• biraz acayip bir adam olmasına rağmen çok iyi bir tarih hocasıdır.
    hiç ezber yaptırmaz hep mantık soruları sorar ve aynı zamanda bize tarih de öğretmeye çalışırdı. hatta sınavlarımızı bize kontrol ettirirdi.
    alman lisesine geldiği için mutlu olduğum bir insandır.
  • hasta galatasaraylı,galatasaray-liverpool maçında radu niculescu çakınca (bkz: altın kafa) birkaç sıra yuvarlanmak zorunda kalmış,öğrencileri tarafından 10 numara imparator yazılı forma hediye edilmiş,süper kişilik ve süper hocalığı aynı bünyede toplayan etkisini her öğrencisinin tüm yaşamları boyunca taşıyacağına inandığım,kendi deyimiyle hem yakar hem çelik insan.
  • dersine adeta bir stand-up,bir tiyatro oyunu havasi veren ve ogrenciyi mest eden, gercekten "farkli" diye nitelendirilebilecek, buralarda harcandigini dusundugum, entellektuel alman lisesi tarih ogretmeni.ezber gerektirmeyen ve bu nedenle kopya cekilemeyen zor sinavlari ile taninir.ogrencileriyle arkadas iliskisi kurdugundan ve dogal oldugundan cok sevilir.anti-feministtir ve benim gibi ogrencileriyle feminist diye dalga gecer.en son ogrencilerin bunaldigini gordugunde istiklal caddesi ve misir carsisi ndaki ilginc restoranlari anlatarak dersi yeniden dinlenebilir hale getirmistir.
  • tugrul yakarçeligi en iyi anlatan sınav sanırsam geçen sene son sınıf ögrencilerine yaptıgı sınavdır. osmanlının son dönemleri ve cumhuriyetin ilk yıllarını konu alan sınav türk modernleşme sürecinde kadının yerine yogunlasır. sınavı ilginç kılan faktörler ise şunlardır: sınavın hemen basında yamulmuyorsam osmanlının son yıllarında istanbulda yasamıs ve ses kayıtlarıyla ugrasmıs bir alman mühendisin türklerle ilgili izlenimlerine yer verilir. arkasından 1920lerden kalma soyle bir şarkı sözü: dün öglen çeşme başında gördüm sizi,aynı bir melege benziyordunuz (ya da böle bisi) ve yanında peceli semsiyeli bir istanbul hanımefendisi cizimi bulunur (bkz: üsküdara gideriken) . hemen bunun altındaysa ayse hatun önalın bir resmi ve "çeksene elini,kıracan mı belimi" şeklindeki efsane sarkı sözü yer alır. ögrenciden istenen ise türk kadının 20. yüzyılın basından bugünü geçirdigi degisimi incelemesidir.
  • mezun olduğum dönem * mezunlara bir yazı yazmıştı: aşağı yukarı böyle bir şeydi:

    "son sene tanışma imkanımız oldu bir sene de çok şey konuştuk tartıştık. umarım sizde bu kısa zamanda da olsa bir iz bırakmışımdır. çünkü siz bende bıraktınız"
  • lise 1deyken, önümüze gelip bir sürü roman ve tarih kitabı sıralamış, okumamızı tavsiye etmiş. ama sonrada siz bunların fiatlarını biliyor musunuz? size yeterli mi bütçe? işte siyaset, ekonomi bla bla dalmıştı. bence tipik sol liberal olan bu hoca inanılmazdır. sınavlarında kitap defter harita açılabilir, ama buna rağmen 1 almak mümkündür şayet soruları tek cümle halinde isterken epey kastırır. birde onun şekilli soruları vardır, zamanında 12. sınıfların son tarih sınavında osmanlı kadın kıyafetleri ile beraber kıracakmısın belimi sarkısı ile ayse hatun önal'ı koymuştu. kıyaslayın demişti. sırf buyuzden tapılabilir bu adama. boş derslere girdiğinde ise, şuan ki türkiye'den girer, avrupa tarihinden nato'dan, chavez'den çıkar. zaten birkaç kitabı da mevcuttur. alman lisesi tarihinin en iyi hocalarından biridir.
  • 3 senedir tarih dersime giren tarih dersini bana ve benim gibi fm insanlarına sevdiren hoca. bize tarihin her bölümüne objektiv bakmamızı sağlayan bir perspektiv getirmiş, sorgulayan, neden- sonuç ilişkisi kuran farklı düşünen bir gençlik yaratmayı hedefleyen hiç de alışık olmadığımız ama ideal olan eğitim sistemini uygulayan hoca.
  • 1992-1994 yılları arasında öğrencisi olma şansını yakaladığım,hepimizin önünde geniiiş ufuklar açan ve arabasını(bkz: renault 12 sedan) yaz-kış 5 dk.ısıtmadan hareket etmeyen süper kahraman-öğretmen.
  • 'ben sınıftan attığım öğrenciyi bir daha dersime almam' dedikten 2 gün sonra dersinden atıldığım tarih öğretmenim.
    lise tarihimizde ilk defa dersinden atılan öğrenci olma şerefine ulaşmıştım ve binbir rica ve özürle 1-2 hafta içinde affedildim ama dersine almadığı günlerde müdür muavini ne görünmemek için sınıf kapılarına dışarıdan yapışıp kolonun yanına saklanma, ( boylece upuzun okul koridorunda in cin top atıyor görüntüsü oluşurdu) ve duvarlara yapışıp yengeç gibi yürüme yeteneklerimi geliştirdim.
    hala böyle bir insanın dersinden atılmak için ne yaptığımı hatırlayamıyorum ama affedilmem için konuştuğum zamanlardaki 'oğlum amerikan radarı gibisin' lafı kulaklarımda çınlıyor.
    kendisinin şehirlerarası otobüs yolculukları ve padişahların yazılmayan yönleriyle ilgili hikayeleri dinlenmeye değer...
    umarım bir gün bir yerlerde karşılaşırız.
    siz 2.selim* in hamamda cariye kovalarken düştüğünü ve öldüğünü biliyor muydunuz?
  • kendisi bana "ulan niye ben bu adamın öğrencisi olamadım, ha, niye?" sorularını sordurmaktadır.
    zaman ve mekan diyelim cevap olarak.

    ama kimin öğrencisi olduk ve gurur duyduk bundan?
    (bkz: ismail coşkun)
hesabın var mı? giriş yap