• yakın doğu üniversitesi hukuk fakültesi'nde yaşanan rezalettir.

    biliyorsunuz, aynı üniversitenin daha önceden de 30 eylül 2015 yakın doğu üniversitesi rezaleti adında bir rezaleti olmuştu.

    şimdi de farklı bir rezalet ile, bu sefer hukuk fakültesi sponsorluğuyla karşınızdayız.

    hukuk fakültesi'ndeki öğrencilere 24 ve 29 mayıs tarihlerinde sırasıyla iktisadi düşünce tarihi ve iktisat sınavları yapılıyor. sınavlar tamamen test halinde ancak öğrencileri sınav sonunda küçük bir sürpriz bekliyor. sınav sırasında sınav yapılan dört(4) salondan sadece birine(1) giren sorumlu öğretim görevlisi, sınavın sonunda klasik soru olarak bulunan anahtar sorunun yapılmasının zorunlu olduğu, yapamayanların ise sınıfı geçemeyeceğini belirtiyor. sınav olan diğer üç(3) sınıfın ise olaydan haberi yok.

    asıl bombaya geliyorum; sorulardan biri ders kitabının çevirmeni, diğeri ise ders kitabındaki dipnotlarda bulunan yabancı bir kelimenin tercümesi. bu sorular klasik soru olarak sınav kağıdında yer alıyor. sınav yönetmeliğinde bulunmayan anahtar soru adlı saçmalık yüzünden, öğrencilerin cevapladığı yirmi beş(25) test sorusu kaale alınmıyor. anahtar soruyu cevaplamayan öğrenciler büte bırakılıyor. bütünleme tarihi ise eylül 2017. yani öğrenciler bu saçmalık yüzünden tatillerini erkenden bırakıp, okula gelmeye ve bütünleme sınavına girmeye zorlanıyor.

    sorumlu öğretim görevlisi ise bu olay hakkında konuşmak isteyen hiçbir öğrenci ile iletişim kurmuyor. kısa ve net olarak "büte geleceksiniz" gibi cevaplarla geçiştiriyor. kesinlikle iletişim kurmuyor.

    diğer okullara geçiş yapılamaması için getirilen bu saçmalığı sözlük aracılığıyla protesto ediyorum. insan hakkı yemekten bıkmayan özel üniversitelerin, özellikle de yakın doğu üniversitesi'nin yarattığı kaoslara bir son vermesini talep ediyorum.
  • "özel üniversite eşittir ticarethane" denkleminin bir başka somut örneği.
    özel okulların öğrencilere hangi gözle baktığını 40 yıl önce hababam sınıfı filmleri açık açık göstermişti, zihniyet hala aynı, onlar öğrenci değil kelle başı bilmem kaç bin lira eden mallardır.
  • özel üniversitede okumuş biri olarak bu gözler neler gördü. asla unutamam. ticarethane az kalır kerhane demek daha doğru bence. öğrencilerin işi çok zor. eğitim sistemi o kadar bozuk ki, keşke öğrenci haklarını savunan bir anayasa olsa, ya da bir kurum. türkiye'de zor ama yine de duyarlı insanlar olarak destek verip sesimizi çıkartırsak bu bile bir başlangıç olur. bir yerden ucunu yakalamak gerek yoksa kaçtı mı elden bir şey gelmiyor. sessiz kalmak işe yaramaz, sessizlik çözmez hiç bir şeyi. fikirler ve eylemler çözer. birlikten kuvvet doğar.
  • kıbrıstaki özel üniversitelerin sırf para ve getirisi olan öğrencileri suyunu sıkarcasına elde etmeye çalıştıkları rezaletten bazıları.
  • devlet universitelerinde de hocanin tarafindan baktigimizda durum farkli degildir. hoca da but sinavi icin ekstra para alir.
  • gidip kıbrıstan alın terinle kazandığın parayla diploma alıp geleceksin tatava yapma işte. senin okuduğun bölüme burslu giden adamların aldığı ekli puan benim ham puanımdan düşük lan. adalet istiyorsan burdan başlayalım.
  • müşteri :) kaybetseler bunların hiçbirini yaşamayız zannedersem de inanmayın gaz o gaz. alternatif yoksunluğundan hep bunlar , az biraz destek versin devlet millet yurtdışında buraya senelik vereceği parayla mezun olabileceğinin haberini alsın viyana kapılarına dayansın, sonra gel al lara başlar üniversiteler. buralarda ifşalara devam arkadaşlar, en son (bkz: darıca hospital park rezaleti) olayı gibi bir dayanışmayı yeniden görmek bizleri memnun ve bahtiyar eder efenim.
  • rezalet gibi rezalet cidden cok sinir bozucu bir olay gecmis olsun oncelikle. tamam, ydu de pek mantikli bi yer degildir senelerdir bu boyle ama yine bi olay olunca gelip de sacma sapan kisiye ayar verme ya da toptan kibrisa ve okullarina saydirma kafasina girmeyi de anlamiyorum. arkadas yani birkac olay yuzunden komple her seyi yakiyorsak donup de turkiyede hergun milyonlarca kez yasanan rezaletlerden yola cikalim. komple ulkeyi kapatik gitmek lazim o zaman.
    olaya gelirsek, bu yaklasim genel olarak ozel okullarda olan bir sey ne yazik ki. her seyden para almalar vs. ben de sabanci'da okuyorum, bi sticker ucreti var ki beni benden aliyor. gereksiz. bu da bana gore rezalet gerci ama tabi bu arkadaslarinki gibi degil. kotu bi yaz suprizi olmus. umarim bir sekilde olayi cozerler.
  • türkiye'deki üniversitelerin henüz "müşteri memnuniyeti" kavramını anlayamadığının bir göstergesi daha. kimse çıkıp "orası bir eğitim kurumudur yahu efendiler" tatavası yapmasın bana, bildiğin ticarethanedir, öğrenciler de müşterileridir. üniversitelerin tek güvendiği şey de "öğrenciler işi gücü bırakıp bir daha öss'ye hazırlanmakla uğraşmaz, verdikleri para da yansın" istemez diyip, bol kepçe ipnelik yapıp yaz okulu fiyatlarını coştururlar.

    ha internet neleri değiştirir diye soracak olursanız işte o kısım ticarethanelerin canını sıkar. misal ben de istanbul ticaret üniversite'sinde çile çekmiş biriydim, her yere de yazdım. en az 10 müşterinin oraya kayıt yaptırmasını önlemişliğim var mezun olduktan sonra.
  • hukuk fakültesinde yapılan hukuksuzluk rezaleti
hesabın var mı? giriş yap