• standart ve üzeri zekaya sahip her 50 yaş altı bireyin yapması elzem olan değişiklik.
    #72604821 nolu entrydeki arkadaş çok güzel özetlemiş durumu.
    aynen katılıyorum.
  • keşke o gemide ben de olsaydım.
  • azerbaycan'a gidilir mi?
  • sevgili bulgaristan vatandaşları yada vatandaşı olmak için işlem başlatanlar yada yada olmak için uğraşmış ama olamayanlar bir yeşillendirmisiniz ?
  • dil bilen herkes her yere gidebilir. yeter ki gerçekten buna hazır olun.
    bir de bazı şeylerden fedakarlık etmeyi göze alın.
    mesela ilk aşamada az maaş , normalde kabul etmeyeceğiniz bir iş veya pozisyon.
    küçük ve eski bir ev veya odada kalmak gibi durumlar.

    yada oturun oturduğunuz yerde.
  • başlığın ilk entry'si şu şekilde imiş: uzun bir su alti dalistan sonra, su ustune cikip nefes almak gibi birsey.

    ben şurada 2 adım ötedeki orestiada'ya (30 km) bisikletim ile güvenle gidebiliyorsam, şehirler arası yolda bana bir arabanın çarpıp kaçmayacağını, tırların beni taciz etmeyeceğini biliyorsam, ara yoldan çıkan arabanın tam 3 dakika boyunca geçmemi beklediğini görüyorsam,

    yine dibimizde bildiğiniz sik gibi bir şehir olan svilengrad'ta yine rahatça bisikletimi sürebiliyorsam, rahat rahat sikilmeden eğlenebiliyorsam, her şeyin içinde olduğu ve şişe açtırdığımız bir geceye 3 kişi 380 lira hesap ödüyorsak, casinoda 30000 euro kazandığım zaman acaba şimdi öderler mi yoksa dayak yiyip atılır mıyım diye düşünmüyorsam ve o para harbiden elime geliyorsa,

    selanik'te, sahilin dibinde ve balıkçı kahraman ayarında bir mekan olan full tou meze'de 6 meze ve 1 tane bebek boy ouzo'ya 35 euro hesap ödeyip kalkıyorsam (o zaman euro 3.3 tl idi, 2016 eylül)

    yine orestiada'da kalamar, midye, balık tabağı, salata, kabak kızartma ve yarım kilo uzo'dan oluşan masaya 23 euro hesap çıkıyorsa,

    asgari ücretin 1500 euro olduğu almanya'da 6990 euro'ya sıfır araba alırken bizde en ucuz araba 50000 tl'den başlıyorsa

    isveç'te çalışma saatlerini günde 6 saate indirmek tartışılırken ülkemizde 6 gün günde 10 saat çalışmaya asgari ücret geliyorsa, işçi bir cumartesi günü ücretsiz çalışmak istemeli, asgari ücrete yüzde 0 zam talebi, asgari ücret için işçiden fedakarlık beklenmesi, gibi konular tartışılıyorsa, çok kötü koşullarda çalışan memurlar bile "halimiz iyi gene bak, millet asgari ücrete fabrikada 12 saat sürünüyor" diye bu durumu savunuyorsa,

    bu ülkede neden mutlu olayım, neden depresyona girmeyeyim?
  • siktir olup gitmeyin. alın elinize bir mendil halay çeke çeke gidin.(bkz: halk oyunları ekibinin macaristan'a iltica etmesi)
  • normal gitmenin dışında bir eylem.bir hışımla filan gitmek, öyle bir gitmek ki kalanlara da kapak olsun tarzı bir gidiş.

    bir kere konjektür buna hiç müsait değil;abd trump,rusya putin,avrupa birliği de yükselen merkez sağ ve ekonomik daralma ile meşgul iken seni kim siksin amk? sen istediğin kadar kalifiye ol, yerel dil bilmiyorsan hiç bir yere gidemezsin. işe almazlar.almıyorlar.bakıyorlar, polonyalı romen macar dediğimizi alıyorlar yine de sıra sana gelmiyor.beyaz yaka böyle.

    işçi segmentinde de şans görmüyorum. vasıf yoksa topluma katkın sınırlı bir de sen örgütlenip cami filan istersin derler yine almazlar.

    iş kurmak desen senin parandaki son bir yıllık değer kaybı arşa ulaşmış.piyasa tabiri ile negatif ayrışmış,esnaf tabiri ile sermaye kuşa dönmüş.

    yok amk.kapana kısıldık kaldık.

    bunu yazan odtü mezunu, ielts 7 filan ingilizcesi olan,10 yıllık iş tecrübesi olan kendi mesleğinde ülkedeki en iyi 40 adamdan biri. varsa bir alternatif her türlü değerlendirmeye açığım.

    edit: yüksek lisans kartımı oynuyorum, sondan birinci çare.
  • yaklaşık 1,5 sene önce yaptığım olay. bu 1,5 senede 2 farklı ülkede yaşadım ve türkiye'ye adımımı atmadım.

    özlediğim yanları olmuyor değil, yemekler, arkadaşlar ve ailemi tabii ki özlüyorum(ama geride bıraktığım diğer ülkedeki benzer şeyleri de özlüyorum, duygusal adamım vesselam).

    ama beni bu süreçte üzen en büyük şey geri dönmemek isteyişim oldu. birçok evini terk etmiş insanla tanıştım ve hemen hemen hepsi uzun vadede evine dönmek istiyordu, çoğu uzun vadeyi geçtim kısa vadede dönmek istiyor, burada bir süre değişik bir tecrübe etmek istiyorum o kadar diyordu(veya iş bulabileceğimi bilsem anında ülkeme dönerim diyordu). bunların çoğu ülkesinin en büyük şehrine bile değil, en fazla kendi bölgesinin en büyük şehrine gitmek istiyordu üstelik.

    yerel halktansa şehrinden ayrılmak isteyeni duymadım, görmedim(yoktur demiyorum, elbette vardır). hepsi yaşadıkları yerden öyle veya böyle memnun, ülkelerini her şeye rağmen seviyorlardı.

    bir de diğer türkiye'den gelenlere bakıyordum, herkes bir yolunu bulup da türkiye'ye bir daha dönmeme peşindeydi.

    bu bahsettiğim insanlara bakıp ara ara düşünüyorum. doğduğun ve büyüdüğün yerde yaşamak istemek nasıl bir his acaba?
hesabın var mı? giriş yap