• taraftarlarının mübalağadan hoşlandıklarını gösterir. nitekim her şeylerini ve hatta varlıklarını dahi ona borçludurlar.

    beğenilenlere girmesinden ötürü edit: yavrum bu entrynin zamanın ötesine gitmesi gerekiyordu yahu, sanırım vermek istediğim mesajı veremedim. (: "heykelini abartsalar ne olurki, allah'ın verdiği canı o diktatöre borçlu olduklarını sanıyorlar" demek istemiştim. tüh. üzüldüm şimdi.
  • %200 ölçek baz almaktır.
  • anıt heykel yapımı ile ilgilidir.

    şimdi, heykelin gelişim safhaları, türevleri felan incelenmeden, bodoslama heykel yorumlamanın facia olduğu pek çok örnekle artık sabitlenmiştir.

    anıt heykel dediğin, heykeli yapılan kişinin ölçülerine uygun ölçülerde yapılan bir şey değildir, başka bir deyişle, barbaros hayrettin paşa, beşiktaş meydanında bulunan, ali hadi bara ve zühtü müridoğlu tarafından yapılan anıttaki kadar değildir.

    hani, bir adamın heykelini 3 metre boyunda yapmak, o adam üç metre boyundadır iddaasını taşımaz. taşıdığını sanmak, türkiye şartlarında affedilebilir bir cahilliktir.
  • kesinlikle bir hikmet vardır bu işte. beynini kullanamama şekline bakılırsa bu beyin kapasitesiyle iki harfi yanyana getirip hece bile oluşturmaktan aciz olması gereken insanların upuzun nickler alması gibi bir hikmet bu da.
  • ayrıntıları görebilmek için zoom yapmaktan kaynaklanır
  • 1.8 metrelik diktatöre dokunarak ibadet edildiğini sanmaktan iyidir.
  • mustafa kemal atatürk bir sembol olarak bu ülkede anıldıkça, ve kararmışlar tarafından adı karalandıkça ve sırf bu sebeple insanlar hiç olmadığı kadar gerçek yüzüyle o'nu araştırmaya devam ettikçe; türkiye'deki dezenformasyonun uzağında duran ve yetiştirilme tarzları dolayısıyla yavşak "aydın"lara pabuç bırakmayan yabancı meraklıların mustafa kemal atatürk'e olan ilgi ve hayranlıkları arttıkça; gecesi gündüzü mustafa kemal atatürk düşmanlığıyla, hıncıyla dolup taşan böcek müsvettelerinin her bir deliklerinden irin fışkırtarak saçmalamalarının, normal akıldaki insanların ancak tebessüm etmelerini ve rahatça arkalarına yaslanmalarını sağlayan ülkede gerçekleştiği savunulan eylemdir.

    kuyruk acılı 3. nesiller bilmemektedir ki pislikleri ancak temizlemeye yarar o'nu.
    ha gayret biraz daha iğrençleşin.
  • kastedilen ve boyu esasında 1.68 cm olan diktatör(!) ne hikmetse ona sunulan padişahlığı reddetmiş, yaşarken başarısız da olsa, demokrasiye geçilmesi için kendi eliyle partiler kurdurmuş(ki bu partiler şimdiki gibi türkiye cumhuriyetinin temellerine kökten zıt olmalarıyla değil, sadece ekonomik anlamda liberal görüşlere sahip olmalarıyla diktatöre(!) muhaliftiler)

    ek olarak, devrimler kendilerini hatırlatacak simgeleri de içerirler. bu yeri gelir devrimi yapan liderin heykeli, yeri gelir bir kule olur.

    elbette beyinsizlere ve içimizdeki hainlere bu kavramları anlatmak çok ama çok zordur.
  • hafızası 1,5 günlük olmayan ve halkını özgürlüğe kavuşturan birinde şekil şartı arandığını bilmeyen insanlarca gerçekleştirilen eylem.

    sanat bazen gördüğünü birebir yansıtmak değil, algıladığını anlatmaktır, ve bazı insanlar -aklı güzel, içi güzel, niyeti güzel insanlar mesela- sevildikçe güzelleşir. gerçekte nasıl göründüğünü biri size saatlerce anlatsa bile umursamazsınız.

    örnek mi? baba mesela, büyüdükçe o kadar çok şey bilmediğini farkedince uğranan şaşkınlıkla karışık hayal kırıklığı, biraz daha büyüyüp akıllandıkça empati ve anlayışa dönüşür, bilerek ve anlayarak daha güzel seversin artık. küçükken çok yakışıklı ve çok akıllıdır, sen büyüdükçe ve akıllandıkça seni herşeye rağmen seven, koruyan, kollayan, büyüten, öğreten, geliştirendir artık, nasıl göründüğünden bana ne ki?

    o heykelleri yapmak "babanın kim olduğunu bilmemenin yaratacağı acı ve hayalkırıklıklarıyla dolu bir ülkede yaşamak yerine, heykeline ne kadar benzediğini umursamadığım güzel bir insanın kurduğu ülke(m)de babamla yaşamayı tercih ederim"i anlatan güzel bir eylemdir.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap