• mesela dünyada fransa'dan sonra en büyük üzüm ekim alanı türkiye'de var, fransa şarap ihracatından senede 15 milyar usd'ye yakın para kazanıyor türkiye ise yaklaşık 12 milyon usd, öyle aklıma geldi işte, ortamlarda "her şey de kendi kendimize yeteceğiz diye bir şey yok" dersin ne olacak....ulan bari bizi yemeyin, biz ilk okulda ilk derste türkiye kendi kendine yetebilen bir ülkedir,yerli malı haftası vs gibi cümleler ile büyüdük....ayıptır,yapmayın bunu vatandaşa....italya dediğin ülke senin 10 katın elma 10 katın kivi üretiyor ve bunun gibi yüzlerce ürün için örnek verebiliriz, toprakları bizim 10 katımız mı ? tam bir at yalanı s....yim inananı beyanatı
  • sınırlı kaynak derken ulan et ithal edilen ülkeler türkiyenin 1/10 büyüklüğe sahip yerler.besicilik için meralarımız dağlarımız bayırlarımız mı yok
  • şimdi basit bir internet araştırması yapıyorum. tabi 1984 romanındaki yaşadığımız için tuikten felan böyle bilgiler bulmak zor.

    mesela 1988'de yazılmış bir makale ortalama 'kırmızı et' tüketimi 22kg imiş.
    'http://ziraatdergi.gop.edu.tr/…7151082_108-115.pdf'

    yine cumhuriyet ittifakı mv lerinden birinin kendi sayfasından alıntı
    '1994 yılında 20.7 kilogram olan yıllık kişi başı kırmızı et tüketiminin 2005 yılında yüzde 51.2 azalışla 10.1 kilograma gerilediği görülmektedir'

    'http://www.seferaycan.com/…/turkiye’de-et-tuketimi'

    daha resmi olarak 'fao' nun sayfasından bulabildim.

    2002 10.5m cattle, insan 65m, yani adam başı 0.1615 inek
    2016 13.9m cattle, insan 80m, yani adam başı 0.1737 inek demek

    fao.org dan doğrulabilirsiniz.

    kısaca 2002'den 2016'a inek sayısı artışı hepi topu %7 artmış.

    adamlar açık açık yalan söylüyor. %10 bile artmamış şeyi iki katı arttı diye şöyleyin, memleket 1984 gibi amk.
  • “türkiye ben her şeyi kendi kendime üreteceğim derse türkiye'nin toprakları yetmiyor.” kısmında amuda kalkıp kahkaha sıçtığım açıklamadır. tarım ve orman bakanımız böylesine topraklara sahip bir memleket için yetmiyor diyor. evet yanlış duymadınız yetmiyor. benim de vicdanım buna he demeye bile yetmiyor. ülkemizi, bizi, paramızı, pulumuzu, toprağımızı, taşımızı çatır çatır, gınam gınam sikiyorlar ve üstüne üstlük hacı bizlik durum değil açıklamasıyla karşılaşıyoruz her seferinde. bize yazıklar olsun.
  • bakan haklı. tüketim 'ortalama' 15 kilo. ortalama! yani herkes 15 kilo et yiyebilse bir söz eden yok. ama zengin 150 kilo yerken dar gelirli 2 kilo yiyor. sıkıntı da bu zaten.
  • "vatandaş" tanımının daraltılıp değiştirilmesiyle gerçekleşebilecek durum. konunun süpürge sopası fiyatı ile, alkollü içecek vergileri tavan yaparken mikro düzeyde zamlanan sigara ile enflasyon hesabı yapmak gibi örnekleri bulunuyor.

    bununla beraber söylenen tüketim miktarına, restoran ve otellerde açık büfeler dahil edilmemiş.
    "ev dışı" sayılan bu tür yerlerde tüketilmeden "çöp" olan et miktarı istatistiklere göre neredeyse yarı yarıya.

    yani bahse konu ifade doğru değil. özetle; cinfikir, cambaza bak "noktasındaki" mutad uygulama. ilgili "vatandaş" da "herhalde bende bir terslik var, bu kadar et yememe rağmen.." diyerek iddianın sahiplerini alkışlamaya devam etmekte.

    öte yandan madem miktardaki artışın iyi bir şeylere işaret ettiği düşünülüyor, o zaman bir de şu örneklere bakmakta yarar var; yıllık et tüketim miktarının nüfusa bölümü sonucu küba 50kg. ispanya 97kg. avusturya 102kg. kuveyt 119 kg. abd 120 kg. et tüketmekte.
    kaynak: the daily telegraph
  • geçen haftalarda bir yerde okudum ya, kaynak bulamadım.

    kadın 5 yaşındaki çocuğu doktora götürüyor, hastalanmış.
    doktor farklı bir şey yiyip içti mi diye soruyor.
    anne: 'ilk defa et yedi bu kurbanda memleketten gelmişti' diyor.
    doktor şaşırıyor.
    anne: 'daha önce tavuk yemişti ama ilk defa koyun eti yedi' diye ekliyor.

    ben bu utanmaz siyasetçilere diyecek bir şey bulamıyorum.
hesabın var mı? giriş yap