• ursula andress, romy schneider, capucine denmiş, ama bence bu filmin en güzel pussycat'i, bunalımlı şair striptizci rolündeki paula prentiss'den başkası değildir.

    ayrıca açılıştaki sahne çok komiktir. peter sellers'ın oynadığı psikolog karakteri uzun saçlı olup, saçları kadın peruğu gibi komik gözükmektedir*. kendisini aldattığını düşünen izbandut tipli, viking menşeili karısıyla tartışırlar:

    - where were you last night?
    ps: leave me alone!
    - is she prettier than me?
    ps: is she prettier than you? i am prettier than you!
  • içinde kimi ararsan var tarzı filmlerden. fakat o kadar çok kişi var ki kime konsantre olup izleyeceğini bilemiyorsun... bakışları ve duruşuyla "burdayım" diye bağıran peter o'toole mı? başrolde gözüken ama rol çalmaya çalışan tıfıllar gibi oynayan peter sellers mı? tıfıllığının doruk noktasında olan woody allen mı? var bu filmi bir sevme sebebim ama nedir henüz çözemedim!
  • renee, liz, rita ve ismini hatırlamadığım filmdeki diğer kadınlar. bu kadar çok güzel kadını bir filmde toplamışlar ve peter o'toole'un canlandırdığı michael karakteriyle de hepsini öpüştürmüşler. göğüs dekolteleri ve iç çamaşırlı sahneler de cabası, film bu açıdan nildiğin tahrik edici. şu an aklıma gelen 5 farkı kadın oyuncu var gerçek hayatta görsem hayran kalacağım.

    neyse efendim, konuu değiştiriyorum hemen. woody allen'ın yazdığı ilk senaryo ve oyunculuk tecrübesi. woody allen'ın zaman zaman, peter sellers'ın da sıkça kahkaha attırdığı; fakat bu temposunu ve mizahını filmin geneline yayamayan bir film olmuş. bu arada peter sellers'ın izlediğim üçüncü filmi ve diğer ikisinde olduğu gibi bunda da çok güldüm kendisine. diğer ikisi için: stanley kubrick'in (bkz: dr. strangelove) ve (bkz: lolita) filmleri.

    puanlamam gerekirse yer yer çok güldürüp kahkaha attırsa da temponun düştüğü bölümler için puan kırıyorum ve vudi'ciğimin hatrını da göz önünde bulundurarak 7,2 veriyorum.
  • woody allen'ın senaryosunu yazıp, oynadığı ilk film. absürt bir romantik komedi.

    woody'nin daha sonra göreceğimiz birçok filminde olan psikyatr, sorunlu kadınlar, halk kitleleri tarafınca sapıklık olarak algılanabilecek ilişkiler(1965 senesinde çekilen filmde orgyden bahsediyorlar) bu filmde yer bulmuş. woody allen sinemasına ilgi duyanlar keyifle izleyecektir. ama film biraz sığ, woody'nin sonraki filmleri kadar derinlikli değil.(yapımcıların woody allen'ın senaryosunu katlettiği söyleniyor belki de o yüzden böyledir, bilemiyorum)

    ama filmin başlarında geçen bir cümle çok hoşuma gitti.

    -aşk, arayarak bulunmaz, satın da alınmaz o verilir.
hesabın var mı? giriş yap