• ankara bu kültüre ne kadar yabancı olduğumuz hakkında verilebilecek iyi örneklerden biridir. bir keresinde yürüyen merdivende yukarıya çıkan insanlar elektrik kesilince tekrar aşağıya inip yandaki merdivenden yukarı çıkmışlardı.
  • tüm gelişmiş ülkelerde dikkatlerden kaçmayan bir görüntüdür,yürüyen merdiveni kullanan insanlar hemen merdivenin sağına geçerler ve yürüyen merdivenin gücündende yararlanarak hızla yada beklemeden yukarı çıkmak yada inmek isteyenler için merdivenin sol bölümünü boş bırakırlar.hatta moskova metrosunda bu öyle belirgindir ki iyi eğitilmiş bu insanlar yürüyen merdivenin sol yanını işgal etmemek için adeta sağ tarafın önünde kuyruk oluştururlar ve solu mutlaka boş bırakırlar.
    avrupalı bir dostumla ankarada yürüyen merdivenli bir mağazadan alışveriş yaparken yürüyen merdivene yığılan ve yol vermeyi aklının ucundan bile geçirmeyen insanları ne kadar yadırgadığını bana söylemeside hafif yollu yüzümü kızartmıştı.
    bizler teknoloji ile yeni yeni tanışıyoruz batıdan alıyoruz ama korna çalmayı marifet saydığımız gibi gelen teknolojilerin beraberinde onların kullanma klavuzlarını herhalde okumayı unutuyoruz.
    sonuç:
    1: korna aracımızın önüne hayvan çıkınca çalınır.yani kent içinde kornaya hiç basılmaz.
    2:yürüyen merdivene bindiğimizde hemen sağdaki yerimizi alırız ki acil işi olanlar hemen soldan geçiversinler.
  • hindistan'ın belli bölgelerinde, bırakın bir kenarına yığılıp yürümek isteyenlere yol verme durumunu, külliyen yürüyen merdivene binme konusunda da olup olmadığından emin olamadığım kültür.
    zira, frankfurt havaalanında orta yaşlı, geleneksel giysili bir hintli kadın yürüyen merdivenlerin başında dikilmiş önce ayağını uzatıyor sonra geri çekiyordu.
    bir türlü ilk adımı atıp, merdivene ulaşmaya cesaret edemeyen bu kadıncağızı "yüksek kültürlü avrupalılar" alaycı bakışlarla izledikten sonra, "excuse me" deyip biraz öteleyip, yanından geçip merdivene binip, çıkıyorlardı. yürüyen merdiven kültürü bu olmasa gerek diye düşünerek, kadıncağızın elini tutup benimle birlikte merdivene binmesine yardımcı olduğumda ise pek bi şaşırmışlardı. ben "one, two, three... hoop" dediğimde gülüşen terbiyesizler bile olmuştu hatta . bırakın bi kenara yığılıp, yürüyenlere yol vermeyi, merdivene binemeyene yardım etsenize lan allahsızlar!
  • daha kaldırımda yürüme konusunda medenileşememiş bir toplumdan beklenecek 10. veya 15. şey.

    biz yürüyemiyoruz ki merdivenin yürüyeninde medeni olalım. ya götünü başını savura savura etrafa mal mal bakarak giden kadınlar, ya senin bir tarafına değmek için kasten çekilmeyen orospuçocukları, ya tüm dünyanın ilişkilerine reverans yapmasını bekleyen gerzek sevgililer, ya daracık kaldırımda illa yanyana yürümek zorunda olan dört kadın.

    müsaade istersin efedi efendi, küfretmişsin gibi bakar. bir de söylenir yarım ağız utanmadan.
    sert olurum lan o zaman der, cidden giydirirsin bir dahakine, o zaman da şok olur. lan ne şok oluyorsun?
    o kadar normal görüyorlar ki kendilerini! o kadar olağan ki onların yavaşlıkları, kaldırımı yolu işgal etmeleri, ortada durup lak lak etmeleri o kadar olağan ki!

    bir de kalkmış yürüyen merdivende sağda durmalarını bekliyorsun. sağda durdurdun hadi, sonra da çantasını torbasını soldan çekmesi de öğretebilecek misin? üç kuruş maaş alıp dandik iki takım elbise giyince kendini kraliçe sanan kompleksli kadınların yollarda karşıdan gelene nasıl işkence ettiklerini bilmiyor musun sanki? millete çarparak dan dun diye geçmek, yol verilmesini beklemek onun hakkı. niye? kompleksliyiz çünkü a.k. ülkesinde. adam olduk sanıyoruz kendimizi iki pohpohla iki ucuz ceketle. kompleksliyiz.

    hah, yazın sıcaklarına leş gibi kokan, üstüne üstlük koltuk altı havalansın diye kollarını tuhaf pozisyonlarda yukarılara kaldıran adam da metroda değil miydi? kaç kez inmen gereken yerden önceki duraklarda inip yürümeye karar verdin miden bulanarak? ve sonrasında kaç kez aylakların ve saygısızların arasında yürüyemeyip taksiye binmek zorunda kaldın? ve taksicinin kaç kere traktör kullanır gibi araba kullanması yüzünden tüm kasların gerilmiş gibi gittin işe? araba da kullanamıyoruz ki. haşırt fren. haşırt gaz. leş gibi sigara kokusu. "yalnız bu şekilde gitmeye devam ederseniz arabanıza kusabilirim" "hee?". türlü yavşaklıklar, türlü sorular "abla.." ve "yenge..." diye başlayan. yürüyemediğimiz gibi araba da kullanamıyoruz.

    tembeliz. bu millet çalışkan malışkan bir millet değil. zaman algısı sıfır. aylaklık oranı çok yüksek. dünya da kendi etrafında döner zaten sevgili türk toplumunun eşsiz her bir üyesinin. zamanla yarışmaya çalışan üç-beş kişi de ülser olur çıkar nedir yani değil mi.

    anormal olan sensin. bunlarla gurur duyman gerekirdi oysa, bu insanlar senin insanın ne de olsa değil mi. gitmen gereken yere yetişmen gerektiği için, topluluk içinde saygı göstererek yaşamalarını beklediğin için, aylaklık edecek vaktin olmadığı için tuhaf olan sensin.

    insanda saygının olmasını beklediğin için bir de halk düşmanısın.

    ne kadar saygısız insan varsa halk olmuş adı.

    hadi bakalım.
  • sağda durulur solda yürünür amk. bunu anlayabilmek bu kadar zor değil.
  • bir hafta önce taksim metrosunun merdivenlerinde kendisine "yürümiceksen sagda dur" dien gencecik bir delikanliya, ayinin birinin "yürüyen merdivende yürünür mü laaan!" diye bagirip tekme tokat girismesine yol acan kültür.
  • sol şeridin akması gerekir bu kültüre göre. sol şeritte duranlara "sol must go on!" diyesim geliyor.
  • bir üstteki basamakta eli yüzü düzgün ve mini etekli bir hatun varsa daha aşağılara inmek gerekir.
  • istanbul insanında geç oluşmasının en önemli nedeninin milyonlarca dolar harcayıp metroydu, alışveriş merkeziydi *** yapan fakat 3 kuruş daha harcayıp yürüyen merdivenlerin yanına "sağda durunuz, sol tarafı acelesi olanlar için boş bırakınız" ayarında bir işaret, tabela vs koymayı akıl edemeyen zihniyet olduğunu düşünüyorum. oh bebek, dusunuyorum...
  • istanbul'da hala tam olarak yerleşmediğine bugün tanık olduğum şey.
    izninizle örnek vererek açıklamak istiyorum. taksim metrosundaki uzunnn yürüyen merdivende herkes sağda sakin sakin dururken, çok acelesi olanlar da soldan hızlı hızlı geçip giderken anne- kız olduğunu tahmin ettiğim iki kadın ısrarla merdivenin solunda durmaya devam ettiler. önce kız inat etti uzun bir süre solda durmakta ve insanlar arkasına geldikçe sağa geçiyor, bir yandan da annesi olduğunu tahmin ettiğim kadına "neden normal merdiveni kullanmıyorlar ki" diye naçizane ve dahiyane fikirlerini sunuyordu. sonunda bu kez kadın sola geçti ve "gelen olursa yol vermiyorum hadi bakalım" gibisinden bir cümle kurdu (nedir bu inadın sebebi hiç anlayamadım, orası ayrı, kadın resmen hırs yaptı ya).çok geçmedi ki acelesi olan biri kadının tam arkasında durdu ama kadın oralı bile değil, arkasına bile dönüp bakmıyor, o derece. "geçebilir miyim" diye soran kadının arkasındaki kişiye ise az önce annesine dahiyane fikirlerini sunan hanım kızımız cevap verdi: "neden diğer merdivenleri kullanmıyorsunuz" ve bu sırada önümde duran kız daha fazla dayanamayarak bu hanım kıza dönüp "yürüyen merdivenlerde, özellikle de metroda sol taraf her zaman boş bırakılır, bu her yerde böyledir." dedi. kızın cevabını duyamadım, nitekim merdivenin sonuna gelmiştik ve herkes kendi yoluna gitti. belki son derece saçma sapan ve birkaç dakika bile sürmeyen bir olay ama neden sinirlendim anlamıyorum. o kıza ve annesi olduğunu tahmin ettiğim kadına huzurlarınızda seslenmek istiyorum: akıllı ablalarım, hayatınızda ilk kez yürüyen merdiven görmüş olabilirsiniz, ama madem yürüyecekler neden normal merdiveni kullanmıyorlar diye düşünebildiğinize göre düşünme yetiniz var ve hala çalışıyor demektir. o halde sorarım size, neden bütün bu insanlar sağda duruyor da sol taraf boş bırakılmış acaba diye düşünüp ona göre hareket etmenize engel olan nedir?

    düzeltme: imla
hesabın var mı? giriş yap