• "...ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım
    mevsim sonu dostlarım, isporta malı ayrılıklar
    arkadas ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
    gece telefonları, ıssız konusmalar
    magrur incelikler, vurgun yemiş iliskiler
    uçurum duygusuyla yasadigimiz hayat ey
    o kadar çok anlattim ki
    kendime kaldim anlatmaktan...
    bunaldim kendisiyle boguşmasını
    başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
    usandim sözcük oynamalarindan, tilsimli sifatlardan,
    ofset duyarliliklardan
    kaç zamandir duru, yalin, çaliskan, iyi insanlar özlüyorum
    'içtenligin' yada 'dünya görüşünün' kirletmedigi
    kendime bir yeni yil karti yazarak bunlari diliyorum
    aranip duruyorum adresini yitirdigim insanlari
    vitrin camlarina yansiyan yüzlerde
    bilmiyorum kalmis mıdır adresini yüzlerinde tasiyan insanlar
    hala bir umut var mıdır
    çikmaz bir sokaga benzeyen bu avare avunmasi vitrinlerde
    ne çikmaz sokaktayim ne de mutsuz
    sadece rüzgarlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar.
    açik denizlerde nice yolculuklara yelken açarken
    kis günesinin mutlu ettigi bir kedi gibi mutlu, emin, tasasiz
    sere serpe ve keyifli olmak tek istegim ve dilegim..."

    murathan mungan'ın yazdığıdır bu gece benim için.
  • hangisinden başlamalı?
    suskun,en güçlüsü.
  • ne düşündüğüm...
  • 2007 yılından beri hayattan kendi adıma iyi bir beklentim olmadı. güzel dileklerim, hayallerim hep futbolla ilgili oldu. umutsuz, sevinçsiz ot gibi yaşıyorum öyle. bazen huzurluyum. yürüken, müzik dinlerken falan.. onun dışından gerçekten zevk alacak hiçbir şey bulamıyorum. insanlara bakıyorum benden daha iyi hissettikleri belli. bazıları çok memnun halinden onları kıskanıyorum. yerlerinde olmak istiyorum.

    bunu düşünüp hüzünlenmekle meşgulüm 2 saattir.
  • eski sevgilim burda olsaydı da sevişseydik, canım sıkılıyor.
  • yeni bir dizüstü almayı düşünüyordum ama sonra vazgeçtim. dört yıllık dizüstüm hala canavar gibi çalışıyor. işimi gördükçe ne gerek var yeni almaya dedim. şaka maka 2500 lirayı neredeyse veriyorduk. durduk yere gereksiz harcama yapmayacağım.
  • "ne güzel adamlar var; seven, özleyen, bekleyen, şiir yazan, vazgeçmeyen, ihanet nedir bilmeyen, aşık olabilen... ve birde kadınlar var, 'böylesi adamlara hiç denk gelmeyen' "

    dün denk geldiğim bir yazı dünden beri aklımdan çıkmayan. ne şanslı kadınlar var oysa ben hep artık sevilmeyen, özlenmeyen, beklenmeyen, vazgeçilen, ihanet edilen oldum. kimse bana şiir yazmadı, böyle bir beklentim de olmadı zaten. hani olsa mesela onu garipserim sanki şaka gibi gelir gerçekliğine inanmam. çocukken hep çok büyük sonsuz bir aşk yaşayacağımı zannederdim hani böyle 80 yaşında bile el ele yürüyüp birbirinin gözünün içine bakan çiftler gibi. şimdilerde ne kadar değişmiş hayallerim yalnızlığı kabullenmiş, hayatıma giren kişiler bana zarar vermese yeter diye düşünür olmuşum. büyümek budur belki de sonsuz çayırlarda koşarken zamanla durup etrafına duvarlar örmek.
  • an itibariyle katil olmayı düşünüyorum. bir de bir aforizma atacağım. bir insan belli bir yaşa gelmiş (35 sonrası en fazla 40) de hala bir baltaya sap olamamış, adam gibi para kazanamıyorsa, kendisiyle ilgili bir nedeni vardır, hiç şans, şartlar demesin kimse. iğrenç data toplamış raporu yazılamıyor, telefonlarını açmıyor. 40 küsür yaşında adamın içine 15yaşındaki ergen kız kaçmış. genel müdüre paramıza rezil olmayalım, gelin bu sevdadan vazgeçin diyeceğim sinirim geçince.
  • ekşi sözlükte ne zaman yazar olacağım acep diye düşünüyorum zira sıram hep yükseliyor
hesabın var mı? giriş yap