• girişinde bulunan kakao fabrikası nedeniyle çikolata gibi kokan kasaba. gezi bloglarında şans eseri görüp, haberdar olduğumuz, ve gidip görmekle ne kadar doğru bir şey yapmış olduğumuzu daha istasyondan çıkar çıkmaz anladığımız kakao köyü.

    istasyonun hemen çıkışında güler yüzlü bir amca karşılar sizi, ve ücretsiz kasaba haritasını vererek, gidip görülmesi gereken yerleri anlatır bir bir. kasabada her yer yürüme mesafesinde olduğu için tek yapmanız gereken istasyondan çıkıp kendinizi heidi nin evine benzeyen minik şahaselerin arasına bırakmaktır görselleri de burada. yel değirmenleri manzaralı köprünün hemen bitişinde sıralı olan evlerin her biri yıllar öncesinden kalmadır ve hatta bir tanesi bir çok avrupa şehrinde zincir olan albert heijn marketinin ilk mağazasıdır.

    kasabanın en önemli özelliklerinden biri de meşhur hollanda tahta ayakkabılarının üretildiği ilk fabrikanın burada olması ve kasabadaki özellikle yel değirmenlerinde çalışan ya da çiftçi olan çoğu kişinin hala bu ayakkabıları giymesidir.

    amsterdam çevresine yapılan herhangi bir seyahatte uğranmadan geçilmemesi, bütün yel değirmenleri tek tek gezilmeden, merkezdeki peynir marketinden peynir yemeden kesinlikle dönülmemesi gerekir.

    editos:link
  • bildiğin alice in wonderland. sessizlikten, huzurdan geberip gidecek gibi hissediyorsun. köyün içinde bir köprü var, o bile öyle sessiz açılıp kapanıyor ki, "işitme sorunum mu var acaba?" diye korkuyorsun. çok güzel, oldukça nizami bahçeli evler, envai çeşit ayvan var. köyün girişinde "d' vijf broers" diye bir pub var, yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. kendi biraları var, güzel ve oldukça ucuz. hollanda'ya gidecekseniz, mutlaka uğrayın buraya. amsterdam centraal tren istasyonundan, trenle yaklaşık 40 dakika sürüyor, bilet de sanırım 7 avro filandı.

    haa bir de direniş buraya da uğramış. tren istasyonunda alt geçitte "faşist erdoğan" ve "her yer taksim her yer direniş" yazıyordu.
  • minicik sevimli köy.
    çikolata fabrikası ve yaydığı koku pek çok kişi tarafından sevilse de ben sevmedim, nefret ederim çikolata vanilya gibi kokulardan. cevizlibağ'daki çikolata kokusundan da midem bulanmıştır hep. parfümde de sevmem şekerli kokuları. neyse konu dağıldı.
    kasabanın içinde bir çikolata dükkanı var. o dükkandan mutlaka kakao tozu alın. ben az aldığıma pişman oldum. kutularca alsaydım keşke. bugüne kadar kakao diye kullandığım şeylerin ne olduğunu sorguladım. kek yapıyorum muhteşem oluyor, sıcak çikolata yapıyorum muhteşem oluyor.
    mutlaka alın beni dinleyin pişman olmazsınız.
  • son yıllarda büyük ilgi gören, çeşit çeşit peynirleri tadabileceğiniz, tahta ayakkabı yapım atölyesinde yaratıcı ayakkabılar satın alabileceğiniz kasaba
  • amsterdam'a geldiyseniz mutlaka uğramanız gereken hollanda köyü.
    ulaşım tren garının üst katından kalkan otobüslerle sağlanıyor. 10 euro karşılığında günlük biletinizi alırsanız, dönüş de bu fiyata dahil oluyor.
    zaten otobüsten iner inmez öncelikle hollanda'nın yerel tahta ayakkabılarının yapıldığı ve satıldığı bir dükkan karşılayacak sizi. burayı gezdikten sonra, yel değirmenlerinin yanından geçerek köyün içinde gezintiye çıkmanız mümkün. küçük dükkanlarda peynir de tadarak ilerlerken, her köşeden çektiğiniz fotoğrafların ne kadar da güzel çıktığına siz bile şaşıracaksınız.
    planımıza göre şöyle bir bakıp amsterdam'a geri dönecektik ama epey zaman harcadık burda.
    sizin de amsterdam'da eğer fazladan ayıracağınız en azından bir yarım gününüz varsa gidin ve bu kasabayı görün, pişman olmayacağınızdan eminim.
  • amsterdam'a gidenler olayın başka şeylerden ibaret olduğunu düşünüyor ancak kesinlikle buraya bir uğrayın, birkaç saat geçirin. yenilenmiş hissedeceksiniz. bu köyün verdiği huzuru hiçbir kimyasal veremez.
  • girişinden itibaren akciğerleri dolduran kakao kokusu, sıcak çikolatası, yeşil değirmenleri, minyatür evleriyle yarattığı huzurlu atmosferden ziyade, ara sokaklarından birinde yürürken karşıdan gelen bisikletli bir adamın yanımda durup "sigaran var mı abi" diye sorması ile hatırlayacağım küçük, şirin köy.

    değirmenlerini şöyle fotoğraflamıştım.
  • kafa dinleyesiniz varsa gidin buraya. masal kitaplarından fırlamış desek asla abartı olmaz. 40 dk mesafedeki sex drug rock n roll mekanı amsterdamdan eser yok.
  • hayatımda gördüğümden en güzel köy. her gelenin aklından geçirdiği geçirdiği ilk şey ‘burda yaşanır’ demek oluyordur kendine. hem göze, hem ruha hitap eden eşsiz bir yer. iyiki gelmişim. gitmek isteyenler için belki faydası dokunur. amsterdam central’dan zaandijk zaanse schans’dan geçen trene binip bu durakta inerseniz 15 dk yürüme ile köye gidebilirsiniz.
  • çikolata kokulu kasaba. yeldeğirmenleri, yeşil evler... kalbimin yarısını burda bıraktım.

    amsterdam’dan 30 dakikalık otobüs yolculuğu ile ulaşabileceğiniz bu kasabayı çok seveceksiniz.
hesabın var mı? giriş yap