• millet olarak; ilk nefeste doktor, ikinci nefeste mühendis, üçüncü nefeste futbolcu olduğumuz düşünülürse şaşılmaması gereken durumdur.
    yoksa herkesin bu üç konuda bir uzman fikri bir yorumu olması nasıl izah edilebilir ?
  • en büyük sorunlarımızdan biri. uzmanlaşmanın mevcut olmadığı ülkede herkes hiçbir şey bilmemek yerine her şeyi bilmeyi tercih ediyor. iyi vaazlar türkiyem.
  • faruk eczanesi yerine faruk kıraathanesini göstermektir. yurdum insanının bir şeyi bilememeyi kaldıramamasından kaynaklanmaktadır. "fikrim yok, araştırmadım, duymadım" deme korkusudur. şahsen karşımdaki "yok artık bunu duymamamış olamazsın" deme potansiyeline bile sahip olsa, herkesin içinde yermeye çalışsa dahi "hayır duymadım" demeyi tercih eden bir insanım. biliyorum diyip komik duruma düşmek de var.
  • günlük hayatta oldugu kadar sosyal medyada da karsilasilan sinir bozucu durum. aslinda daha dogrusu türkiye'de uzman olmak icin fikir sahibi olmanin yetmesi bence. siyaset ve futbolu bir kenara birakirsak, cünkü bunlar dogustan geliyor zaten bize, her konuda en temel fikir sahibi adam hemen nasihat etmeye basliyor. mesela ehliyeti olan herkes uzman soför, iki bestseller okuyan edebiyatci, yolu kasaptan gecmisler steak house sefi, hasbelkader amerika yapimi harici bir film izleyenler sinema yazari, muhtesem süleyman izlemisler zaten tarihci vb. lise mezunu herkes lise ögrencisine ne yapmasi gerektigini söyleyebilecegini düsünüyor mesela, üniversiteliler icin de gecerli bu. akil vermek arzusuyla yanip tutusuyoruz resmen.
  • yabancıların bizi kıskanmalarına sebep olan yüksek bilinç hakimiyetidir.
  • bunu ben iki sebebe bağlıyorum. birincisi güvensizlik öncelikle insanlara, sonra da kurumlara güvenmiyoruz. bu sistemin içinden yetişen ve bizimle aynı tornadan çıkan insanın, bir iş yaparken neleri göz ardı edebileceğini iyi biliyoruz. çünkü 'herkes öyle yapıyor'dur ve 'burası türkiye'dir.

    ikincisi de sorumluluk almayan insanlardan ve yine birinci sebepten kaynaklanan mecburiyet. devlet dairesine gidiyorsun memur yardım etmiyor. hastaneye gidiyorsun doktor ezberden konuşuyor. teknik servis çağırıyorsun müşteri hatası oluyor. dolayısıyla sen de öğrenmeye mecbur kalıyorsun.

    sıradan bir vatandaş olarak bilmemen gerektiği kadar tıbbi terim, devlet dairesi yönetmeliği, çamaşır makinası parçası öğrendikten sonra da susacak değilsin heralde*.
  • torpil mağduru olmam dışında beni uzunca seneler okumak istediğim ve mezunu olduğum bölümden soğutan diğer önemli husus da tam olarak budur. facebook, instagram, twitter gibi sosyal medya mecralarında profil fotoğrafına wehrmacht subayı vesikalığı koyunca kendini tarihçi sanan moron wehraboo sayfalar da buna dahildir. neyse bu moronlar haricinde başıma gelen bir olaydan bahsedeyim.

    yan dairemde oturan bir amca ile bir meseleden dolayı belli bir süre aynı ortamda bulunduk. kendisiyle zaten halihazırda selamlaşıyor, ayaküstü hoşbeş ediyorduk. aynı ortamda bulununca kimsin, nesin, nerelisin sohbeti de başladı tabi. tarih mezunu olduğumu ve alanımın da askeri tarih olduğunu öğrenince hemen kendi bildiği soruyu patlattı tabi. neymiş efendim, yeniçeri duacısına ne denirmiş. ben de bir an gayriihtiyari olarak şaşkınlık ve sinirle küfrettim. duymamış olsa gerek sonraki süreçte de aynı şekilde selamlaşmaya devam ettik.

    şimdi buradaki temel mesele şu; tarih küçük parçalardan oluşan bir bütündür. kronolojik olarak ele alınması gerekir ve bu kronoloji bir ışın doğrusu şeklinde seyreder. geçmişten günümüze doğru seyreder ve günümüzden geçmişe doğru gittiğinizde hem anakronizme hem de yanlış değerlendirmelere sebebiyet verir. ayrıca yazının icadından bu güne en az beş bin yıllık bir tarihten bahsetmek mümkündür. bu beş bin yılın her saniyesini, her olayını, her olgusunu ve her yaşayanını bilmek mümkün değildir. dolayısı ile metodolojik olarak çalışmayı kolaylaştırmak amacıyla bu yazılı tarih tasniflenmiş ve dönemlere ayrılmıştır. bu dönemler içinde de yine ayrı uzmanlık alanları oluşturulmuştur. haliyle bütün bir tarihe noktası noktasına yani gün gün saat saat hakim olmak mümkün değildir. çünkü günümüzde olduğu gibi geçmişte de her saniye bir olay yaşanmıştır. demem o ki kalkıp da tarihçiye saçma sapan nokta atışı, ot çöp bir soru sorduğunuzda bilememesi çok doğaldır. bu sizin ondan daha çok şey bildiğiniz ya da onun tarih bilmediği anlamına gelmez.
hesabın var mı? giriş yap