• rejime kızmadığım krizdir bunu ister kabul edin etmeyin türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının yarısından çoğu seçti madem demokrasi var bu böyle . göte göt demelisiniz beyler bayanlar bu halk bunu istedi çoğunlukla ve o yüzden kalanlar bununla yüzleşmeli . bu ülkede demokrasi için sanırım biraz erken malesef önce toplu aydınlanma gerekiyor . o yüzden bu ülkeyi lütfen yetkinler ve etkinler yönetsin elitistler ülkesi olalım kademeli geçelim demokrasiye rica edeceğim bir anda olmuyor belli ki . adeta ilk defa yemek yapacak olan birine duck pâté en croûte yaptırmak gibi bişey lan .
  • (bkz: akp’nin yok olması)

    koseye sikistilar. akp ile birlikte bitecek olan krizdir.
  • gözle görünen ve can sıkan kriz
  • her gecen gun bu kadar daha dibe giderken insanlar nasıl geciniyor, ne yiyip ne iciyor diye dusunduren kriz. minimal yasayan bir insanim ama aylik harcamalarima bakiyorum ve asgari ucretle calisan insanlar hala daha neyi bekliyor diyorum. daha ne kadar daha bu yönetimi desteklemeye devam edecekler.
  • 2021 bir şekilde belki biter ama 2022 de kesin patlak vericek. bu iktidar 2023 görmesi çok ama cok zor. çünkü bu böyle aç kapa aç kapa aç ulan kpat ulan. demekle yürümüyo artık.bundan sonrada bu devlet biraz zor vergi toplar.alt kesim orta kesin doğrudan bitirdiler.
  • 2018 rahip krizinden beri süregelen kriz. her yıl ayrı başlık açmaya gerek yok 2018 krizi bitmedi çünkü. yada alternatif olarak (bkz: 2018-2023 ekonomik kriz)
  • kriz ,yıkıp geçmeye devam ediyor.neden ayrı başlıkta açmıyorsun diyenlere bu krizin kurbanı oldukları içinde ondan.
    link
    tekirdağ’ın çorlu ilçesinde bir işçi borçları nedeniyle cebinde kalan 12 lirayı eşine bıraktıktan sonra canına kıydı.

    üç çocuk babası fedai kuşçu, işkur üzerinden bir devlet okulunda geçici olarak asgari ücret ile çalışıyordu. koronaya yakalanan kuşçu, bu süre içinde çalışamadığı için ücretini alamadı. bakkala ve çevreye borçlarını ödemekte zorlanan kuşçu, pazar günü eşine cebindeki 12 lirayı bıraktı ve “allahaısmarladık” dedikten sonra evin balkonundan kendini boşluğa bıraktı.
  • kısa çalışma ödeneği uzatıldı. yasaklar uzayacak mı ? tekrar
  • kurun yükselmesinden ziyade kurdaki aşırı yüksek oynaklığın inanılmaz zararı var. piyasa reel dengeyi bulamıyor. bulamadığı için çifte fiyatlama yaşanıyor.

    tanım: insanlarımızın inatla birikimde değil alımda olduğu kriz. çok ilginç. abd de ise dağıtılan dolarların çoğunluguyla bireyler tasarufa başlamış. piyasada hareketliliğe dönüşmemiş yani basilan dolarlar. enterans bir durum.enflasyon bir nevi büyüme sağlıyor bir yerde.
  • türkiye cumhuriyeti'nin son 10 yıldır içinde debelenmekte olduğu ekonomik buhran ve yandaşlar ile "dış güçlere kaynak transferi" döneminin tepe noktasına geldiğimiz 2021 yılında, iktidarın bu ekonomik yıkımı inkar için kullanmayı en çok sevdiği cep telefonu, araba ve avm kalabalığı söylemleri ile patates-soğan yardım kuyruklarının aynı yandaş gazete manşetlerinde bir arada olabilmesi bana yıllar önce hannover'deki bir sahaftan bulup yalnız ve güzel ülkem için bir fütüristik metin gibi okuduğum nsdap propaganda bakanı joseph goebbels makalesini hatırlattı.
    (bkz: joseph goebbels'in kahve tiryakileri makalesi)

    völkischer beobachter'de 11 mart 1939'da yayımlanan makale, özet olarak, tarih boyunca halkın kaynaklarını farklı amaçlarla sömüren totaliter rejimlerin ekonomik sorunlarla karşılaşmaya başladığı zaman gösterdikleri reflekslerin neredeyse tümünü içermesi bakımından kanımca bir başyapıttır.

    savaşa girmesine aylar kalmış, silahlanmaya ülke bütçesinin önemli kısmını ayıran ve bir taraftan da çeşitli ambargolar ve artık halkın refahını da etkilemeye başlayan ekonomik sorunlarla uğraşan nasyonal sosyalist parti iktidarı, bu durumun yabancı basında da dile getirilmeye başlamasından son derece rahatsız olur. kitle yönetim dahisi propaganda bakanı goebbels kolları sıvar ve insanlık tarihi kadar eski sanatının en ihtişamlı örneklerinden birini, almanyanın en çok okunan yarı resmi propaganda gazetesinde yayımlanmak üzere kaleme alır...

    goebbels, ana hatları ile makalesinde 1932 almanyasının (cehape zihniyeti) (1933 nsdap tek partidarı öncesi) işsizlik ve fakirliğinden dolayı kahve içecek insan bulunamamasından yola çıkıp, son 7 yılda elde edilen ekonomik ve sosyal refah ortamı nedeniyle artık daha çok insanın hayattan zevk almaya başladığını ve artan talebe yanıt verilemediği için kahve kıtlığı baş gösterdiğini iddia etmektedir. ayrıca büyüyen almanya'dan rahatsız olan odakların döviz kuru oyunları (faiz lobisi) ve bu kuyrukları yabancı basına taşıyarak almanya'yı aşağılamaya çalıştığını, konuşmaktan başka hiçbir şey yapmayan ve yapmayacak olan muhaliflerin (kahve tiryakisi gevezeler) (monşerler) "liyakat kalmadı, ayaklar baş oldu" diye ağlaşıp vatan savunmasını sekteye uğratan bir ihanet içinde olduklarından bahseder.

    birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan o günlerdeee, bu aptal muhaliflerin iki kupa kahve peşinde dükkan önlerinde sıraya girerek devletin itibarını iki paralık ettiklerini, sanki patates ekmek kıtlığı varmış intinası uyandırarak ingiliz fransız basınına malzeme verdiklerini, dış güçlerin maşası olduklarını vurgular ve aslında kahve ihracının kendi hükümetleri döneminde ne kadar arttığını ve monşerlerin değil işçi ve köylülerin de artık kahve içer olduğunu, bu kıtlığın yokluktan değil refahtan kaynaklandığını söyleyerek klasik istatistiki verileri (tüik :)) ) referans olarak paylaşır.

    bu hain muhaliflerin kalkınan ve gelişen almanya'nın nimetlerinden de utanmadan faydalanmaya devam ettiklerinden dem vurup bu utanç verici şahsiyetlere önem verilmemesi gerektiğini ama iş ülkenin itibarını düşürme ve hükümeti zayıflatma noktasına geldiği için (sivil darbe girişimi söylemi), şikayet etmeyen çalışkan vatansever alman halkı adına bu hainlerin kahve kuyruğu oyunlarını bozacağına bu oyuna izin vermeyeceğine dair yeminlerle yazı biter...

    birkaç örnek ile durumu biraz daha netleştirerek ben de bu darbe girişim.. afedersiniz!.. yazımı sonlandırıyorum. iyi okumalar ve uykular!

    --- spoiler ---

    kahve tiryakileri

    11/03/1939

    ...ülkemizdeki her kıtlıktan kişisel olarak haz duyan veya bu durumu nasyonal sosyalist rejimi gözden düşürmek için kullanmaktan zevk alan bir güncel siyasetçi tipi var...

    kahvenin bir süre yetersiz olması "hayati bir gerekliliğin mevcut olmaması" anlamına gelmez. halbuki, patates veya ekmek gibi günlük yaşam için gerekli olan şeyler eksik olsaydı durum daha farklı olurdu. kahve, kişinin sahip olduğu zaman keyif aldığı tam anlamıyla lüks bir üründür, ancak ihtiyaçlar veya ekonomik baskılar gerektirdiğinde bundan kolayca vazgeçilebilir...

    1932'de sadece müreffeh sınıflar kahve içerdi. işsizlerin kahve alacak parası olmadığı için dolayısı ile kıtlık da yoktu. ama şimdi 1932'de işsiz olan yedi milyon vatandaşımız çalışıyor ve tekrar hayatın zevklerinden istifade edebiliyorlar. bu da kaçınılmaz olarak, yiyecek ve lüks ürünlerimizin belirli alanlarında ara sıra kıtlıklara yol açmaktadır.

    almanya'da kahve sadece hoş bir içecektir. çalışan geniş kitleler için çok pahalıdır ve günlük bir içecek değildir. yine de ekonomik barometreler, savaş öncesi dönemden bu yana kahve tüketiminde dramatik bir artış olduğunu gösteriyor. 1913'te kişi başına tüketim 2 kilogram iken, 1932'de 1,6 ve 1938'de 2,3 kg idi. yani her şey kesinlikle yolundadır.

    ....bu tür insanlar doğal olarak sadece gülünç bir azınlık, ancak halkımızın itibarına zarar veriyorlar. ve bunlaaaaaar hep aynı insanlardır. kış yardımı* kampanyalarımıza katılmakta gönülsüz davranırlar, nasyonal sosyalist hükümeti ve nasyonal sosyalist hareketi kötüye kullanırlar, yaptığımız her şeye karşı çıkarlar, her krizde hemen inançlarını yitiriverirler, binalarındaki parti blok bekçilerimizden (blockwart) rahatsız olurlar, günah çıkarma hareketi kilisesince (bekennende kirche) (çeviri notu: nsdap’ye muhalif alman protestan kilise hareketi-yandaş totaliter evanjelik kiliseye karşı kurulmuş) hemen ikna edilirler, politik soytarıları pek sever ve tüm haberlerini yabancı radyo istasyonlarından veya gazetelerden alırlar...

    ....doğal olarak, nasyonal sosyalist devletin nimetlerinden faydalanıyor olmanın da onursuzca olduğunu düşünememekteler. führer’e teşekkürleri ise, referandumda avusturya’nın reich’e katılmasını onaylamak için büyük zevkle hayır oyu vermek olur. ulusal disiplinin ne anlama geldiğine dair hiçbir fikirleri yoktur. politik duruşları utanç vericidir. bunlara göre, yurt dışından gelen her şey şık, bizim yaptığımız her şey ise şok edicidir...
    bu sayın kafasızlar, sabrı öğrenmek ve her şeye olduğu gibi uyum sağlamak zorunda kalacaklar. en fazla, bir fincan kahve içerken parti ve devlet hakkında şikayet ve mızmızlanma zevklerini biraz azaltmak zorunda kalacak ve şöyle şeyler söylemeye devam edecekler: "kapıcımızın yeni parti blok bekçimiz* olduğunu duydunuz mu bayan meyer? nasıl derler… kocam bunun resmen bolşevizm olduğunu söylüyor! ama aman diyim bunu başkalarına aktarmayın. herhangi bir tatsızlık istemeyiz! "

    ...bu nedenlerle, alman şehir manzaralarından bu kahve kuyruklarının kaybolmasını sağladık. onurlu insanlar, - bugün olduğu gibi - kahve yetersiz olduğunda ya tüketimlerini azaltır ya da tamamen içmeyi bırakırlar. kahve tiryakilerinin, yeterince kahve gelene kadar beklemeleri gerekecek. daha sonra kahve partilerine dönüp bu anahtar kelimeleri içeren muhabbetlerine kaldıkları yerden devam edebilirler:
    “peki bayan meyer, gelişmeler hakkında ne dersiniz ? durum kötü, oldukça kötü! "

    dr. joseph goebbels

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap