*

  • (bkz: patron yok)
  • (bkz: unkacı)
  • şöyle başlamaktadır abi 50tl. abi 35 ver .30-25-10 diye devam etmekte. abi 5 lira ver iki tane veriyim sana bu parfümlerden diyede son bulmaktadır genelde.
  • eleman - erdener abi iyi günler free shop'ta çalişiy!...
    erdener abi - şoparlik yapma.
  • bunların gemide çalıştığını söyleyenlerine de rastlanmış ve vakti zamanında olay şöyle gelişmiştir;

    yıl 1999 ya da 1998, bir arkadaşın gayet şık ve modifiyeli bir opel tigra'sı vardır. ve araba sokağın bir köşesinde park halindedir. arkadaşla beraber evden çıkılmış ve arabaya doğru gidilmektedir. sotede bekleyen çakal, arabanın yanına gelenleri gördüğü gibi elinde üzerinde pioneer yazan jelatinli büyük bir kutuyla ortaya çıkıverir. diyaloglar;

    - abi iyi günler
    - iyi günler
    - abi arabanız dikkatimi çekti, çok güzel bir araba
    - eyvallah sağol
    - eğer ilgilenirseniz, elimde orijinal pioneer kolonlar var
    - yok kardeşim sağol
    - abi izin verin anlatayım, ben gemide çalışıyorum (o esnada gemi adamı kartını çıkartır ve arkadaşın eline tutuşturur). bu kolonları da yurtdışından bir akrabama hediye etmek için almıştım ama arabam arıza yapınca yola devam edemedim, arabamı sanayiye bıraktım ama masrafı karşılayacak kadar param yok, bu kolonları da hediye olarak almıştım ama şimdi satmak zorunda kaldım.

    vs. şeklinde hikayesine devam eder. arkadaşla birlikte kıllanmamıza rağmen, bir yandan da bedava sirke bulmuş edasıyla ağzımız sulanmaktadır. araba müzik sistemleri konusunda bilgili olan arkadaş, merakla;

    - kolonlara bakayım

    der. çakalımız, şık bir hareketle ve kendinden emin bir vaziyette jelatinli kutuyu açar ve içerisinden 2 adet pioneer markalı kolon çıkartır ve anlatmaya devam eder.

    - bu kolonları hamburg limanından almıştım ama işte anlattığım gibi ......

    diye durmaksızın konuşmaya devam eder. piyasa fiyatı o dönemler 500-600 usd civarında olan kolonlar için;

    - abi eğer acil paraya ihtiyacım olmasa hayatta satmazdın zaten bunları hediye aldım, ama eğer almayı düşünüyorsun sana x fiyata bırakırım (yaklaşık 200 usd'ye falan geliyordu)

    der. arkadaşla yüz yüze geldikten sonra 1/4 fiyatına düşürdüğümüzü düşündüğümüz kolonlar için ödeme yapılır. arabadaki eski kolonları söküp yeni pioneer kolonları taktırmak için tanıdık bir oto elektrikçiye gidilir. oto elektrikçi kolonları gördükten sonra sorar;

    - kaç para verdiniz bunlara?

    - 200 usd halil abi

    - ulan ne keriz adamlarsınız yaa (pis bir gülme efektiyle), bunları karaköy'de x liraya satıyolar (30-40 usd civarı) amk.
  • bundan birkac sene önce annem, babam, agabeyim teyzem, ve enistem karli bir kis günü yurtdisina benim evlilik törenime gelecek olurlar. atatürk havalimani'nda ucaga binmek üzere yurtdisina cikislari yapilir. teyzem duty free'den 1 karton sigara alir. ancak bastiran kar firtinasi nedeniyle ucuslari ertelenir, bu yüzden bizimkileri yeniden yurticine alirlar. tekrar cikis yaptiklari zaman teyzem bir karton daha sigara almak ister ama kayitlarda maksimum alisveris limiti dolmus görünmektedir. zaten saatlerce beklemenin vermis oldugu sinirle inat ederek olay biraz kurcalanip üzerinde gidilince sonunda satis görevlisinden su itiraf gelir:

    - efendim biz yurtdisina cikan yolcularin kullanmadigi duty free haklarini kendimize aliriz.

    simdi diyelim ki 1 sene icinde yurtdisina cikan tüm yolcularin kullanmadiklari icki sigara parfüm kotalarinin miktari ve free shop satis görevlileri tarafindan vergisiz olarak "marizlenen" bu mallarin hangi paralel evrene gittigi hakkinda bir fikriniz var mi? bence gercekten duty free'de calisan kisi eger salak degilse isini riske atip bunlari sokakta satmaz, ne bileyim, yakinlarina, akrabalarina satar, daha da elinde varsa gider güvendigi bakkala kuruyemisciye falan satar en garantilisinden. ancak böyle de bir sektör oldugu bir gercek. sokaktan gecenlere bu soruyu soran adam ise cok büyük ihtimalle bu piyasa ile ilgili bir sekilde kulagina bir seyler calinmis kisileri dolandirmaya calisan sahtekardir olsa olsa.
  • aksaray&laleli'nin arka sokaklarında merdiven altlarında üretilen parfümlerin eli yüzü düzgün varoş gençleri tarafından satılırlen kullanılan cümle.
    180 liralık parfüm 90 liraya satılır. lakin pazarlık edince 20 liraya bile verir. onlara maliyeti ise 3-5 lirayı geçmez.

    parfümün kokusu derseniz elemana verdiğiniz paradan daha çabuk uçup gider.
  • yıllar evvel bir örneğine denk gelmişliğim bulunan sahtekar adam cümlesi.

    aracımla* mersin'de seyahat ederken arkadan 34 plaka bir bmw'nin selektör yaptığını gördüm. sağ şeritte olmama rağmen ısrarla selektör yapınca "herhalde aracında bir arıza var ve en yakın bmw servisini soracak" diye düşünerek durdum.

    arabadan janti bir delikanlı ve afet bir hatun indi, falanca limanda çalışıyoruz cart curt palavralar peşi sıra..

    kendilerine hayatta başarılar dileyip yola devam etmiştim..
  • bunların daha cüretkar olup doğrudan " abi çalıntı saat , çalıntı telefon var , ilgilenirmisin" diyenleri de var.
hesabın var mı? giriş yap