha çok çalış ve çeneni kapat ...
    thiana çok çalışıyor olsa da hayaline ulaşamama ihtimali sıkça vurgulanıyor ve bu duruma bir insanın verdiği değerle mutlu olmayı öğreniyor.

    prens : kişisel bütünlüğünü prens olma durumu yüzünden kazanamamış ve bu yüzden de ortamlarda kişi olarak mevcut olamayan bir karakterdi. gitar çalan ve insanları eğlendiren, oradan oraya zıplayan bir gölge gibi. kendisi kişi olarak mevcut olamadığından diğer kişileri de göremiyordu. mesela uşağa o bir kişiymiş gibi davranmaktan ziyade kullanılabilir bir nesneymiş gibi davranması. bu karakterimiz de kendisinin ve diğerlerinin birer kişi olduklarını keşfediyor.

    charlotte : bu karakter de bütünlük açısından kendisinin prenses olmaya ihtiyacı olmadığını anlayabilirdi fakat komik bir figür olarak bırakıldı.

    ateş böceği : bu filmde herkesin de anlayacağı üzere inancı temsil eden karakterimiz. hatta ışıklı kuyruğu bir hareyi andırıyor :) bu karakter sayesinde mama oeidi'yi buluyorlar. zor durumlarda çok küçük olmasına rağmen ( tanrının mazlum kuzusu isa teması gibi ) kendini feda etme pahasına onları kurtarıyor. bir yıldıza aşık. ki bu yıldız bana göre tanrıdır. en sonunda bir zalim tarafından öldürülüp tanrının yanında beliriyor.

    gölge adam : bilgi. kapitalizmin yükselen değerinin de bilgi olduğuna dikkati çekelim. bu değer henüz yeterince takdir görmezken ( hala asiller ve burjuva sınıfı değer görüyor. ) bilgi bir şekilde bu sınıfların elinde olan gücü ele geçirmeye çalışıyor. bunu da insanları bu sınıflara bağlayan inancın kökünü kazıyarak yapmak pek tabi mantıklı. unutmamalı ki sizden üstün bir tanrı ortada yoksa bir kişinin kendine prens demesinin de anlamı kalmaz. bir yandan da kişilerin kendilerine insan olarak duydukları inançları zedeliyor. vodoo ile herhangi bir hayvana dönüşebilmek ve aynı ruha veya ruhsuzluğa sahip olmak bize tüm canlıların evrimini ve biyolojik birer varlık oluşlarını hatırlatıyor.

    disney hümanizmin ve inancın yanında bir tutum sergilediği için bilgi şeytanlaştırılırken inanç kutsanıyor ve sonunda inanç kazanıyor. gerçekte kimin kazandığını herhalde hepimiz biliyoruz :)
  • disney sanırım tiana diye bir dizi çıkartacak (star wars dizilerinin tanıtımında gördüm). başlığa geldim ki şaşırdım bu kadar güzel bir film hakkında bu kadar az entry olmasına. benim açık ara en sevdiğim piremses çizgi-filmidir (gerçi ben de daha yeni entry giriyorum). müzikler, büyüler, aşk, çalışmak, eğelence... bazen cesaret edemediğin şey için birinin elinden tutması yeterlidir.
hesabın var mı? giriş yap