• tam ismi "the road not taken: edward lansdale and the american tragedy in vietnam" olan ve abd'nin vietnam savaşı politikasını inceleyen max boot kitabı. boot, kitabında abd hava kuvvetleri subayı ve cia yöneticisi edward lansdale'in biyografisi ışığında vietnam savaşı'nı inceliyor.

    https://www.cfr.org/book/road-not-taken

    https://www.amazon.com/…dale-american/dp/0871409410
  • (bkz: saman sarisi)
  • max boot’un gerilla tarihi üzerine yazdığı yeni kitap.
    muhtemelen çok uzun süre türkçeye çevirilmeyecektir.
  • bana okb'yi çağrıştıran şiir. o yolu seçmesem aklımdaki felaket başıma gelmeyeccek sanki. bütün farkı yaratan da buydu.

    (bkz: sarhoşken girilen entryler)
  • lise 1. sınıftayken, ingilizce dersinde kullandığımız müthiş edebiyat kitabı sayesinde tanıştığım robert frost şiiri idi. o zamanlar pek şiir okumazdım, şiirden anlamadığımı da düşünürdüm zaten. ama bu şiir, bir şekilde aklımda yer etmişti. sözlerini birebir hatırlamasam da, hayatımdaki çeşitli yol ayrımlarında daha az yürünmüş yolları seçtiğimi düşündüğüm zamanlarda aklıma bu şiir geliyordu. "i took the one less traveled by/ and that has made all the difference." daha önce yürünmemiş yolları seçmem, sahiden de fark yaratıyor muydu acaba? beni değiştirdiği kesindi. daha çok çabaladığım da kesindi. o yolun, benim yolum olduğu da kesindi.

    yakın zamanda, jim jarmusch'un down by law filmini izledik. yine karşılaştım bu şiirle. üstteki yazarlardan birisi de bahsini etmiş gerçi, roberto benigni'nin oynadığı, filmi film yapan pek şahane roberto (ya da bob) karakteri, robert frost'un bu şiirine referans veriyordu.

    bugün, oruç aruoba'nın yürüme'sini okurken de bu şiir aklıma geldi. aruoba da şöyle söylemiş:

    "kendine yeni bir yol arayan kişi, önce,
    kendinden önce yürünmüş yollara bir bakar
    - kendi yürümek isteyebileceği yola benzer
    bir yol bulmak için; çoğunlukla da bulur -
    ama, acaba, o bulduğu yol(lar),
    tam da bulduğu yol(lar) olarak,
    kendi aradığı yola aykırı değil mi? -
    yeni bir yol aramıyor muydu, arayan kişi
    - ne işi var öyleyse, eski (yürünmüş)
    yollarda?!" s. 76.

    "daha önce yürünmemiş yol"a dair bu işaretler de, benim yine yeni yeniden "kendi" yolumu bulmamı söylüyorlardı, herhalde.
  • yazarı tarafından 'hileli' olarak adlandırılan güzide şiir. robert frost abimiz der ki, yaşamda hangi yolun en iyisi olduğunu bilemezsin. sonra devam eder: aldığın kararların çoğu gelişigüzel, bilinçsiz tahminlerdir.
  • bugün bir hocamın çaba ve teslimiyet arasındaki dengeyi anlatırken örnek verdiği, bu zamana kadar neden duymamışım diye hayıflandığım şiir.

    bir sonuca ulaşmak için muazzam bir çaba sarf etmemiz ve sonucu kontrol etmeye çalışmamız... peki ama bir noktada bırakmak gerekiyorsa, yol yine aynı yere çıkacaksa veyahut en azından biz ne yaparsak yapalım bizim beklentimizin dışında olacağı ihtimali de varsa. buna hazır mıyız?

    "daha az yürünmüş/katedilmiş olan" ne demek? bence yazar burada özgün* olun demek istemiyor. kimsenin gitmediği yolları kullanın ancak o zaman asıl bireysel niteliklerinizi ortaya koymuş olursunuz demek de istemiyor ya da eğer böyleyse bence şiir çok doğrusal ve yavan olurdu. belki de yürüyelim diye çabaladığımız o güzel yollar var ya, işte onlar için çok da zorlamayalım diyor. emek verdiğimiz süreçten sonra; hayatın, toplam toplumsal zamanda bize zaten ihtiyaç duyduğumuz deneyimi getireceğini söylüyor belki de. o nedenle şu entry'e katılmadan edemeyeceğim #68438829.

    gerçekten seçim yapıyor muyuz yoksa bu bir ilizyon mu, sonuç değişir miydi yoksa her halükarda aynı mı olurdu. seçimi yaptıktan sonra bir noktada üzerimize düşeni yapıp yola çıkmış oluyorsak, sonucuna da razı olmamız, yolumuza teslim olmamız gerekmez mi? sonuçta aklımız diğerinde kaldığında bu yolu ne kadar yürümüş oluruz ki!
  • robert frost'un dehası bence bu şiirde açıkça görülüyor. nasıl düşünmek istersen öyle yorumlayabiliyorsun bu şiiri.
  • her seçim bir vazgeçiştir' i doğrulayan enfes şiir
  • ankara bilim üniversitesi'nin çeviride şiir yarışmasında katılımcıların çevirmek için seçebileceği iki şiirden biri. ben bu şiirle katıldım.

    ayrıca, linkin park'ın roads untraveled şarkısının bu şiire bir gönderme olduğunu düşünmekteyim.

    edit: yarışmayı kazanamadım. o halde çevirimi buraya koyabilirim. * kazananları tebrik ediyorum.

    geçilmeyen yol

    sarı bir ormanda yol ikiye ayrıldı
    eseflendim ki gidemezdim her ikisinden
    hem olamazdım tek yolcu, durdum nice
    aşağıya baktım yapabildiğimce
    çalılıklar içinde yolun kıvrıldığı yere

    sonra diğerine geçtim, hoştu olabildiğince
    hem de belki daha bir şayandı tercihe
    çünkü yol yeşildi, aşınması gerekirdi;
    gerçi oradan geçenler, neredeyse
    aynı şekilde aşındırmıştı ikisini de sahi.

    ve o sabah ikisi de uzanıyordu eşitçe
    hiçbir adımın ezip karartmadığı yapraklar içinde
    ah, ilkini seçmeyi başka bir güne sakladım!
    nasıl bir yol, diğer yola yol açar; bildiysem de
    geriye dönmem gerekir mi diye kuşkulandım.

    iç çekerek anlatacağım ben bunu
    çağlarca, yaşlarca sonra bir yerde
    bir ormanda iki yol ayrıldı ve ben,
    geçtim az yürünmüşünden
    ve bütün farkı yaratan bu oldu.
hesabın var mı? giriş yap