• 9 sene oturduğum evimden taşındığımda en çok korktuğum şey yeni eve alışmaktı. en çok da yeni bir evin seslerine... eski evimde her sesi, her tıkırtıyı tanıyordum. duvardaki en ufak lekeyi, parkelerdeki en ufak detayı... herşeyi ama herşeyi tanıyordum. düşünsenize bir evde 9 sene... ilkokul 3'e giden bir çocuk bütün ömrünü orada geçirmiş olabilirdi...

    velhasıl-ı kelam...yeni eve bir anda alıştım. içinde huzur olan yeni bir evim var şimdi. evet sesler tanıdık değil, hala gelen bir çıtırtıda kalbim hop ediyor. bugün tam 1 ay oldu yeni evimizde yaşamaya başlayalı, ışıl ışıl, sımsıcak, huzur ve sevgi dolu bir ev oldu benim için...

    bence evin içinde hissettiğin şey ile o eve alışma süreci arasında çok ciddi bir ilişki var.
  • 3 yıldır oturduğum evimden komşularım yüzünden taşınmak zorunda olduğum için birkaç hafta içinde yaşayacağım süreçtir. evim eski olduğu için yıllardır her tıkırtıyı, her sesi evin içinde duyuyor olmam artık canıma tak etti.
    taşınma süreci zaten büyük bir yorgunlukken, bir de o taşınılan eve alışma süreci çok yoruyor insanı gerçekten. allah kolaylık versin.
  • elektrik düğmelerinin yerini ezberlemeyle son bulan durum.
  • çetrefilli bir süreçtir. geride bıraktığınız evdeki en ufak detay bile yeni eve karşı ön yargı yaşattırır. ama yeni evin sıradan bir noktası da heyecan verdikten sonra yeni bir hayat başlangıcı beyaz sayfa kadar umuda sürükler. aslında her şey yeni evdeki kapıcıyla ilk alış veriş münasebetiyle " püf " diye uçup yok olur.

    (bkz: balkonu genişse sorun olmaz)
  • 20 yıldır aynı evdeyim
  • 5 yıldır aynı evde kirada oturarak aştığım süreç.
  • soyle kaba bir hesapla , dogdugum ev ve bakicimin evi haric, 1 yil ve uzeri yasanmis evleri sayinca bugunlerde sekizinci kez yasadigim surectir. dile kolay. tam 8 farkli evde kendime bir yasam alani yarattim. yatagimin yerini, dunyaya acilan pencereyi, banyonun yerini, su tesisatinin cikardigi problemleri, dolaplarin kapaklarinin gicirtilarini, duvara astigim poster ve resimleri, bozulan ve hic onarilmayan isiklari, sahip oldugum cicekleri, bahceleri, balkonlari, sokaktaki kedileri, komsulari... hepsini geride birakip hep baska baska evlere alismak, baska kokulara, baska karanliga ve baska isiga alismak.
    bugun yeni evimde 2. gecem. hic usenmedim gidip tasindigimiz evdeki 3 metrekarelik alanda ektigim limon ve erik agacimi suladim. mahalledeki kedilere yemek koydum. esim bana sizofren dedi. orasi artik bizim evimiz degilmis. hatta erik agaci da bizim degilmis. inanabiliyor musunuz? daha iki gun once yer degistirmek icin hareket ettigimde kicima batan koca dikenli erik agacim yok burda. iki gun oncede sol kolumdaki kaslar tutuldugu icin uzerine yatamiyordum. voltaren her zamanki yerinde buzlugun yanindaki cekmecedeydi. simdi bir kolinin icinde olmali. simdi de kolum agriyor baska bir evde baska bir odada baska bir mahalledeyim.
    buzlugun uzerindeki abidin dinonun yaptigi soylenen su mutlulugun resmi magnetinin kenar yapiskanlari cikardi, her sabah soyle elimle bastirirdim.
    salonda dokulen boya duvarda bir fil olusturuyordu. dis hatlarini bir markerla cizmeyi dusunuyordum.
    kirik tuvalet kapagini ne zaman degisecegiz canim diye diye 5 sene yasamisim sonucta. ulan insan cebinde 5 sene tas tasisa ona bile alisir. simdi de baska bir eve alisacagim. eski hatiralar teker siliklesecek ve okunmaz hale bile gelecek. sirf sudan kabarmasin diye lavabo tezgahini hep kuru tutmaya calistigimi unutacagim.
    hatta esimle kavga ederken kirdigimiz esyalar da zamanla yok olacak, sevistigimiz koseler silinecek hafizamizdan, hic kapanmayan o salak cekmece olmayacak en azindan.
    valla bu son olsun diyesim geliyor da, hayırlısı diyelim hadi.
  • taşınmak, insan hayatındaki büyük üç travmadan biridir. diğerleri boşanmak ve aileden birinin ölümü.
    alışma süreci ise tahminimce bir yıldır. yeni ev rüyada göründüyse benimsenmiş alışılmış demektir.
  • 2 hafta oldu hala binilen ve inilen kattaki gidiş yönünü sapıtıyorum. her bindiğimde şaşırıyorum sihir gibi bir şey.
hesabın var mı? giriş yap