• cemal hünal ile karşılaşmıştım hatay'da. ıssız adamın hala vizyonda olduğu dönemdi. koca jeepinin camları açık, dar sokakta trafikte bekliyordu, gayet şen kahkahalar atıyor, arabadaki yabancı insanlarla konuşuyordu. araba zaten duruyor olduğu için yanına gidip "bir foto lütfen" dediğimzde, "offf" çekerek camları kapatmıştı. o yüzden, bazılarını tanımazlıktan gelmek lazım ki, hazmedebilsinler ünlü olmayı.
  • vedat milor'a yaptıgım ama mehmet yaşin'e yapmadıgım zımbırtı. sanırsam vedat milor'un cool bir havası oldugunu dusunmemden dolayı, ulan sen coolsan ben de kuulum tımam mı dıyerek siklemedim ama mehmet abimizin yanına gıdıp de "selamlar, nasıl begendınız mı yemeklerı" dedıgım an bana coollun kralını gostererek kıbarca siktiri çekmişti koca göbek.
  • sürekli başıma gelen durum.
    olm gelin biriniz bir foto çekinin özçekim yapalım ne bilim imza isteyin tişörte falan.
    uzaktan öyle çaktırmadan yan yan bakıyorsunuz farkındayım ama bir ünlü bu kadar da boş bırakılmaz ki.
  • benim o. bu küstah hareketin sebebi de tamamen eminemdir.

    orta okulda falan heralde. ya da lise başları hatırlamıyorum tam. nasıl eminemciyim anlatamam. her şarkısı neredeyse ezbere söyleniyor, o derece.

    the way i am klibi çıkmıştı. bilenler bilirklibinde bazı sahneler vardı, hiçbir yerde rahat rahat dolaşamamasından, kızıyla vakit geçirememesinden falan bahsediyordu.
    artık nasıl acıdıysam adama, nasıl içime oturduysa, hep "rahat bırakayım, bakışlarımla delip geçmeyim ünlüyü" psikolojisi var. rahat rahat yemeğini yesin, filmini izlesin, benim gibi 100 insan olsa böyle bakan/selam veren/foto çekinmek isteyen, adam bunalır diye düşünüyorum.

    işte bunlar hep eminem, hep the way i am. kafiyeyi kest.
  • deniz seki'nin deniz seki olduğu zamanlardan birinde bolu'da, ismail'in yeri'nde yanyana tuvalet sırası beklemişliğimiz, benim onu tanımıyormuş gibi davranmam ve beni süzüm süzüm süzmesini aklıma getiren durum. ben heavy metal dinleyen bir insanım, elin popçusuyla ne işim olur arkadaş, televizyonda zırt pırt görmesem zaten tanımazdım.
  • yıllar yıllar önce dayım,kuzenim ve ben istanbul'a gezmeye gitmiştik.bebek yokuşunu çıkarken arabamız hararet yaptı ve yokuşta kaldık.o sırada yağmur yağmaya başlamıştı ve biz iyice gerilmiştik.aracın motoru soğuyunca akmerkez'e kadar araçla gidip hararet yapmadan otoparkına parkedebildik. benim saçlarımın uzun olduğu dönemdi ve ıslanan saçlarım ayrı bir tarz almıştı,dayımda bi şapka vardı ve genelde karizmatik olan dayım iyice tavan yapmıştı ki kuzeniminde bizden eksik kalır yanı yoktu.otoparktan alışveriş merkezine geçerken karşıdan kargo grubu çıktı karşımıza hemde tümü birden.bizim onlara bakmamız gerekirken onların bizi baştan aşağı süzdüğünü gördüm .artık nasıl bir gerginlik yaşayıp nasıl bir ciddiyet takındıysak çevreye verdiğimiz elektrik onların karizmasının bile üstündeydi o an.tabiki tanımamazdan geldik .biz ne tanıcaz onlar bizi tanısın hallerdeydik.
  • reina'da kerem tunçeri'den boğaza karşı fotoğrafımızı çekmesini rica ederek katıldığım eylem.

    olm zaten 40 yılda bir gidiyoruz o da özel sebeplerden, en yakın arkadaşımın kız kardeşinin doğum günüydü, kız kıza eğlenmeye gitmiştik, tabi gecenin ilerleyen saatleriydi... neyse biz de şöyle asma kata doğru çıkalım şurda bi fotoğraf çekilelim dedik. bunlar da hido, semih erden bi de neydi o çok gülen hatun, saba tümer hah ondan hepsi bi arada eğlenmeye gelmişler. asma katta takılıyorlardı. biz de çıktık oraya çıkmasına da ee fotoğrafı kim çekecek? kerem tunçeri'nin barmenlerle hemen hemen aynı tonlarda giyinmiş olmasından sanırım, kendisinin omzuna yavaşça dokunup "affedersiniz, rica etsem fotoğrafımızı çekebilir misiniz?" dedim. yalnız tipe bakar mısın kibarlıktan kırılıyo... "tabi ki" dedi telefonu aldı elimden ve bir kaç poz fotoğrafımızı çekip geri verdi. biz de işte teşekkür ettik filan... neyse mekanın içindeki yerimize gittiğimizde, arkadaşın kız kardeşinin bir uyanışı vardı dillere destan "kerem tunçeri değil miydi ooo ohaaaa" diye... kız çok direndi gidip fotoğraf çekilsin diye ama sonra onları bi daha göremedik. kalktılar heralde...

    bu da böyle bir anımdır.
  • gayet normal olandır. arkadaş adamları gerçekten tanımıyorum ki neye dayanarak selam vereyim? simasını televizyonda görmüşüm, başka biri gibi davranırken kendisini izlemişim, eeeee? hiç tanımadığım insana ne diyeceğim? manyak mısınız yoksa tacizci mi, karar veremiyorum açıkçası.
  • ünlünün olan egosunu dibe vurdurma eylemidir..
  • sene 2002-2003 falan, üniversitedeyim o zamanlar izmir’de. tarsus’lu bir arkadaşım vardı onunla buluşacaktık, kordon’da rakı içecektik. buluşmadan 2 saat önce aradı abi benim memleketten arkadaşlar geldi, onlar da bize katılsa olur mu dedi. ben de hiç sevmem bu son dakika değişikliklerini, tanımadığım insanlarla takılmayı falan. küfrede küfrede tamam dedim. akşam gittim bunlar 3 erkek oturuyor, 2 tanesi (biri benim arkadaşım olmak üzere) zenci kadar esmer diğer çocuk da uzun boylu sapsarı bişey. neyse söylene söylene oturdum 4 erkek napcaz diye, arkadaş öbür çocukla tanıştırdı. sonra da kıvanç’ı tanıyosundur zaten dedi. o laftan sonra 1 dk. falan bakmışımdır adama yok ya çıkaramadım aynı bölümde miyiz diye sordum. arkadaş olm adam güzellik yarışmasında birinci oldu hiç mi görmedin amk dedi. ben de abi erkek güzellik yarışmalarını takip etmiyorum senin gibi diyerek aklımca lafı soktum arkadaşa. neyse uzun lafın kısası bütün akşam oturduk kıvanç anlattı durdu, gülümsemedim bile, 2-3 kez muhabbete girdim sadece. aslında adam da kötü niyetli değildi, benim sıkıldığımı anlayıp bana kişisel sorular bile sordu ama işte olmayınca olmuyo. yıllar sonra o kıvanç türkiye’nin en popüler insanlarından biri olurken ben de aynı meymenetsiz surat ifadem ile bu satırları yazıyorum.
hesabın var mı? giriş yap