3780 entry daha
  • yeter artık arkadaş tamam anladık, "biri 74 biri 77 yaşında iki tane yaşlı adam yarışıyor, ikisi de aynı şeyin laciverdi, bizim için ikisi de kötü. bizim için kim kazanırsa kazansın fark etmez. seçimde biden ve trump yarıştı ama ahaber'de erdoğan birinci çıktı vs vs "

    lan yeter amk içim şişti aynı şeyleri okuya okuya.. sürekli aynı şeyi yazmaktan, mal mal espri zannettiğiniz şeyi yapmaktan ne zevk alıyorsunuz anlamıyorum ki? madem kim kazanıyor fark etmiyor o zaman yazma başlığa birader.. çok anlıyormuş gibi tespit yapıyor bir de... götüm..

    bu arada biden kazanırken türkiye'de telaştan kıvrananları görünce içimin yağlarını eridi.

    kudüs'ü israil'in başkenti ilan eden trump kazanamıyor diye neredeyse hırslarından ağlayacaklar.. sorsan muhafazakarlar.. sırf onlardan dolayı umarım biden zafere koşar diyorum.. bu kişilerin göt oluşlarını görmek hoşuma gidiyor.

    bir de utanmadan "sonradan sayılan oylarda neden hep biden çıkıyor? hiçbir şey olmasa da kesin bir şey oldu" diye cahil cahil konuşmuyorlar mı?

    sonradan sayılan oylar posta yoluyla kullanılan oylar... trump, kampanyasında kendi seçmenine sürekli olarak mektupla oy kullanmayın, sandıkta oy kullanın çağrısında bulundu. bu durum normal yani.

    seçim sonuçlarını ben şu linklerden takip ediyorum. üç sekmede açtım, hepsi de sayfa yenilemeye gerek kalmadan sonuçları otomatik güncelliyor.

    1. https://www.nbcnews.com/…esults?icid=election_usmap
    2. https://www.wsj.com/election-results-2020/
    3. https://www.google.com/…arch?q=abd başkanlık seçimi

    edit: şu arkadaş, demek istediğimi tam olarak özetlemiş.

    (bkz: #115208639)
  • "hiçbir şey olmasa bile bir şeyler oldu"

    nasıl anlatsam, nereden başlasam...

    amerikan seçim sistemi bizdekinden oldukça farklı. kazananın belirlenmesi yöntemiyle (iki dereceli olması ve kazananın tüm koltukları alması bakımından) değil sadece. neredeyse her şey kıta avrupasından ve türkiye'den farklı. abd'de seçimler merkezi bir otorite tarafından yönetilmiyor, seçim kanunları ve uygulamaları da her eyalette aynı değil.

    "cambaza bak" diye bir yankesicilik yöntemi vardır. amerikan seçimlerinde demokratlar tarafından iki seçimdir cambaza bak yapılıyor. vay efendim cumhuriyetçiler facebook'ta kişiye özel reklamlar yayımlatarak seçmenleri manipüle etmişmiş, vay efendim rus, iranlı ve çinli hacker'lar oyları trump lehine değiştirmişmiş, vay efendim şöyleymiş, vay efendim böyleymiş... bunlar kesinlikle olmamıştır demiyorum, çünkü bu konuda "derin" bir bilgim yok ama bunların hiçbirinin seçim sonucuna doğrudan etkisi tespit edilemedi. ancak durum böyleyken, 4 yıldır temcit pilavı gibi aynı şeyler ısıtılıp ısıtılıp önümüze sunuluyor. yahu iki dizi, film izleyip kafamızı dağıtalım diye girdiğimiz netflix'te bile demokratların gizli propagandasını yapan sözde belgesellerle, anti-trumpçı filmlerle kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. seçimde yapılmış olması muhtemel gerçek sahtekârlıklar da bu yolla hasıraltı ediliyor olabilir.

    onlar cambaza bak diyedursun, ben dikkatinizi farklı bir noktaya çekmek istiyorum:

    2020 seçimlerini ilerleyen saatlere dek cnn, nbc, abc, cbs gibi haber kanallarından uykum elverdiğince takip etmeye çalıştım. saydıklarım demokrat yanlısı kanallar ve zaten cumhuriyetçilerin tarafında fox news dışında ana akım medya organı yok gibi bir şey. neredeyse bütün medya trump aleyhinde çalışıyor. başkan trump dün gece sabaha karşı bir açıklama yaptı ve "sayımlar tamamen durdurulsun, sabahın 4'ünde yeni oy pusulaları bulup sayıma dahil etmelerini istemiyoruz, yüksek mahkemeye başvuracağız" dedi. trump bunu dedikten sonra bahsettiğim tüm bu kanallarda yüzler düştü, kimisinde de yorumcuların yüzleri alaycı bir ifadeye büründü. hepsi ağız birliği etmişcesine bunun mümkün olamayacağına dair yorumlar yaptı. hatta cnn, trump yüksek mahkemeye başvuracakmış ama nedeni belli değil diye kj'ler geçmeye başladı.

    trump aylardır söylüyor posta yoluyla kullanılacak oylarda sahtekârlık yapılabileceğini. demokratlar ise bunun doğru olmadığını, amerikan siyasal tarihinde büyük çapta bir sahtekârlık örneğine rastlanmadığını, yapılan araştırmalarda sahtekârlık oranının yüzmilyonda 9 olduğunu söylüyorlar. bunları söylerken dayandıkları kaynak, brennan adalet merkezinden prof. justin levitt'in yayımladığı bir rapor (brennan adalet merkezinin gayriresmî olarak demokratların lehine düşünce üreten bir kuruluş olduğunu, prof. levitt'in de açık anti-trumpçı olduğunu not düşmek gerek). levitt efendi ilgili raporda, daha önce hem new york'ta hem florida'da oy kullanan 2 kişinin resmî olarak tespit edildiğini, bunların toplam seçmen sayısına oranlandığında seçimdeki sahtekârlık oranının yüzmilyonda 9 olduğunu söylüyor, herkes de bunu papağan gibi tekrar ediyor. abicim bir örnekten tüm ülkeye genelleme yapmana değil kargalar, papağanlar bile güler.

    amerika'da seçimlerde usulsüzlük yapmak genellikle hapis ve/veya para cezası gerektiren bir suç. ama bunu tespit etmek de bir o kadar zor. bir kere amerika'da kusursuz bir seçmen kütüğü yok. yapılan incelemelerde ölen, taşınan veya oy kullanma hakkını yitirenlerin seçmen kütüğünden silinmediği, seçmen kütüğüne sahte bir adla veya aslında oturulmayan bir adresle kayıt yaptırıldığı, birden fazla seçim bölgesine kayıt yaptırarak mükerrer oy kullanıldığı gibi örnekler tespit edilmiş durumda. (burada türkiye'deki mernis ve seçsis sistemleri için büyükçe bir parantez açarak, türkiye'nin e-devlet alanında dünyada en başarılı ülkelerden biri olduğunun altını çizmek istiyorum. kayıtların elektronik ortamda tutulmasının, yukarıda saydığım usulsüzlüklerin türkiye'de minimum oranda yaşanması ve yaşandığında da partiler tarafından tespit edilebilmesi konusunda ne kadar önemli olduğu ortada. türkiye mernis, seçsis, yöksis, mebbis, gbt, uyap gibi pek çok birbirine entegre ve verimli e-devlet sistemine sahip. sahip olduğun gayrimenkulün tapu kadastro kayıtlarına, mezuniyet belgelerine, sigorta siciline, hakkında açılan dava ve icralara, altsoy-üstsoy kütüğüne ve bilumum başka bilgiye iki tıkla ulaşabiliyorsun. düşünsel temelleri 90'larda, hatta 80'lerde atılan ve 2000'li yıllarda uygulamaya geçen bu projeler bugün türkiye'nin çağının ilerisinde e-devlet uygulamalarına sahip olmasını sağladı. bu konuda emeği geçen herkese ve özel olarak da 57. hükümet döneminde "bilgi toplumu" mottosuyla e-devlet projelerine hız veren dönemin başbakanı bülent ecevit'e teşekkürler.) bu gereksiz antrparantez bilgilerden sonra, dönelim amerika'ya. seçim konusunda merkezî bir düzenleyici olmadığından mükerrer oyları tespit etmek kolay değil. ancak gideceksin de, senin yerine oy kullanıldığını göreceksin de o şekilde herhalde? ya ölü seçmenler? ya oy kullanma hakkı olmayanlar? ya birden fazla bölgede kayıtlı seçmenler? bunları tespit etmek çok çok zor.

    yukarıda, seçimlerde neredeyse hiç sahtekârlık yapılmadığını iddia eden demokrat yanlısı brennan adalet merkezinden bahsetmiştim. bu abilerin savunduğu bir başka konu da, seçmenlerin tüm eyaletlerde kimliksiz oy kullanabilmesi. okuyunca "ne diyo bu değişik" diye düşünüyor olabilirsiniz ama şu anda birçoğu demokratların elinde olan 17 eyalet ve vaşington'da* seçmen kütüğüne kaydınız varsa kimliksiz oy kullanabiliyorsunuz. bazı eyaletler fotoğrafsız kimlik belgesini kabul ederken, bazıları ise illa ki fotoğraflı kimlik isterim diyor. ha bu arada koskoca amerika'da kimliği olmayan, gerek parasal kaygılarla gerekse ellerinde doğum belgeleri olmadığı için kimlik çıkaramayan sayısız yaşar ne yaşar ne yaşamaz var. bunlar zamanında seçim kütüğüne kayıtlarını yaptırmışlar ve yukarıda saydığım yerlerde kimliksiz oy kullanabiliyorlar. demokrat arkadaşlar kimliksiz oy kullanılabilmesi uygulamasının tüm eyaletlere yayılmasını istiyorlar. neymiş, kimliği olmayan seçmenler varmış, onların oy hakkı ellerinden alınıyormuş. abi sizin kafanız mı iyi? "herkese ücretsiz kimlik verilsin, kimliği olmayan abd vatandaşı kalmasın" diyeceğiniz yerde, kimliksiz de oy kullanılabilmesinin propagandasını yapıyorsunuz. seçmen kütüklerinin sağlıklı tutulmadığı ortada iken, bir de üstüne kimliksiz oy kullanılması seçim güvenliğine doğrudan gölge düşürür, düşürüyor da zaten ama bunu inkâr ediyorlar.

    bir de posta yoluyla gönderilen oylar meselesi var. demokratlar diyorlar ki zarflar ve pusulalar özel baskı, o yüzden sahtecilik yapılamaz. böyle bir çarpıtma olmaz, olamaz... abi mesele kâğıdın küreğin özel olması değil ki? gerçek seçmenin bilgisi veya rızası dışında talepte bulunulması ve oy kullanılması, posta yoluyla kullanılacak oylarda yaşlı, engelli, eğitimsiz veya ingilizce bilmeyen seçmenin yanıltılması gibi durumlar söz konusu. örneğin oy kullanmayacak biri için oy pusulası istenilerek onun bilgisi ve rızası olmadan oy kullanılması şeklinde.

    he şimdi içinizden diyorsunuz ki "ya onu tespit etmekte ne var? adamın kayıtlardaki ve oy pusulasındaki ıslak imzalarını karşılaştırırsın, doğru mu değil mi anlarsın". karşılaştırırsan tabii ki anlarsın! ama bu çok demokrat arkadaşlar, imzaları karşılaştırmana da izin vermiyorlar ki!

    cumhuriyetçiler pensilvanya'da hukuki girişimlerde bulundular ve postayla gönderilen oy pusulalarındaki imzalar eyalet kayıtlarıyla karşılaştırılsın ve sahte oyun önüne geçilsin dediler. 7 yargıcından 5'i demokratlarca seçilmiş olan pensilvanya yüksek mahkemesi bunu 23 ekim 2020'de reddetti :)

    üşenmeyen okusun kararı: http://www.pacourts.us/…mo - 104584871117842321.pdf

    pensilvanya seçiciler kuruluna göndereceği 20 üye ile seçimin kaderini belirleyecek en önemli çekişmeli eyaletlerden biri olduğu ve amerikan seçim sisteminin mevcut çarpıklıkları göz önüne alınırsa, donald trump'ın bu işin üstüne neden bu kadar titrediği ve seçim usulsüzlükleri konusunda yaygara koparmakta çok da haksız olmadığı anlaşılabilir. en dikkat çekici olaylar pensilvanya'da döndüğü için orayı örnek verdim ama mesele sadece pensilvanya'dan ibaret değil kesinlikle.

    oy sayımında bir ara donald trump pensilvanya'da yüzde 14 oy farkla joe biden'ın önündeydi. posta ile gönderilen ve seçmen iradesini doğrudan yansıttığı şüpheli olan oyların sayımına geçildikten sonra fark kapanmaya başladı (pensilvanya'da posta oyların her 5 tanesinden 4'ü biden'a çıkıyor). şu anda eyalette aradaki fark trump lehine yüzde 6'ya düşmüş durumda.

    belki de seçimin kaderini posta ile gönderilen oylar belirleyecek ama o oyların gerçek olup olmadığı ve seçmen iradesini yansıtıp yansıtmadığı denetlenmiyor bile. şaka gibi!

    bu iş burada bitmez.

    not: isimleri bıraktım oraya, ilgisini çeken google'layarak entry'ye konu olan tüm kaynaklara erişebilir. eksiğim ve yanlışım varsa, sürçülisan ettiysem veya safsataya başvurmuşsam uykumu alamadığımdandır, affola.
  • 7 adet sonucu açıklanmayan eyalet kaldı ve tüm hesaplar bu eyaletler üzerinden yapılıyor.
    bu eyaletler, michigan, pensilvanya, n.carolina, georgia, nevada, arizona ve alaska.

    alaska 3 delege ile,
    georgia 16 delege ile,
    n.carolina 15 delege ile trump'a gidiyor.

    arizona da 11 delege ile biden'a gidiyor.

    sonucu büyük oranda değişmeyecek bu 4 eyaletle beraber, biden 248 ve trump 248 delegeye ulaşıyor ve eşitleniyorlar.

    3 adet sonucu her an değişebilecek eyalet mevcut. bunlar;
    pensilvanya 20 delege
    nevada 6 delege
    michigan 16 delege

    pensilvanya için durum an itibariyle 300 bin oy farkıyla trump lehine ve %82'lik açılma mevcut. ancak %80 açıldığında 500 bin fark varken, biden lehine ivedilikle sonucun değişmesi, hala pensilvanya'yı belirsiz kılıyor.

    michigan içinse, %94 açılma var ve fark 37 bin oy biden lehine.

    nevada içinse, %86 açılma var ve fark 8 bin oy ile biden lehine.

    şimdi sonucu belirleyecek bu 3 eyaleti dağıtırsak, en olası ihtimal michigan'ın biden'a gitmesi olacak ve bu da biden'a 16 delege kazandırarak, 264 delege yapacak.

    "eğer biden michigan'ı alır ve 264 delegeye ulaşırsa, nevada veya pensilvanya'dan birisini alması yeterli oluyor."

    trump tarafından bakıldığında, bu 3 eyaletten en yakın olan pensilvanya'yı alması durumda 20 delege alarak 268'e ulaşıyor olacak ancak başkan olabilmesi için nevada veya michigan'dan birisini daha almak zorunda kalıyor, ki bu da çok zor ihtimal.

    özetle başa baş sonuçta, nevada en kritik eyalet olarak öne çıkıyor ve her iki başkana da seçim kazandırabilir.
    ancak gidişata bakıldığında, trump 3 eyaleti birden de kaybederek, 290'a karşı 248 ile başkanlığı düşebilir.
  • biden 306 - 232 trump. sonuç bu olacaktır, çekişmeli geçmiştir, tatmin etmiştir. yatın uyuyun.

    tıramp ve tırampçılara da bir hatırlatma yapalım burda. az farkla kaybettik diye boş yere yeniden saydırmayın, insanları yormayın. bakınız: 23 haziran 2019 istanbul yerel seçimi
  • cnn türk'te ahmet hakan ve doğu perinçek tarafından yorumlanan seçimler. şaka burada son buldu.
  • trump: if nothing happened, definitely something happened... dedi az önce vayyy aq ya adam resmen bize ait olan her şeyi aldı ve orada kullanıyor. telif davası açsak donuna kadar alırız. az özgün ol aq sarı kafası.
  • şimdi gerek sosyal medyada gerekse farklı forumlarda “biden gelmesin kendisi türkiye düşmanı, trump ile devam edelim, türkiye ile arası iyi” diyen arkadaşlar.

    trump, 20.01.2017’de yeminini ederek göreve başladığında dolar 3,82 euro ise 4,08’den işlem görmüş. gram altının fiyatı ise 147 lira 80 kuruş. an itibariyle ise dolar 8,43 euro ise 9,89. gram altın ise 515 tl. yani dolar ve euro üç kata yakın, altın ise dört kata yakın .

    keza aynı şekilde papaz olayını da unutmayın. adam tek cümlesiyle türkiye ekonomisini yerle bir etti.

    o yüzden kim gelirse gelsin biz kaybetmeye devam ederiz.
  • sanırım batılı bir devletin bizimle aynı boktan kaderi yaşaması hepimize iyi gelmiştir.
  • kanallar deprem ve seçim arasında kaldı agawf
  • nereyi açsam 238 214 gösteriyor. nereden takip ediyorsanız bi ülker link atın la üzerime.

    edith piaf; üzerime link atan arkadaşlara teşekkürler.
992 entry daha
hesabın var mı? giriş yap