• görme engelliler için tasarlanmış akıllı baston.
    çevredeki engelleri algılayıp kullancıyı uyarıyor, cep telefonuna bağlanabiliyor ve mobil uygulamalar ile entegre olma özelliği ile görme engelliler için daha aydınlık bir gelecek vaat ediyor.

    web sitesi

    geliştiricisi görme engelli bir türk, gurur duyulabilecek bir proje.
    (akıllı bastonla ilgili 2011'de malezya'da yayımlanmış bir makale de buldum ama sanırım projeyi hayata geçirmeyi bizimkiler başarmış)
  • dezavantajları azaltan, güzel amaçlı ürünleri olan bir teknoloji şirketi.

    destek olmak isterseniz:

    wewalk change.org
  • türkiye şubesinin ik bölümü hayal edilemeyecek kadar kötü olan firma. zoom ile pazar akşamı görüşmeyi talep ediyorlar. haftasonu çalışmıyoruz ama iş görüşmesi yapıyoruz diyorlar. tamam pazar günü iş görüşmesini anladım diyelim de neden akşam oluyor bu görüşme? bir saat konuşturup, bu arada yapılan işi bilmeyen üç aylık ik elemanı karşımızda olduğu için soru-cevap değil de monolog gibi olan görüşme bir anda kesilip, "internet bağlantısı iyi değil yarın tekrar yapalım mı görüşmeyi?" deniyor. e madem ertesi gün yapabilecektir neden pazar akşamı zamanımı alıyorsun? hadi aldın diyelim baştan internet kopuyor dersin, bir saat konuşturmak nedir? bu arada ik görevlisi, kendi kamerasını kapatıp sizi izliyor, kamera kapalı olunca internet daha hızlı diyor. o zaman işe giren aday da kapasın kamerasını.
    bitmedi daha. ertesi gün için ik'nın verdiği saatte görüşmek için her şeyi ayarlıyorsunuz, o da ne zoom linki yok. 3 aydır çalıştığını söyleyen ik görevlisinin asistanı gibi hatırlatıyorsunuz, link gönderiyor. tekrar monolog gibi bir görüşme, "dün anlattıklarını anlat" diyor. ne soru ne görüşmeyi ilerleyecek bir cümle. bu arada ısrarla "siz" diye hitap etmeme rağmen "senli benli" konuşan bir ik görevlisinin yönetici adayına hitabını da belirtmekte yarar var.
    görüşme pardon monolog sonunda ik görevlisi, mail adresine bir senaryo göndereceğini onu ertesi güne kadar doldurup genel müdürle bir sonraki görüşmenin olacağını belirtiyor. o senaryo ertesi gün olduğunda bile gelmiyor. şu anda bana talep ettiğim maaşın iki katını verse görüşmem. ne yazık bir ik görevlisi firmaya olan bakış açısını nasıl da değiştiriyor. bu kadar güzel ve yararlı bir ürüne daha kaliteli çalışan yakışırdı.

    edit: aşağıdaki yazarın yazdiklarini okudum da kaç para aldı bu içerik için merak ettim? ben tarafsız olarak işi bilmeyen, tecrübesiz ik çalışanıyla gorusmemi noktası virgülüne yazdım. eksiği vardır, fazlası yoktur. sen kendi işinde iyi olabilirsin, firman iyi olabilir, zaten sonuna yazmışım kaliteli bir ürün yararlı bir ürüne kaliteli çalışan yakışır diye, bu gerçek senin ik çalışanının işini layıkıyla yerine getirememesini değiştirmez. ben görüşmenin ertesi günü daha sonuçlanmadan fikrimi yazdim. zaten calismayacagimi belirttim, sen neye dayanarak olmadığı için böyle yazmış şeklinde suçlayacak mahiyette yazabilirsin ki?
    firmada çalışırken gece gündüz haftasonu toplantı yapabilirsin ama herhangi bir iş adayı için pazar günü üstelik akşam görüşmenin mantığını nasıl açıklarsin? he kabul etmeseydin dersen haklısın, o da benim hatam, pazar akşamı neden görüşürüm ki?
    madem eksisozluk boş beleş konuşanların mekanı sen ne arıyorsun?
  • gorme engelliler icin akilli baston ureten, turk guzel firma.

    amazon tarafindan da desteklenmek icin aday olarak gosterilmis, suradan oy verilebiliniyor.

    futbol basketbol anketlerini sikertiyoruz, sunu niye bi sikertmeyelim.
  • görme engelliler için türk mühendisler tarafından geliştirilen #wewalk akıllı baston, amazon tarafından en iyi 5 girişimden biri seçildi.
    yılın girişimi seçilebilmek için desteğe ihtiyaçları var. haydi oy verelim

    wewalk.io/amazon

    tansu yeğen twitter gönderisinden alıntıdır
  • ürünün amacından ya da faydasından yana şüphem yok. çok da kıymetli bir iş yapıyorlar.

    ancak şirket içindeki kültürün iyi olmadığını deneyimledim. yga start-up'ı olarak kurulmuşlar ve kurucular birbirini yga dönemlerinden tanıyorlar. şirket içindeki yga'lı olanların kendi arasındaki muhabbeti yga'lı olmayanlarla yok.

    başlarda çok büyük heyecanla çok büyük hevesle başladığım işimden zamanla soğudum, bunu da kabullenemedim, çaba sarfettim.

    ancak şirket kurucularının en başta “biz wewalk değiliz biz “sen projesiyiz”, bundan x sene sonra wewalk nerede demeyeceğiz sen hayatının neresindesin, bizim buna katkımız nedir diyeceğiz” diyip çok büyük güzelliklerle sizi şirkete davet ettiklerini, sonra bunun hiç de böyle olmadığını yakinen deneyimlemiş olmak beni yordu.

    biraz snob bir tavırları var kendi fikrimce. yunus emre'nin 694 sene önce çözdüğü her şeyi sadece kendileri anlamış ve onlar anlatabilirmiş gibi bir tavırları var. ilginç.

    her ne kadar bu bir “ben projesi” de olsa kendimi hiç potansiyelimi gerçekleştiriyormuşum gibi hissedemedim aralarında. onların düşünüş şekillerine uyum sağlamak zorunda hissettim hep. özgür değildim. bir şirkette neden özgür olacaksın ki diyenler olabilir. şirket bir aile ya da bir “tarikat” olmamalı. şirket ortak amaca yönelebilen, aynı hedefe ve vizyona inanan insanlardan oluşmalı. bu doğrultuda şirket içinde özgür düşünebildiğinizde çok daha büyük işler yaparsınız. -bence-

    wewalk bir “aile” olduğunu söyler. ki bunun böyle olmadığını işten çıkma evresinde çok net bir şekilde deneyimledim. aile falan değillerdir. ailelerse bile yga'lı dostlarıyladır bu ilişkileri.

    neyse, yolları açık olsun. yaptıkları iş oldukça kıymetli. umarım başarırlar. ancak kültürlerini sevmedim, sevemedim.
hesabın var mı? giriş yap