• yine kavga edecekler. en ufak faulde iki takım oyuncuları tribünlere oynayıp yerlerde kıvranacak. bok gibi maç olacak. yine futboldan soğuyacağız. sonra burada bir kaç gerizekalı melonun dil çıkarmasını, volkanın tekmesini, emrenin küfrünü falan savunacak

    maç sonras editi: evet noktası virgülüne aynen böyle oldu
  • erman toroğlu'nun evrendeki tüm soruların cevabını bilen bir keşiş edasıyla yorumladığı maç.
  • peşin edit: galatasaraylıyım, maçın sonucu da, kupayı alamamamız da hiç umrumda değil, kazanan biz olsaydık da düşüncelerim değişmezdi.

    bu maçın en iyi tanımını fenerbahçeli oyuncular maç bitiminde yaptı. oley çekerken yaptıkları el kol hareketleri en güzel tanımdı. hepimizle dalga geçer gibi, "size bu kadar girsin" der gibi, "hakkınız budur" der gibi. akabinde de, yoğun uğraşlarla taraftarı susturup "alkışlayın ulan ibneler" diye bağırdılar ya, o ibneler de biziz, takım ayırmaksızın. hala o paraları kazanmalarını sağlayarak, bu kalitesizliği ödüllendirerek, maçlara giderek, onları önemseyerek ne yapıyorlarsa hakkımızdır, az bile yapıyorlar. olcan'ın şutu, sow'un topuğu, bu kadar futbol bile fazla bize.

    muslera, prandelli iyi, selçuk, telles kötü, volkan, emre, caner, melo şöyle böyle demenin hiç önemi yok, bir şey diyesim de yok. maçı da haketmedik zaten. ama bu federasyonu, bu yöneticileri, bu takımları, bu futbolu, bu hareketleri, sahaya atılanları da haketmedik. böyle olacaksa, ister şampiyon olalım, ister onuncu, ne farkeder?

    oynayacağınız oyunun içine sıçayım, ben gidiyorum. umarım toparlarsın ve tekrar görüşürüz türk futbolu, hayat ve hafta sonları seninle daha güzeldi.

    uzun süren sorunlu ilişkide bardağı taşıran son damla gibi hissettiren maç. duygular karışık, ağır basan hayal kırıklığı...
  • - bekir'in kart görmesi lazım elle oynayıp oyunu kestiği için
    - rengi ne olur?
    - sarı olur. sarısı varsa kırmızı olur.
    - sarısı yok.
    - o zaman sarı olur.
  • kupanın katiyen emenikeye verilmemesi gerekiyor allahın davarı onuda dışarı atar.
  • manisa'da oynanan maç.

    peki neden manisa'da oynanıyor ?
    -soma anısına.
    elde edilen gelir ne yapılacak ?
    -soma'da yakınlarını kaybetmiş olanlar ve/ya zarar görmüş olanlar için kullanılacak.

    manisa 19 mayıs stadyumunun kapasitesi nedir ?
    17,500

    bilet fiyatları nedir ?
    kale arkası: 75 tl
    maraton ve kapalı tribün: 150 tl
    protokol: 250 tl

    bu stad silme taraftar dolu olsa elde edebileceği maksimum gelir: 4 375 000 tl (biletlerin hepsi protokol ücretinden satılırsa)
    normal şartlarda ortalama olarak bilet fiyatını 150 tl deyip hesaplarsak aşağı yukarı 2 650 000 tl tribün hasılatı olacak.

    soma halkından vatandaşlara maçı izleteceksen onlardan bilet parası da almaman gerekir. bu durumda 2 000 000 tl'nin altında bir tribün geliri elde edersin.

    şimdi asıl amacın soma halkına yardım olduğunu ümit edip başka türlü bir hesap yapalım.

    örneğin maç izmir alsancak veya olimpiyat stadında olsaydı ne olurdu ?

    bilet fiyatlarını yarıya çekip, tüm biletleri 75 tl üzerinden sattığımızı kabul edelim.
    izmir alsancak 51.295 kapasite 50k diyelim 50k * 75 = 3 750 000 tl
    olimpiyat stadı 76,092 kapasite 75k diyelim 75k * 75 = 5 625 000 tl

    edit: alsancak değil, 'izmir atatürk stadyumu' olacak.

    bir yanda zorlasan 2 500 000 tl etmeyecek bir hasılat var, diğer yanda minimum 4 000 000 tl'ye yaklaşık hasılat var.

    bu durumda bu maçı manisa'da oynatmanın amacı nedir ?
    soma halkı izlesin bahanesi bariz yalan olur.

    illa izletmeyi planlıyorsan bir sponsor bulursun o halkı en iyi şekilde ağırlar, maçı da izmir veya istanbul'da izletirsin. böyle bir reklam fırsatını kaçıracak sponsor yoktur.

    iyi niyet gösterip geliri soma'ya bağışlamış olabilirsin bunu taktir ederim fakat bir işi yapıyorsan adam akıllı yapacaksın.

    illa türkiye'de olmak zorunda da değil.

    almanya'da oyna dortmund var, olimpiyat stadı var? yine elde edeceğin gelir 5m tl'nin altına düşmeyecektir.

    bir hayır yapılmak isteniyorsa bu planlı, programlı yapılır. sadece yapılmak için yapılmaz.

    benim için maçın nerede oynandığının zerre önemi yok, amaç hayırsa adam akıllı planlayıp, programlayıp hayır yapın.

    not: hesap yapılırken güvenlik önlemleri, trafik gibi konular hiçe sayılmıştır. bu saydığım maddeleri sınırları içerisinde sağlıklı bir şekide yerine getiremeyen yapıya zaten ülke denmez.
  • planlamacısını siktiğimin maçı. ulan lig başlamamış iki takım da resmi maça çıkmamış yarrak mı var pazartesi oynatıyorsun lan? fikstür mü sıkışık amına kodumun salağı?

    hayatımda ilk kez küfürlerle beklediğim derbidir. pazartesi derbisidir.
  • eziyet.

    öncelikle böyle tansiyonu yüksek bir maçı yardım kampanyasına dönüştürmek ne kadar doğru bilmiyorum. kavgası gürültüsü eksik olmayan, kartı itirazı bitmeyen bu maçları nasıl böyle bir havaya sokuyolar anlamıyorum. her ne kadar 2345234 tane bahane de gösterseler bu iki takım da artık sponsor alırken bile sorun yaşıyor. çünkü olaylara ve gündeme ilişkin açıklamaları çok kötü.

    neyse, maç uzatmalara gitti ve kapattım. şu saatten sonra deli maç olsa da sikimde değil. bizim prandelli koca takımın atağa çıkamamasını 70 dakika siklemedi. bir ara gözüme sakallı hikmet karaman gibi göründü. ismail kartal geçen seneki takımla aynen sahaya çıktı. zaten topa sahip olan da kendileriydi. o sahaya yabancı madde atanların amına da koymak lazım. hangi takımlı olursa olsunlar. fikrim değişmeyecek.

    benim gözümdeki bizim adamların sıralı listesi:

    muslera: bu adamın taşaklarının heykelini floryaya dikmeleri lazım. başka diyecek bir şeyim yok.

    alex telles: geçen sene çizgiye kadar inip bizim sino ile yaptığı verkaçlar için bile izlerdim. bu sene yazı dayısının yazlığında geçirmiş gibi. yerini kaybetmeye devam edip semih'i zor durumda bırakıyor. artı çok top kaybediyor. bir de emre'ye yaptğı faulde sarı kartı vardı ama hakem yedi.

    semih: geçen senekiyle aynı. emenike çok zorladı. 1-2 pozisyonda faul yapmasına rağmen genel olarak iyi denebilir. sanırım bu çocuk ölene kadar bu çizgide gidecek.

    chedjou: çok fazla riskli hareket yapıp pas hatası yapsa da yine çok kritik toplar kesti. ceza sahasına gelen ortalardan 2-3 tanesini benim gibi izledi ama geçen seneki rezilliği yok. en azından çıkardığı topların bir kısmını takım arkadaşlarına göndermeyi başardı. gözlerim doldu yeminlen. maç bitti hala top karşılıyor.

    veysel: veysel işte. yani veysel'i telaffuz ederken nasıl bir insan profili gözünüzde canlanıyorsa bu da o profilin futbolcu olanı. olmamış. bizim hiç bir zaman bir gökhan gönül'ümüz olmayacak sanırım.

    olcan: almanyada futbol oynayan, tatilde geldiği dayı oğlunun halı saha maçında oynuyor gibi. oynar bu.

    melo: yine her yan topu karşılıyor. ceza sahası önünden adam gibi bir top alırsa takımı atağa çıkarıyor. ama selçuk sıçtığında melo da sıçmış oluyor.

    selçuk: geçen senenin üzerine bayağı koymuş. daha çok top kaybediyor. sanki tek yapması gereken burak yılmaz'a uzun top atmak gibi. ne solda yasin'i ne sağda olcan'ı ileri kaçırdı. aa bu arada yasin vardı di mi lan?

    yasin: ayağına aldığı toplardan belki 1 tanesini sino'ya atabildi onu da çok geç yaptı. tek cümlelik bir oyun.

    sino: ne melo-selçuk ikilisinden ne de olcan-yasin ikilisinden adam gibi top alamadı. haliyle çıkana kadar prandellideki ı gibiydi.

    burak yılmaz: gol atabilmesi için 90 dakika atak oynamanız, bütün topları burak'a yollamanız, ceza sahasında sürekli onu görmeniz lazım. 5-6 net pozisyondan 1 ya da 2'sini atacak. bu kadar.

    yekta: kasımpaşadan geldiği günden beri favorim. bugün selçuk yerine yekta ile başlansa ne değişirdi diye düşünüyorum.

    bruma: oyuna daha erken girmesi lazımdı. ki oyuna girdiğinde adam gibi pozisyona girecek ve girdirecek adam kalmamıştı. drogba zaten yok, sino çıktı, telles yatışta.

    hakan balta: fenerbahçe'nin belasını zaten hakan. sanıyorum bu yüzden oyuna alındı.

    ---

    volkan: galatasaray tırt olunca çok iş düşmedi. tonla madde yağdı. hatta bir ara bir tanesini tribünlere geri atacak gibi oldu ama sonra allahtan vazgeçti. ek: melo'nun kaçırdığı penaltıda ne yapmak istedi anlamadım. hakem melo'ya niye sarı kart verdi onu hiç anlamadım. kambura mı yattı lan?

    bekir: saatli bomba. bir pozisyonda sanıyorum hakem daha faulu vermeden topu eline aldı ama sarıyı yemedi.

    bruno alves: dosta güven düşmana hakkaten korku veriyor adam. futbolcu mu uyuşturucu baronu mu karar veremiyorum. her zamanki gibi 3-4 balta hareket yaptı.

    caner: orta var, şut var, frikik vs tamam. koşuyosun vuruyosun iyi. lan niye 70'inci dakikadan sonra kasaba bağlıyosun? niye deli gibi her şeye itiraz ediyosun? aga insanlığını kaybediyor adam.

    gökhan gönül: atak yemediklerinden bir ara mehmet topalla aynı çizgiye çıktı. top aldı top verdi. her zamanki çıkışlarını yaptı. maçın sonuna doğru pozisyondan sonra belini tutunca korktum la. yanlış hatırlamıyorsam belinden bir sakatlığı vardı. üzüldüm.

    emre: yurdagül yengem gibi. o çeneyi tutamıyor. hemen yumruk sıkmaya başlıyor. yüzünde enteresan mimikler oluşuyor. sarı kartı konusunda bayağı bir tartışma var. burak yılmaz'ın sanki yerdeki sol ayağının üzerine yatıp topa dokunuyor gibi gördüm. sarı kart veya değil ama hayli riskli hareket. takım atağa çıkıyor, yatarak topu almaya çalışıyorsun. ki ayağına kaydığın adam burak. ayı gibi girmene gerek yok bu adam düşüyor olm düşüyor.

    memet: tereyağından kıl çeken adam.

    meireles: insanlığını kaybetmediği sürece iyi. top karşılamak zorunda kaldığında yalnız kaldığında sert hareketler yapabiliyor.

    kuyt: görev adamı. 2 gollüğüne kaleye bile geçirilir.

    (penaltılar kaçıyor bu arada)

    sow: bu adam hep aynı. benim şahsi fikrim bu adamın tek forvet oynaması.

    emenike: kafasında duble yol var. teşekkürler uzun adam.

    ---

    bu arada maç bitti. kadlec son penaltıyı attı ve kupayı aldı. ki almaları da lazımdı. bizimkiler top mop oynamadılar. oynayamayacaklarını biliyorduk eyvallah da en azından rakibi sıkıştırıp onlara da oynatmazlar diye düşünmüştük. onu da yapamadılar. uzatmalara gitmeden golü yiyelim de bitsin diye bekledim.

    derli toplu bir entry olmadı ama benim gözlem bu. korkarım bu sezon çok değişmeyecek.
  • (bkz: geldi yine tipini siktiklerim)

    not: wimbledon ve dünya kupası maçlarından sonra yine gs-fb, kavga, dövüş, basın açıklamları, gerginlik, şike, aziz, it, kopuk gibi kavramlarla haşır neşir olmaktan sıtkı sıyrılacak olan iyi bir galatasaraylıyım.
hesabın var mı? giriş yap