• asgari ücret kadar kafanıza taş düşe.
    krizin kaynağını en diptekilerde aramayın olm kafanızı biraz yukarı kaldırın.
    kaldır kaldır biraz daha.
    örnek mi? (bkz: akp çocukları)
    hepimizin rızkını lüp lüp lüpletiyorlar siz asgari ücretle cebelleşiyosunuz.
  • tüik'in şişirme verilerine göre kriz miriz yok, hatta sahlaniyoruz ama ben cebime bakınca bu bildiğin uzun vadeli (bkz: resesyon)* ne zaman biter halk ne hallere düşer bilinmez. bastakiler bugün gitse bile öyle bir kazık soktular ki millete 10 yıldan önce düze çıkmak çok zor görünüyor.

    sahi bı ara imf'ye borç verecek durumdaydik ne ara bu hallere düştük reis.
  • zenginin malının fakirin çenesini daha da fazla yoracağı bir kriz olacaktır. bize her yıl kriz!
  • dolar bazında yıllardır krizdeyiz, kendi para birimimizde ise 2019 ekonomik krizi gerçekleşmişti.

    2020 için gökhan şen'in yazdığı şöyle bir senaryo makul gözüküyor:

    --- spoiler ---
    türkiye'nin 3. çeyrek büyümesi: olanlar ve olmayanlar

    ***

    türkiye ekonomisi yıldan yıla karşılaştırdığımızda 3 çeyrektir daralıyordu. bu çeyrek ile beraber ekonomi ilk kez 2018’e kıyasla büyüme üretmiş oldu.

    bloomberg ht anketine göre yüzde 1 beklenen yıllık büyümeye paralel olarak yüzde 0.9’luk genişleme gördük. böylelikle birçok sektörden aldığımız ön sinyallerin teyidini almış olduk. ‘ekonomi dipten dönüyor mu?’ tartışması bitmiş oldu.

    şimdi dipten dönüşün gücü ne olur ve devamı nasıl sağlıklı olabilir bunu tartışmak gerekiyor. aslında dipten dönüşün matematiksel bir olgu olduğu düşünülürse, entelektüel sermayemizi çok daha farklı şekillerde değerlendirebilirdik. istanbul seçimlerinin tekrarlanması ile toparlanma hem daha cılız oldu hem de geç kaldı. bu etki, ekonominin üretemez duruma gelmesi ile karıştırıldı.

    beklenen dipten dönüş geldi. gelmeye de devam edecek.

    neye bakarak böyle söylüyorum?

    bankaların aktif kalitesindeki bozulmanın sınırları anlaşıldı. 2019’daki zararların daha az bölümü kadar batık 2020’de bilançolarda belirecek. yılı tahminen kredilerin -tüm sistem için- yüzde 6’sının battığı bir resimle tamamlayacağız. bankalardan aldığımız kamuya açık yönlendirmeler böyle. sağlıklı bankacılık, büyüme için elzem. ülkemizde sermaye piyasaları gelişmemiş olduğundan büyüme = kredi büyümesi = bankacılık sistemi denklemi aynen devam ediyor.

    kurdaki kanama durdu. türk lirası arjantin parası ile dibe doğru yarışırken şimdilerde sadece enflasyon kadar erir hale geldi. yani reel olarak türk lirası değer yitirmiyor. böylece enflasyondaki hızlanma frene bastı. artık memlekette fiyatlar daha yavaş artar hale geldi. maliyetleri kontrol etmek ve planlama yapmak mümkün oldu.

    önünü göremeyen özel sektör iç talebe de güvenmediği için elinde olan malları tüketti. iş kabiliyetlerini mümkün hale getirebilenler ihracat yaptılar. kimsenin elinde mal kalmadı. stoklar bitti. şimdi onlar yavaş yavaş yerine konacak.

    dolar, seçimler ve dış ilişkiler derken vatandaşlar harcamayı kestiler. genç nüfusun tüketme talebi ve ihtiyaçların bastırması ile bir kesişim kümesi oluştu. enflasyonun düşüşü ile mümkün olan faiz indirimleri de gelince tüketimin yoldaşı bulundu. bu çeyrekte gördüğümüz tüketim artışını gelecek çeyreklerde yine izleyeceğiz.

    tüm bu saydıklarım üçüncü çeyrek büyümesinin özeti aslında. bakın katkılar bakımından büyüme tam da anlattığım resme işaret ediyor.

    kaynak: tüik, garanti yatırım

    *

    büyüme rakamları, malum, geçmişi gösteriyor. şimdiki durumu gösteren daha yüksek frekanslı veriler ve bir de bunların bileşiminden oluşturduğumuz seriler var. moda tabir ile ‘trend’ belirtiyor bunlar bize.

    gidişat olumluya doğru. olumlunun yerine pozitif büyümeyi de koyabilirsiniz.

    ancak çok önemli sorunlarımız devam ediyor. örneğin sağlıklı büyümenin ve güvenin işareti olan yatırımlar kalemi hala negatif bölgede. ekonomimiz istihdam üretmiyor. genç işsizliğimiz oldukça yüksek. hepsinden önce, bu sorunları nasıl çözeceğimize dair bir plan geliştirmiş değiliz.

    başardığımız şey, ekonominin daha yüksek bir kur seviyesinde ancak daha düşük bir çıktı ortaya koyarak yeniden büyümesini sağlamaktır. bu da güvenin kısmen geri gelmesi ve finansal koşulların stabilize olması ile sağlandı. böylelikle iç talep canlandı. örneğin bu geri dönüşle beraber ithalatta da geri dönüş yaşıyoruz. bir tehlike üretecek boyutta olmasa cari fazlamızın şimdi yavaş yavaş açığa döndüğünü göreceğiz.

    diğer bir mesele kredi büyümesinin kamu bankaları eliyle ve neredeyse tamamen tüketime dayanacak şekilde sağlanması oldu. bunun etkisini son çeyrekte göreceğiz. büyümenin devamını bekleme sebeplerimizden biri de bu. vatandaş tüketmeye başladı. gel gelelim döviz mevduatları yerinde duruyor. üç çeyrektir eksi olan hizmetler artıya dönerken döviz mevduatları da rekor kırıyor…

    demek ki genele yayılan bir güven tazelenmesi yok. bahis konusu, tüketim isteğine ya da gereksinimine ket vuramayanlar ve riski hala havada görenlerin aynı zaman ve mekan diliminde birlikte var olmaları. biri, diğerini dışlamıyor.

    *

    newton’un ardından determinizmin çökmesi ile beraber ‘kesinlik’ kavramı yıpranmaya başladı. küresel kapitalist sistemin eklemlenmesi arttıkça diğer ülkelerin kaderlerine de parça parça ortak olduk. tüm bu sebeplerle 2020’nin kalanını düz bir çizgi gibi göremeyiz. senaryo çizebiliriz.

    kamunun daha fazla büyüme lehine farklı istekleri ya da dış alemin büyümeye ket vuracak lokal / küresel baskıları olabilir.

    buradan bakınca bizim senaryomuz, yeniden büyüme patikasına girmiş ve iç talebe & kredi büyümesine güvenen ekonominin daha cılız şekilde geri dönüşü gibi geliyor bana. yüzde 3 büyüyecek ve geçmişe göre büyüme profili zayıflamış bir ekonomi. yatırımlar zayıf ve şirketlerimiz borçla yorgun hale düştüler. yatırım ve istihdam yaratma iştahları zayıf.

    bu görünümü kabul etmek, büyüme motorlarını yeniden çalıştırıp, büyüme profilini yukarı çekebilecek bir master plan yapmak gerekiyor. elbette yazması, yapmasından kolay…

    https://www.bloomberght.com/…-olanlar-ve-olmayanlar
    --- spoiler ---
  • son verilere göre, ülkenin konsolide açık pozisyonu son bir yılda yaklaşık 30 milyar dolara çıktı.. 2001 krizinde bankacılık sistemine format attıran meblağ bunun onda biri kadarıydı..

    işin enteresan tarafı bu riski kimin üstlendiği belli değil..

    joker geldiğinde belli olacak.. *

    gelen sorular üzerine; bu devasa açık pozisyonun başlıca nedenleri; nerdeyse durmaksızın artan döviz tevdiat hesapları, yp kredilerindeki daralma ve portföy yatırımlarındaki ciddi düşüş; yabancıların artık ayağının kesilmesi..

    evet, winter geldi geçti; şimdi ise,

    (bkz: joker is coming)
  • arabanızı değiştiremiyorsanız
    market alışverişinden sonra ne olmuş yahu diyorsanız.
    olur da telefonunuz bozulursa aldığınız model ya da muadili ile değiştiremiyorsanız
    iş yerinizin her an için küçülmeye gideceğini düşünüyorsanız
    ya ben bu ürünü geçen sene şu fiyata alıyordum

    gibi argümanlar artıyorsa ekonomik problem var demektir.
  • olaya sadece ekonomik kriz olarak bakmanin dogru olmadigi krizdir. dogrusu 2020 krizler butunu olmasidir. ahlak krizi, egitim krizi, multeci krizi, diplomasi krizi, demokrasi krizi, issizlik krizi vs vs. bu liste uzayip gider.
  • 2019'a girerken şöyle bir entari yazmıştım ( #84964097 ). neyse ki 2020'ye girerken böyle bir durum mevcut değil. moralsizlik ve planlı daralma ciddi ölçüde geriledi. müşteri ziyareti gerçekleştirdiğim büyük firmalar bu seneye 2019'a başladıkları gibi başlamıyor ve bu çok net belli oluyor. 2020 yılından gerçekten umutluyum. 2016'da doların 3 ayda 2.90'dan 3.90'lara fırladığı o dönemden beri gerçekten çok zor günler geçirdik. 2020 bu süreci kıracağımız yıl olacak diye düşünüyorum. daha önce de başka bir entarim de bahsettiğim gibi, şuan bu 3 yıllık süreçte aşırı yara alan insanların irrasyonel hareketleri piyasayı biraz çalkalıyor. zamanla o da düzelecektir. reel sektörde son 3 ay gerçekten güzel geçti diyebiliriz. maalesef elimde size bunu direk gösterecek bir ekonomik veri yok çünkü ekonomik veriler süreç gerçekleştikten bir süre sonra elimize geçebiliyor biliyorsunuz ya da en azından benim gibi insanlar için bu böyle gerçekleşiyor. piyasa araştırmalarına milyon dolarlar harcayamıyoruz malumunuz lakin ben de artık bu işleri biraz öğrenmeye başladım diyebiliriz, uzun yıllardan beri hobi olarak ve mesleki açıdan yakından takip ediyorum ülke ekonomisini. havanın nasıl koktuğunu fark edebiliyorum. erken seçim saçmalığı olmazsa 2020 bizler için güzel bir yıl olacak. artık politikacıların varlığını unutmaya gerçekten ihtiyacımız var. tamam ben de dehşete düştüm bu süreçte, "başkanlık sistemi geldi, ülke mahvoldu, ordu bitti, nereye gidiyoruz?" diye diye lakin gördüğünüz gibi hala ayaktayız. varız ve var olmaya devam edeceğiz. yeter ki hayata tutunmaya devam edelim. içimizdeki karamsarlığı bir kenara bırakalım. herkese şimdiden mutlu, sağlıklı ve bol kazançlı bir yeni yıl diliyorum!
  • ne yazık ki 2019'dan bayrağı devralarak devam edecek kriz. 2020 asgari ücreti ise enflasyon görünür de düşük tutulduğu için muhtemelen talebi karşılamayan bir miktarda olacaktır.
    https://www.sozcu.com.tr/…isi-gecinebilmek-5493277/

    bugünlerde 2020 asgari ücreti görüşmeleri tartışılırken bu haberi buldum. farklı şehirlerde yapılan görüşmelerle asgari ücretin en azından 2500 tl olması isteyenlerin olduğu görülüyor. ancak seneye de tekrar zamlarla karşılaşacağımız için 2500'ün de yetmeyeceği ve 3000 tl'nin altında olmaması gerektiği daha doğru bir ifade. ama tabi kendimiz konuşuyoruz kendimiz dinliyoruz. kısacası acı çekmeye devam...
  • güncel kriz takvimi için buraya geldim. 2019 bitiyor daha beteri yolda, tşkrlrrr.
hesabın var mı? giriş yap