3 entry daha
  • ilk başta muazzam bir fikir diye düşündüm. sonra biraz düşününce bu tarz popüler kültür ikonlarında radikal değişikliklerin o figürü tamamen ortadan kaldırdığı düşüncesine kapıldım. yani kadın olursa james bond olamayacak, başka birisi olacak, o zaman nasıl james bond filmi bu?

    not: james bond serisi sinema tarihinin en cinsiyet ayrımcı serilerinden birisidir. erkek yardıma muhtaç kadınları kurtarır, sonra onlarla sevişir ve terk edip başka görevlere gider. bu anlamda kadın olması devrimsel ve güzel. sadece james bond kontentine uymuyor.
  • 007 erkek olacak diye bir kanun yok ki? ian flemming kitaplarında da böyle bir kural yok. 007 bir görev insanıdır. 007 ölür/emekli olur yerine başka bir 007 gelir. tıpkı kadın olan m gidince yerine erkek m gelmesi gibi. sinema uyarlamalarında da tek kural birleşik krallık vatandaşı olması. kadın da olabilir trans da olabilir siyahi de olabilir.
    kadın m gidip erkek m gelince sorun yok ama 007 kadın olacak diye korkuyorsanız dümdüz cinsiyetçisinizdir.
  • bu tip projeleri izlemiyorum ve haliyle desteklemeyeceğim film.

    kim possible'ı veya lara croft'ı erkek yapmak neyse aynısıdır.

    edit: haa bambaşka bir karakter karşımıza çıkarsa o zaman iş değişir.
  • karakterin olayı sevişerek ülke kurtaran bir adam. kurmaca. erkeklerin olmak istediği bir karakter. bu film erkekler için yapılıyor. bunu gidip kadın yapmak çıkarcılıktır.
    anna karenina erkek versiyonunu da yazın çekin amk
  • gillian anderson'un 007 olmadığı her kadın olasılığı yanlış tercih olacaktır.
  • tupac‘ın hayatını anlatacak bir filmde tupac‘ın beyaz bir aktör tarafından canlandırılması kadar saçmadır.

    edit: bazı arkadaşlar “neden tupac?” diye soruyorlar. siyahi bir örnek olsun istedim. muhammed ali, martin luther king, malcolm x de olabilirdi. bazı arkadaşlar ise “beyaz aktris” olsun diyorlar, işler o noktaya gelecekse o da olabilir yani.
  • bond... jamie bond...
  • izlemem. net. daha fazla yorum yapmayı gereksiz buluyorum.
  • son yıllarda ısrarla revaçta tutulmaya çalışılan ama bir türlü tutmayan bir akımın parçası olan, hiçbir zayıf noktası olmayıp her konuda aşırı yetenekli olan “azınlık” ve mümkünse koyu tenli süper kadın* karakterinin yüzünüze gözünüze hollywood paraları ile vurulmaya çalışıldığı yeni 007 filmindeki yeni 007’nin “kadın” olması durumudur. sadece bu da değil, daha pek çok kült yapım da bu akımlara kurban verilmiştir ve hala kurban edilmeye çalışılıyor.

    hatırlar mısınız, filmlerde karakterlerin bir düşüş noktası, kendini çıkmazda bulduğu durum veya durumlar ve bu düşüşten/çıkmazdan yükselmesi için yazılan bir karakter gelişim/yükselme süreci olurdu.

    peki bu çizgide çekilen filmlerin ortak özelliği nedir? evet, doğru bildiniz. bunların hiçbirisi yok.

    bu karakterler doğrudan yüksekten gelir ve hiçbir zayıf noktaları olamaz. ne fiziksel ne duygusal ne de mental olarak. her zaman doğru kararları verebilir ve yanlış yapma ihtimali yoktur. özellikle cinsiyeti erkek olan diğer karakterlere göre her zaman üstün, dominant ve daha zeki gösterilmeye çalışılırlar. kendilerinden fiziksel olarak büyük ve güçlü olan düşmanlarını bile kolayca alt edebilirler. tuzaklara asla düşmezler. yan karakterler de kahramana destek olmak yerine sadece filmin süresini uzatmak için kullanılan mizahi aksesuardan fazlası olamaz. bu filmde daniel craig’in de bu seviyede bir yan karaktere dönüşmesini izleyeceksiniz. gelişim süreci ve güzel bir arka hikayesi olmayan karakter ise filmi öldürür bu kadar basit. bunun artık şu noktada oldukça fazla örneği mevcut.

    2020 itibariyle, insanların meseleye uyanmaya başlaması sayesinde modası geçmeye başlamış ve sadece twitter’daki belirli bir duyar grubunun içinde popüler olan bu sikik akıma da filmde fena halde göz kırpılmış özetle.

    social justice akımının ne kadar boş olduğunu bu duruma eleştiri getirenlere anında "kadın düşmanı ve benzeri etiketleri yapıştırmalarından da anlayabilirsiniz. tek “argümanları” bu çünkü. kendi boktan düşüncelerine uymayan şeyleri cinsiyetçiliğe, ırkçılığa vs. bağlayıp ağlıyorlar.

    james bond serisini düzeltilemeyecek seviyede bozup belirli bir duyarcı ve politik doğruculuk kitlesine oynamak toplumdaki gerçek ve göz önündeki sorunları çözmüyor sayın amına koyduklarım. sadece bahsi geçen davar kitlesinin ego mastürbasyonu yapmasını sağlıyor o kadar.

    yeni 007 filmi senaryodan, karakterden, karakter gelişiminden, hikayeden, anlatıdan, kült kavramından, sinemadan ve daha nice şeyden zerre anlamayan ergen kar tanelerinin hoşuna giden politik doğrucu bir zırvalıktan başka bir şey değildir. ayrıca muhtemelen iptal edilecektir. geçmiş olsun.
    bu tarz filmleri gerçek hayatın stres kaynaklarından kaçmak için izleriz. karakterlerle birlikte bir maceraya atılmak ve hayal kurmak isteriz. “eğitilmek” için değil. üç-beş adet lavuğun oturduğu yerden üzerimize empoze etmeye çalıştığı toplumsal ve politik mesaj vermek adına kült yapımların yok edilmesi berbat bir şey.

    edit: mesaj kutuma dangalakça şeyler yazılmaya başlanmış ve evet tam tahmin ettiğim gibi... sığ düşüncelerle toplumun her kesimine dokunduğunu zanneden sevgi kelebekleri "trans da olsun kadın da olsun" diye salyalar saçıyor. *

    yazık yaktığınız oksijene. james bond'u kadın yapmak film noir'ın olmazsa olmaz kadın figürünü senaryodan kaldırmak gibidir veya titanik filmi çekerken hikayeyi uçakta anlatmak gibidir. kimsenin trans veya kadın karakterlere laf ettiği yok. onların filmlerde başrol oynaması veya temsil edilmesi başka şey, kültleşmiş karakterlerin veya filmlerin politik ve toplumsal mesajlar vermek uğruna yok edilmesi başka bir şey. ama işte kafa olmayınca anlamlandıramamak doğal.
  • double o seven kadın olamaz, yakışmaz.

    izlemem. izleyemem.
324 entry daha
hesabın var mı? giriş yap