• ankarada kentpark prestige sinemalarında küçük salonda 10 kişiye felan oynadı film. bu filmin çok izlenmesini felan beklemeyin hele recep ivedik izleyici sayılarıyla kıyaslayanlar filme bir kere çok ayıp ediyorlar. bu film türkiyede milyonlar tarafından izlense ve anlaşılsa emin olun ülkede din, teknoloji, kapitalizm, ve aklınıza gelen bütün sistemler zaten çökmüş olurdu.

    filmi izleyen biri olarak 3-4 defa daha izlemeden bir yorum yapamayacağım. filmde bir kere izleyiciye hiçbir kolaylık sağlanmıyor! şu filme ön hazırlığını yapmadan araştırmadan giden bir insanın filmi anlama olasılığı yok valla. adamın yaşadığı yerin içindeki kameraların bile bir şeyleri sembolize ettiği filmde, o kadar çok detay var ki ben hiçbir sahnenin boşa çekilmediğin düşünüyorum.

    anladım diyene de 2 defa daha izle bakalım aynı şeyi mi anladın diyebilirsiniz.
  • bu kadar güzel başlayan bir filmden, bu kadar sıkılacağımı hiç tahmin etmezdim. izlemeden önce imdb puanının 6.6 olduğunu görüp "yok canım değildir, imdb yine totoşluk yapmıştır" demiştim ama malesef imdb haklı çıktı. öyle iki üç kere daha izleyip birşeyler yakalayabileceğini sananlar boşuna heveslenmesin. ölü götünden pamuk çıkarmaya gerek yok. gerçek terry gilliam bu değil. çok istedim ağzımızı yüzümüzü dağıtan, gilliam'ın geri döndüğü bir film ile karşılaşmak ama olmadı, olamadı.

    filmin özeti : giriş muhteşem, gelişme vasat, sonuç patates.
  • "you need me and i really need to be needed", aynen öyle. brazil çekmiş birisi bir başyapıt daha çekmese de olur; ama bizim ona, onun da bizim ona olan ihtiyacımıza ihtiyacı var. böyle 'şahsi' ve 'gündelik' bir film çekse de candır, ilaçtır. ben beğendim, ne çekse izlerim.
  • official international trailer'ı gelen film.

    https://www.youtube.com/watch?v=y8xwtg4qjkk
  • 2013 yapımı biilim kurgu drama filmi. cristoph waltz başrolde ve hayatın anlamını sorgulayan bir bilgisayar dahisini canlandırıyor. bir çok metafor kullanarak ademoğlunun neden var olduğunu çok çok hafiften matrix'e kayan bi çizgide sorgulamaya çalışan biraz yorucu bir film.

    --- spoiler ---

    filmin ıssız adalı sahnelerinde bainsley'nin ellerine bakın. orada biyerde sizi bir sürpriz bekliyor olacak.

    --- spoiler ---
  • bir ateistin gözünden güçlü bir ateizm eleştirisi.

    --- spoiler ---

    özellikle son bölümde management ile qohen arasindaki diyalog bu görüşü destekler nitelikte. sıfır yüzde yüze eşit olmalı. yani herşey hiçbirşey. qohen soruyor herşeyin hiçbirşey olduğunu ispatlamak icin neden uğraşıyoruz. elimize hicbirsey geçmeyecek. management ise bir amaç uğruna yaşadığını sanan insanlar dünyadaki yaşama gerekli önemi vermiyor diyor. ben bir iş adamıyım ve işyerim dünyada.
    --- spoiler ---

    gerçekten de neden ve nasıl var oldugumuz belli olmayan bu evrende saçma ve komik de olsa uydurulmus bir masala inanıp yaşamak mı daha mantıklı yoksa herşeyin yok yere ve amaçsız oldugunu ispat etmek icin kıyasıya uğraşmak mı. üstüne üstlük masalına dalıp gitmiş insanları aslinda herşeyin hiçbirşey oldugunun farkina varmalari için uyandirmaya çalışmanın onlara iyilik yapmak oldugunu düşünmek.
    ekstra not, bainsley'nin porno sitesine girişte (ve de filmin sonunda) radiohead'in creep'inin bir coveri çalıyor. hoş bir olay aslında.
  • filmi çekilse philip seymour hoffmanı, matt damon canlandırabilirmiş. yegane çıkarımım bu oldu. güzel film.

    edit: matt damon'ın filmin sonunda söylediği latince ifade nedir? bilen varsa mesaj kutusunu yeşillendiriversin, nolur.
  • başrolünde keith flint'in oynadığı, renkli ancak uzun süre karanlıkta giden bir terry gilliam filmi. eskilere dayanan bir sorunu gelecekte geçen bir hikayeyle, gerek günümüzdeki gerek de gelecekte gerçekleşmesi muhtemel ögelerle anlatan, yeni bir şey anlatmasa da anlatış şeklini beğendiğim film. leos carax, michel gondry, spike jonze, tim burton sinemalarından hoşlananlara tavsiye olunur.

    --- spoiler ---

    terry efendi kendisi telefonu ne derece sikliyor diye merak ettiren filmdir ayrıca.

    --- spoiler ---
  • detayları üzerine çılgınca kafa yorulabilir.

    --- spoiler ---

    işe gidip gelirken ya da gündelik hayatında onca teknolojinin içinde zamanı öğrenmek için yanında taşıdığı çıngıraklı saat...

    parti sahnesindeki neredeyse herkesin kulaklıktan kendi müziklerini dinlemesi...

    parti sırasında yuttuğu şeyden dolayı boğulmak üzere olduğunu görenlerin ne olduğunu umursamaması, bir kişinin de fotoğrafını çekip uzaklaşması... sanırım burası günümüzü anlatan önemli ayrıntılardan biri.

    qohen leth' in son söktüğü izleme cihazının isa heykelinin tam tepesinde olması ve sökerken isa ile birlikte yere düşüp isanın altında kalması...

    bainsley ile birlikte gittiği ve bainsley' in sadece qohen için tasarladığını söylediği sahilin, aslında sokaktaki bilboardlarda zaten herkese pazarlanan hizmetlerde kullanılıyor olması...

    sahil görüntüsünün, qohen' in kara delik imgesinin yanında son derece yapmacık kalıyor olması...

    yönetmen kasıtlı gönderme yapmış mıdır bilmem ama, sahildeki gökyüzü bana vanilla sky' ı hatırlattı. oradada gerçeklikten kurmaca bir dünyaya kaçış vardı ve gökyüzü hiç değişmiyordu.

    film boyunca devam eden big brother is watching you kameraları...

    yere atılan herşeyi anında kapıp yuvasına götüren fareler.

    ana karakterin, herşeyin hiçbir şeye eşit ve anlamsız olduğunu ispatlayacak bir kuram inşa etmek için kullandığı binanın, herşeyin bir amaca yönelik olarak kurgulandığı bir dünya görüşünü göstermesi için inşa edilmiş dini bir bina olması... bu harika bir kompozisyon olmuş.

    inşa edilmeye çalışılan kuramın da tam bir bütün oluşturamaması ve tıpkı ana karakterin içinde yaşadığı kilise gibi dağılan bir harabe olması da bu kompozisyona lezzet katan diğer detaylardan biri.

    --- spoiler ---

    herşey bir yana, christoph waltz muhteşem bir iş çıkartmış.
hesabın var mı? giriş yap