• olta ile yakalaması müthiş zevkli,zıpkınla ise adeta işkence.balık komple fosfor'dan imal edildiğinden olsa gerek buzdolabında ışıl ışıl parlar.
  • --- spoiler ---

    mutlu sonuyla şaşırtır.

    --- spoiler ---
  • bazen gaza gelip yunus gibi ziplayarak giden balik
  • "hayat, cinsel ilişkiyle bulaşan ölümcül bir hastalıktır"

    --- spoiler ---

    hakan günday'ı özel kılan sebeplerden biri olan aforizmalarından yoksun tek kitabı gibi sanki. bunun nedeni kinyas ve kayra gibi bir eserden sonra kendini nadasa bırakması olsa gerek. diğer 4 kitapta hiçliğe, yokluğa yapılan yolculuklardan bahsedilirken, zargana'da hiçliğin içinde bir hayat yaratma çabası yer alıyor. doğuştan kendine bir hayat verilmediğine inanan zargana'nın para karşılığında başkaları üzerinden hayatını yaşatması anlatılıyor kitapta. zargana'nın çocukluğuna yapılan flashbackler de kitabı yalın uslubundan kurtaramamış. hakan günday arşivinin tek sıkıcı kitabı olsa da yine de okunası...

    --- spoiler ---
  • "batı hafifleşmek, doğu ağırlaşmak için kaldırdı kadehlerini."

    "insanlar aşk dediğinde o kölelik diyordu."
  • "ne berlin'e gittim ne de duvarına dokundum. ama bir şehir hayal ettim. hayaletlerimin cirit atacağı büyücü bir şehir. şehirlerin merlin 'i. eğer bu dünyada bir zargana varsa, orada yaşıyor olmalıydı. eğer bu dünyada, insan doğmuş olmasına rağmen bunu inkar eden biri varsa berlin sokaklarından geçiyor olmalıydı. eğer insanlığını inkar eden biri varsa, aşık olmalıydı ve gerisi geldi. zargana'yı ne zaman ve nasıl yazdığımı hatırlamıyorum."

    hakan günday

    * http://www.hakangunday.com/
  • "...insanın kaderine öldürene kadar tecavüz etmeyi istediği gün, o kaçış fikrinin bir kara delik gibi zihnine gelip yerleştiği gündür. yoksul olduğu içi bilgiye ulaşamayanlardan, hayatı ve insanlığı sorgulayamayanlardan, en yüksek eğitim olanaklarının sunulduğu, delirmek için yeterli bütün malzemeye sahip çocuklara kadar bütün hayat tarzlarında, kaçış, rahatsız ama çekici bir yere sahiptir. üzerinde fazla oturulamayan sert bir koltuk gibi. anarşist yazarların okunması gerekmez yaşanan yerden kaçma fikrinin ortaya çıkması için. paranın olup olmaması, bir kentte ya da bir kasabada yaşanması hiçbir şeyi değiştirmez. bir insan ya gitmek ister ya kalmak. gidenler üzüntüyü çarşaf yapıp üzerine yatar ve o çarşafın üzerinde bin bir zevk içinde hayatla sevişir. kalanlarsa vasat hayatlarını, bir ürünün taban ve tavan fiyatlarına benzeyen taban ve tavan duygular içinde yaşayarak yerleşik düzenin sokak lambaları haline gelir.. zargana gidenler arasındaydı..."
  • okuduğum en ilginç romanlardan biri.

    --- yer yer spoiler içerebilir, ayı çıkabilir, taş düşebilir ---

    sürekli insan olmadığını iddia eden bir ana karakteri var hikayenin. zargana. veya rio ya da boslin ve daha kimbilir hangi rollere bürünmüş gri gözlü, uzun boylu bir dev adam. evlatlık olduğunu öğrenmesinin üzerine evden kaçan zargana bir ıslahevine yerleştirilir. sahte ailesini bir daha görmek istemeyen çocuk aynı gece oradan da kaçar ve dört serserinin tecavüzüne uğrar ve vazgeçer insan olmaktan.

    günday zargana'da genel olarak insanın ne kadar aptal ve kandırılmaya müsait bir varlık olduğunu doğru replikler kullanıldığında, zekice bir senaryo yazıldığında kandırılamayacak, ikna edilemeyecek hiçbir insan olmadığını anlatıyor bana kalırsa. kandırılan insana örnek olarak bir homoseksüel ve bir grup anarşist'i almış hikayesinde. koma'nın fuscha'yı rio olduğuna inandırması üzerine ister istemez ikna kabiliyetinin öneminin ve insan denen gerizekalı yaratığın da ne kadar dönek ve ne yaşadığının farkında olmayan bir salak olduğunu anlıyoruz. öte yandan paranın mide bulandırıcı gücü de bir diğer yan konu.

    tecavüz,fahişelik, pezevenklik homoseksüellik, anarşizm, almanya, sado-mazo cinsel aktiviteler, hippilik gibi konular oldukça insanı rahatsız eden bir uslupla, tükürürcesine ve insanın canını acıtırcasına işlenmiş. burada rahatsız ediciliği elbette olumsuz anlamda kullanmadım, rahatsız edip aynı zamanda düşündüren hatta yer yer öfkelendiren bir uslubu var. herkes okumaktan keyif duymayabilir bu anlamda.

    tüm karanlık yönlerini bir kenara bırakırsak, bu kitaba bir aşk romanı olarak bakmak da yanlış olmaz. günday'ın bu roman dahilinde yaptığı "gerçek aşk" tanımı oldukça marjinal. on iki yaşında kendisinden dört yaş büyük bir fahişeye aşık olan zargana, betty'den sonra hayatına giren hiç kimseye bir daha aşık olmuyor. aşık olduğu kadından ayrı geçirdiği zaman içerisinde kendisini "bir insan" olarak bile hissetmiyor hatta. bu kadar keskin, bu kadar kesin bir aşk yaşıyor...

    --- yer yer spoiler içerebilir, ayı çıkabilir, taş düşebilir ---

    son olarak, yazar hiç okumuş mudur bilemem ama kitabı okurken biraz da marquis de sade tadı aldım ben, çok hoşuma gitti. iyi ki yazmış, iyi ki yazıyor. okurken keyif alıyoruz.
  • --- spoiler ---

    hakan günday'ın okuduğum kitapları arasında filmi yapılmaya en müsait olanı. bunu iyi anlamda söylemiyorum ama. çünkü günday'ın romanlarının okuması en keyifli bölümleri karakterlerin distörbik * düşünceleri, iç sesleri, hayata bakışları, umursamazlıkları, insan dışılıkları. bunları da filmde hakkıyla verebilmek en azından türkiye'de her yönetmenin harcı değil.

    ama zargana'da tüm bu öğeler hikayeyi oluşturmaktansa araya serpiştirilmiş. örneğin kinyas ve kayra'yı okurken karakterlerin akıbetlerini hiç merak etmemiştim. kitabı götüren, okuyucuyu sürükleyen daha ziyade karakterlerin hastalıklı beyinlerinde dönen senaryolardı. zargana'da ise karakterlerin özelliklerinden çok bir yerden sonra olaylara odaklanmaya başladım. kitabın sonunu merak ettim. hakan günday karakterleri genelde kendilerini insan dışı bir tür olarak görürler. zargana da istisna değil, lakin zargana'nın gerekçeleri beni pek ikna edemedi. hatta betty bana göre çok daha ilginç bir karakter ve zargana'yı zargana yapan kişi.

    ha sanılmasın ki kitap kötü. gayet sürükleyici, gayet güzel. sadece hakan günday kitabı gibi değil. zaten eleştirimi de "kitap" standartlarına göre değil "hakan günday kitabı" standartlarına göre yapıyorum.

    --- spoiler ---
  • bmw 2002'nin de halk arasında lakabıdır.
hesabın var mı? giriş yap