• şu anda köprünün dibinden, ergene nehri'nin kıyısında cnntürk canlı yayınında olan ilçemiz. yayına 1 sunucu, 8 konuk ve 3 milyon sivrisinek katılıyor.
  • uzunköprü'nün özeti: orada sadece mevsimler değişir...
  • yerel seçimlerde akp ile chp arasında hiç çekişme yaşanmadan, chp'nin %55 oy oranı ile akp'yi de ikiye katlayarak seçimi kazandığı ilçe. uzunköprü'yü yakından tanımak isteyenleri bekleriz kasabamıza.
  • günbegün yoğun göç veren, her anlamda köhneleşip küçülen bir trakya kasabası. yaklaşık 600 yıllık köklü bir geçmişi olan bu kent ne tarihine ne de insanına sahip çıkabilmiştir. lise sonrası eğitim için kentten ayrılan genç nüfus, iş imkanlarının yetersizliği sebebiyle bu kente bir daha dönme ihtiyacı hissetmemektedir. yüksek eğitime devam etmeyen kitle ise çorlu, çerkezköy gibi sanayinin geliştiği kentlere göçmekte çeşitli fabrikalarda çalışmaya başlamaktadır. eski uzunköprülüler dediğimiz yerleşik kentli nüfus da, son yıllarda ekonomik ve sosyal sıçrayış yakalamış edirne'ye taşınarak emeklilik hayatlarını orada sürdürmektedir. boşalan kenti, civar köylerin artık tarımdan elini ayağını çeken aileleri ve işsiz gençleri doldurmakta, bu da kentin sosyal dokusunda derin yaralar açmaktadır. maalesef kendine yabancılaşan ve varoş kültürün egemen olduğu bir uzunköprü var artık.
  • uzun zamandır kültürel bir çöle dönüşmüş olan kasabada,
    belediyenin yoğun çabalarıyla hayata geçen tarihi kilisenin onarımı ve
    kültür sanat merkezi haline geçirilmesi projesi ile ilk defa biraz olsun kırıldığını gördüm.

    restorasyon başarılı olmuş,
    açılışa türkiye'de yaşayan rumlar ve yunan halkından da katılım olmuş.

    serkan çağrı ve stavros pazarentsis birlikte konser vermiş (ne iyi bir fikir)

    okumuş insan gücünü ve sermaye birikimini yoğun bir şekilde kaybeden uzunköprü için büyük başarı.
    inşallah kaderini çevirmeye şeter.
  • şu aralar nete düşen bir videoyla eski zamanlarını, eski arkadaşları hatırladığım kasabam.
    yıl 1993. haluk levent uzunköprü toker düğün salonunda konser veriyor.
    kasabanın hemen hemen tüm gençliği orada ve gayet güzel eğleniyorlar.
    videonun benim için en büyük sürprizleriden biri ise, grup merdiven'in çiçeği burnunuda!!! şarkısından sonra, henüz abd'de bile yeni yayınlanan lenny kravitz'in are you gonna go my way şarkısının çalınması ve haluk'un üzerine doğaçlama bişiler söylemesi!
    https://www.youtube.com/watch?v=ozqxzkq8j-s

    not: are you gonna go my way 36:15'te!
  • edirne'nin nüfus bakımından merkez ve keşan'dan sonra en büyük 3. ilçesidir. nüfusu 35000 civarındadır. avrupa'ya doğru uzanan demiryollarının son durağıdır. adını aldığı uzun taş köprü ii. murat zamanında yapılmış olup günümüzde bile dünya'nın en uzun taş köprüsü olma ünvanını korumaktadır. ergene ovasına kurulmuştur, ergene nehrinin hemen yanındaki fabrikalar yüzünden özellikle yazları ergene'ye yakın evlerde koku nedeniyle pencere açılması zordur.
    zaman içinde hiç bir büyük gelişme gösterememiş uzunköprü'nün yıllardan beri sinaması yoktur, bir ara yogunlaşan ve başka illerden gelen tiyatro toplulukları da artık daha az gelmektedir. 1997 veya 1998 yılında açılan atatürk kültür merkezi bir çok uzunköprü'lü aydını umutlandırmış olsa da artık bir cafeden farklı bir şey degildir. uzunköprü'nün tek nitelikli okulu olan anadolu lisesi ilk açıldığında (1992) 72 kişi alırken ilk önce 180 son olarak da yeni düzenlemeyle birlikte süper liselerin de dahil edilmesiyle 252 kişi almaya başlamış olup artık niteligini yitirmiştir.
    uzunköprü'nün bir niyazi köftecisinin yaptıgı köftesi bir de maalesef sivrisinegi meshurdur o kadar ki zamanin da kisinin biri "en caliskan hayvan karincadir diyen halt etmis, en caliskan hayvan uzunköprü'nün sinegidir" diyerek bizi kirip gecirmistir.
    belediye secimlerinde son dört dönemde sırasıyla dyp,dsp,dsp ve yine dyp secilmistir. anlasildigi gibi merkez etrafina salinan bir secmen kitlesi vardir. beklenenin tersine orta yasli kesim genc kesimden daha sevecendir ve bu insanlarla daha kolay iletisim kurulabilir, muhabbetleri de daha iyidir.
    ama ara sıra da feci özlenen yerdir.
  • kasabada gencler arasındaki en populer bulusma mekanı mezarlığın karşısındaki çatı kafedir. köftenin en lezizi çarşı dolaylarındaki köfteci niyazide rakı eşliğinde tadılabilir. şopar kokusuna dirençli bünyeler köfte sonrası niyaziye 2 dakikalık yürüyüş mesafesindeki game cityde play station zevkine gark olabilirler.
  • dünyada ilk 7 boyutlu sinema bu ilçenin sinemasına gelmiştir. daha 2000'li yılların başlarında, korku filmine giderdik. yayınlandığı tarihten 4-5 ay sonra gelirdi buraya filmler.
    nasıl da denk gelirdi, en yaratıklı korkunç sahnelerinde önümüzden kolum kadar fareler geçerdi.
    büyük bi patlama olurdu ekranda, zaten zar zor ayakta duran koltuk çökerdi.
    böyle böyle 7 boyutlu sinema fikri çıkmıştır kanımca.

    üst katında yiyişen sevgililerden biri ayrıldıklarında o sinema anlarını düşünüp düşünüp ördekli gölde içerken, "aga ben zengin olup isteycem onu" diye diye o zamanki içinde bulunduğu ortamın ayrıntılarına dikkat vererek bu fikri geliştirmiş olabilir.
  • 2004 yılında gitmiştim uzunköprü'ye
    adalet sarayı denilen iki göz odadan müteşekkil binadaki icra müdürlüğünde bir dosyam vardı.

    gitmeden önce belki ihtiyacım olur diye istanbuldaki herhangi bir adliyenin baro odasından bir adet vekalet pulu almadığımdan dava açmam gerekince adliyenin baro odasına gidip dava dilekçesini yazdım ve vekalet pulu almak istediğimi söyledim.
    baro görevlisi beni yazı işleri müdürüne yönlendirdi. hangi mahkemenin yazı işleri müdürüne gitmem gerektiğini sorduğumda; adliyede tek yazı işleri müdürü olduğunu öğrenmiş oldum.
    daha sonra gideceğim birkaç ilçede daha göreceğim üzere uzunköprü adliyesinde ceza-hukuk mahkemesi ayrımı olmaksızın tüm kalemler için tek bir yazı işleri müdürü vardı.

    yazı işleri müdürüne gidip vekalet pulu almak istediğimi söylediğimde bana edirne'ye gitmem gerektiğini söyledi.

    "ben nasıl giderim şimdi edirne'ye" şeklindeki serzenişimden edirne'ye nasıl gidilebileceğini gerçekten bilmediğimi düşünmüş olmalı ki bana yolu tarif etmeye başladı.

    yazı işleri müdüründen ümidimi keserek dava açacağım mahkeme kalemine gittim. katip, zinhar kaydetmem davanızı dedi.

    henüz stajyer avukatım, tehir-i icra talebi olmadan temyiz edilmiş bir karara ilişkin icra takibinde; icra veznesine yatırılan paranın ödenmesi talebimi borçlunun tehir-i icra kararı getirmek için süre istemesi nedeniyle reddeden icra müdürlüğü işlemini şikayet edip icra mahkemesinden karar almayı düşünebilmiş hemen orada dava dilekçesini hazırlamıştım ama vekalet pulu olmayınca ne yapmam gerektiğini bilememiştim.

    elimde dava dilekçesi adliye bahçesinde kara kara düşünürken karşılaştığım bir avukat pul verdi de davayı açıp, üstüne aynı gün mahkemeden karar alıp parayı çekebilmiştim.

    bana pulu veren avukat; " biz edirne'ye gittiğimizde toplu olarak alırız pulları. dışarıdan gelen avukatların ihtiyacı olduğunda katipler adliyedeki avukatlardan rica ederler, size neden böyle davrandılar anlamadım" demişti.

    şimdi sol framede "uzunköprü" başlığını görünce aklıma geldi yine. madem bu kadar kolay çözülebiliyordu da beni neden ağlattılar ?
hesabın var mı? giriş yap