• 4.levent'ten 500t'ye hem de karşıya geçmek istememesine rağmen bindiyse,boğaz manzarasının keyfini çıkararak teselli bulabilir.ama trafik de varsa,içten içe "kafamı sikeyim" demesi olası.
  • bunun bir de şöyle bir versiyonu var : aslında bir sonraki durakta inmeniz gerekirken , yolun ortasına konmuş, kimsenin inmediği durağa gelmeden tuşa basarsanız , normalde o durakta otobüs genelde hiç durmazken durduğu için bütün bakışlar size yönelir , aynı şekilde bozuntuya vermeden boynunuz dik bir şekilde inip yürürsünüz artık mesafe ne kadarsa. (bkz: toplum baskısı)
  • bir de otobüsteyken yalnış otobüse binip binmediğinden emin olamamak var ki tam bir iki ucu boklu değnek. insen bir türlü, inmesen bir türlü...
  • bir dönem sürekli yaptığım durum... aklım mı başka yerde, ben mi salaklaşıyorum bilmiyorum bir dönemi var galiba bu olayın bende.

    şükür bitti.
  • bozuntuya vereceğine dikkati ilk duraktaya inmeye vermek gerekir. böylece fazla uzaklaşmış olamazsın. ama bazen öyle otobüsler olur ki o durak dönüm noktasıdır. mesela izmirde turan durağından eğer çiğli yönüne gideceksen karşıyaka tarafına giden bir otobüse bindiğnde sökmez ilk durakta inmek.

    işte o zaman (bkz: yüreğinin götürdüğü yere git)
  • olay yeri izmir. bayraklıdan 131 sanıp 130'a binerek gerçekleştirdiğim eylem. alsancak kordon fink atılıcakken ege üniversitesine gidilip dolaşılmış küçük parkta 2 bira içilip sonradan 63'e binilip alsancağa geçilmiştir. otobüste bozuntuya vermemek bi yana kendimi bile kandırmışım.
  • son durağa kadar gitmekle sonuçlanır.ziverbeyden kadıköye gitmek istenirken altunizade de metrobüs durağı aratır.nasıl bir ruh haliydi hala ara ara düşünmekteyim.
  • var böyle bir şey. 13 yaşındayım arkadaşımda kalmışım babası da beni meşrutiyete bırakmış otobüse bineyim diye. ankarayı bilen bilir meşrutiyet otobüs duraklarıyla bezeli bir caddedir. orda gördüğüm ilk 2 katlı otobüse binmiştim. çocuk aklı, özdeşleşmişti benim için o 2 katlı otobüsle bizim oraya giden otobüs. açtım harry potter kitabımı okumaya başladım 10-15 dakika sonra çevreye göz attığımda tamamen alakasız bir yerdeydim. inip yürümüştüm o kadar yolu. cep telefonum falan da yok o zamanlar, annemleri kontörlü telefondan arayıp köprünün altındayım yanlış otobüse bindim deyip hangi köprü olduğunu da söylemediğimden annemler eve en yakın köprünün altında turlamışlar yarım saat. ve o yılbaşında bir telefonum oldu.
hesabın var mı? giriş yap