• serbest bırakılırken yurt dışı yasağı da konmuş sapık. başka ülkere gidip de çocukları taciz etmesin, sadece bizimkilere musallat olsun diye muhtemelen. bir nevi kafes dövüşü.

    suça teşvik eden hukuk sistemimize selam olsun. inşallah içerde vicdan(!) sahibi insanlara denk gelir, layığını bulur.
  • tutuklanıp salıverildikten sonra durmamıştır, 7 çocuğu daha taciz etmiştir.

    "2006’da çocuk pornosundan hapse girip çıkan, 2010’da 3 çocuğa tecavüz, 20 kadar çocuğu taciz ettiği iddiasıyla yeniden tutuklanıp çıkan cüneyt kurtoğlu durmadı. "

    "4 aydır tutuksuz yargılanan kurtoğlu bu sürede 7 çocuğu daha taciz etti ve 3’üncü kez hapse girdi.

    özel bir şirkette tekniker olarak çalışan cüneyt kurtoğlu (33) ilk olarak 2006 yılında düzenlenen çocuk pornosu operasyonunda gözaltına alındı. ankara 9’uncu asliye ceza mahkemesi’nde yargılanan kurtoğlu 5.5 ay cezaevinde kaldıktan sonra 25 ocak 2007’de, “yurt dışı yasağı” konularak adli kontrol şartıyla tahliye oldu. 2010’da internet üzerinden çocuk pornosu paylaşan, taciz ve tecavüz ettikleri çocukların görüntülerini yayınlayan çeteye yönelik operasyonda gözaltına alınan 180 kişi arasında yine o vardı. 20 kadar çocuğu taciz ettiği ettiği öne sürülen kurtoğlu ikinci kez tutuklandı."

    link:

    diyecek sözün kalmadığı haberdir. böyle yargı, böyle hukuk düşman başına diyeceğim ama düşmana bile reva değil...
  • burada cezaevlerinin yazılmamış adalet sisteminin devreye girmesi lazım. adamın sikini içeride birilerinin kesip ağzına vermesi artık farz-ı ayn'dır.
  • devlet teşviği almıştır. ben sapık olsam aldığım bu ödül karşısında iyi bir şey yaptığımı düşünüp yapmaya devam eder ve yeni gelecek ödülleri beklerdim.
  • adam değildir, insan da değildir.

    haber altındaki şu yorum/tespit çok güzel yalnız;

    "yurtdışı yasağı koynulmuş ki elalemin oğluna kızına sarkmasın. bizi de rezil etmesin. tebrikler yüce türk adaleti."
  • türkiye'nin en korumasız kesimleri
    1. çocuklar
    2. kadınlardır.

    bunlara yönelik suçlarda hiçbir koruma yapılmaz önleyici tedbir uygulanmaz, uğradığı şiddet/tacizden yetişkin kadının sorumlu tutulması yaygın bir eğilimdir. çoçuk da bile böyledir, "aile" suçlanır. ama tacizci suçlanmaz.

    çocukken bana tacizde bulunan bir adamı hatırlıyorum, elinden zor kurtulmuştum. esnaftı bu adam. bir gün öğretmen "x tutuklanmış" dedi sınıfta sınıfın yarısı bir "ohhh" çekti. o zaman anladım yanlız değilim.

    ama işte bu konuda ne yaşadığını anlatma kültürü vardır ne çevrenin bunu anlama.

    geçn yıl bi haber vardı. 13 yaşında kız tecavüze uğruyor. yapan tutuklanıyor. okuduğu okulda diğer veliler biz bu kızı istemiyoruz diyor, kızın erkekkardeşi bile dışlanıyor. en sonunda baba 2 çocuğunu birden okuldan almak zorunda kalıyor. işte böyle bir memleketteyiz.

    evin içine kafasını sokan erkek bir başbakanınız var ama onun kolluk kuvvetleri sizleri korumak değil özgür iradenizle yaşadığınızı engelleme peşinde. tecavüz mü? kim bilir ne yapmıştır? sevgilisi mi var? vay orospu çocuk mu taciz edilmiş? anne baba, anne baba değil ki
  • işlediği suçlar kızlı erkekli oturmaktan daha kötü değildir, bu yüzden başbakanımız gündemine bile gelmez...
  • valiyi protesto ederken gördüğüm adam.
    bunu gören birkaç tanık daha bulursak adaletin yerine gelmesini sağlayabiliriz...
  • başka ülkelerde de oluyor diye linklerle gelen beyinsiz yazarları birazdan toplayacak adamdır.
  • sorsan herkesin "namus bekçisi" olduğu ülkemizde artık sıradan gelen haberin ana karakteri.

    her erkek kendi karısını, kızını korur güya. ama elalemin kızı oldu mu? kapısında büyümüş insan bile olsa şeyinin doğrultusunda, zevkinde koşup tatmin olma yoluna gider. sanki o kız birinin kızı değil, o çocuk birine ait değil.

    bu adamlar bir kez yakalanıyorlar, iki kez yakalanıyorlar, üç kez, beş kez. sonu yok. yine gönderiliyor bizimle aynı sokaklara. aynı yerlerdeyiz, yanımızdan geçiyor. haberimiz yok. sövsek nereye kadar? ceza hukuku değişmedikçe bunlar daha da artacak, çoğalacak, çıkacak karşımıza. devlet nişanındaki mühürle ya da bilmem ne ile uğraşırken ceza hukuku kimsenin aklına gelmiyor ya, tebrikler herkese. size de.

    yahu bu istek o uzuvdan geliyorsa kesin atın onu! kimseye faydası yok. zararınız o kadar çok ki. bozuk psikolojileri olan bir sürü insan. en yakınınız, yakınlarınızda.

    üniversitede "bilgisayar bölümü" öğrencileri bizler laboratuvarda bilgisayar parçalarını açıp temizliyorduk ki eskiden babaların yüzlerini traş olurken kullandıkları fırça vardır ya onunla anakart üzerini süpürüyoruz güya. kızın birine hoca yaptırmak istedi, kız kabul etmedi. sonunda denedi, ağlayarak attı kendini dışarı. peşinden koşup gittim "ne oldu da kıza böyle oldu" diye. ilkokul zamanı babasının en iyi arkadaşının evinde kalması gerekmiş. onun da kızı varmış. hem kendi kızına hem bu kıza adam yapmış yapacağını. fırçayla ne ilgisi var hiç bi fikrim yok. eve gidince anlatmış annesine babasına. inanmamışlar. dayanmış tacize, tekrarlamasına izin vermemiş. kız kaçmış gelmiş ankara'dan istanbul'a. "uzak olacağım" herşeyden diye. adam hala arıyormuş kızı. kendine gelebilmiş mi? ııh. ailesiyle bağları kopmuş. kimsesi kalmamış.

    bu ne biliyor musunuz? açlık değil. bastırılmış cinsellik dediğiniz şey değil. bu sapkınlık. sapıklık.

    ve bu kıza ne oldu biliyor musunuz? çok sevdi birini, anlattı çocuğa herşeyi. düğünü oldu. kızın bakışlarından bir ben, bir damat anladık kim olduğunu. gelip kıza sarılmaya kalktığında da hem damat hem ben bir adım öne geçip kızı arkamıza aldık. anladı tabi sapık. anası, babası da anladı o halimizden. kabullenmedikleri şeyin gerçek olduğunu. o kız benim en yakın arkadaşım oldu. hala da öyle. ama o adam babasının hala arkadaşı. bir insan bunu nasıl kabullenir? nasıl gözünü kapatır? ben hala anlamıyorum. anlamak da istemiyorum. (bkz: allah kimseye yaşatmasın)
hesabın var mı? giriş yap