• son zamanlarda sıklıkla gözlemlediğim olay. istanbul'da sürekli birilerini dövüyorlar grup halinde gezerek insanlara emirler yağdırıyorlar. birileri kendilerine orada olma sebeplerinin dövüp bağırdığı insanları korumak olduğunu hatırlatması gerekiyor. genelde her gördüğümde bulaşmak yerine karışmadan yoluma bakmayı tercih ettim. araya aldıkları insanlar hakkında "ne yaptı acaba" diye düşünmekten öte gitmedi yaptığım eylem. ta ki düne kadar. dün akşam saat 21 suları aksaray metro durağında inerek parkın yaya yolundan eve doğru yürüyorum. arkamdan 12-13 kişilik bir çevik kuvvet polis grubu aralarında muhabbet ederek geliyordu 4-5 kişi beni sollayarak önüme geçti. daha sonra sırtıma biri copla hafifçe vurdu. arkamı dönerek baktığımda 22-23 yaşında benden yaşça küçük 3-4 çevik kuvvet polisi gördüm aşağıda harfi harfine şöyle bir diyalog geçti.

    çevik kuvvet 1: geç lan kenardan yürü araya kaynak yapma
    ben: ne biçim konuşuyorsun sen sana mı soracağım nereden yürüyeceğimi
    çevik kuvvet 2: bana soracaksın benim olduğum yerde ne dersem onu yapacaksın
    ben: sen kimsin kardeşim burası yaya yolu istediğim yerde yürürüm hadi gel de engelle yürümemi
    çevik kuvvet 2: bela mı arıyorsun koçum sen
    (burada eli koluma doğru uzanıyor)
    ben: çek elini. bela arıyorum gel göster belayı. burası devletin yolu ben de devletin vatandaşıyım ne zamandan beri suç oldu devletin yaya yolunda yürümek?
    çevik kuvvet 2: ben de devletin polisiyim ne dersem onu yapacaksın.
    ben: benimle böyle konuşamazsın. dediğini yapmıyorum yolumda yürüyorum. bir işlem yapacaksan gel yap.

    bundan sonra önüme dönerek hiç bir şey demeden yürümeye başladım. arkadan bir ses duydum "nerde o nerde o" şeklinde. bağrışmalarımızdan etraf da olay var sanıp kalabalıklaşmıştı. dönüp bakmadım başka bir çevik kuvvetin "abi tamam boşver bırak" dediğini duydum sadece. sonrasında bir takım belli belirsiz homurdanma şeklinde hakaretler... neticede arkamdan gelen olmadı yoluma gittim. bildiğin 20 - 22 yaşında açıköğretim bitirmiş polis olmuş tipler gelmiş istanbul'un göbeğinde mafyacılık oynuyor. o kadar yazılıp çizilen polis devleti tam olarak buymuş demek ki. bildiğin nazi polis birliği gibi davranıyor çoğu. öyle ki onların yürüdüğü yoldan yürüyemezsiniz. ne deseler harfiyen yapmak zorundasınız. vatandaşa çavuşluk taslayıp kışladaki asker muamelesi çekiyorlar. elbet bu devran da döner polis kardeşim. biat ettiğiniz güç kadar adamsınız hepiniz. ötesi yok.

    edit: sözlükten bir çevik kuvvet polisi arkadaşın attığı mesajı belki aynı durumu yaşayan bir vatandaş olur işine yarar diyerek buraya kopyalıyorum.

    "ben de çevik kuvvetteyim. onların adına sizden özür dilerim. bu veletler pmyo mezunu 18 yaşında okula giren 20 sinde mezun olup polis olan bebeler. o yaşta o maaşı alıp beline tabanca takınca kendilerinden geçiyorlar. böyle bir durumla karşılaşırsanız bir daha, sicillerini isteyin, amirin komserin nerde gelsin görüşeceğim diyin, direk geri vites yaparlar zaten. hakkında rapor tutacağım sicilini ver diyin direkt. dilekçe şeklinde çevik kuvvet şb müdürlüğüne postalayın dilekçeyi veya bimere yazın, şahidiniz varsa biterler. şahit yoksa da başları ağrır. benim 2 tane soruşturmam var bu tip olaylardan ama haklıydım anlattığınız gibi bir çirkinlik yapmadım."

    polise hala duyulan bir güven varsa bu gibi iyi yürekli polis arkadaşlar sayesindedir. keşke böyle insanların teşkilatta sayıları artsa.
  • vatandaşı koruması için verilen üniformanın gücüne güvenerek vatandaşa dayılanan kendini bilmezlere bir örnek. tesadüfen polis değil de başka bir şey olsaydı hayatına eziğin önde gideni olarak devam edecekti muhtemelen.
  • (bkz: mutavva)

    müslümanlıklarından dolayı bu daha uygundur.
  • her zaman söylerim. bu ülkede garson ya da otobüs muavini olmaya yeteneği yetmeyen kim varsa gider polis olur, onlar içinden de en apaçi olanlar çevik kuvvet olur.

    ayrıca tolga karaçelik'in (bkz: sarmaşık) filminin neden başyapıt olduğunu bir kere daha gösteren olay.

    geçen yurtta oturuyoruz akşam vakti hava güzel. arkadaşlarla dedik ki hadi çıkalım odanın balkona içelim. bir arkadaşa verdik parayı gönderdik. yurt özel yurt olduğu için öyle alkol falan kullanmaya kimse karışmıyor, odadaki herkes de içtiği için hicbir sorun yok. tek arkadaş birkaç kişiye almak için çıkınca da sırt çantası aldı yanına rahat taşıyayım diye. neyse aldı geldi içiyoruz sohbet ediyoruz sarhoş falan da değiliz. balkona birden yurt görevlisi daldı. suratında nasıl yakaladım ama anlamına gelen bir taşralı sırıtışı ile "afiyet olsun gençler" dedi. yalandan bir iki tehdit savurdu savunmanızı alacağım müdüre vereceğim falan. suratındaki o iğrenç ifadeden resmen o an orada iktidar olmanın keyfi akiyordu. ilkokul mezunu, asgari ücretle çalışan, kendi hayatına sahip olmayan, yurtta yatıp kalkan 30 yaşında biri olarak, kendi sahip olmadığı imkanlara sahip olmuş okuyan gençleri ezme fırsatı geçmişti eline. üstelik bu eleman kendi kanki olduğu öğrenciler yurt merdiveninde içerken selam verip geçen bir hıyar.

    cahil, yetersiz, kompleksli, kaba insanların en ufak "yetkilendirilmeleri" halinde bile, aşağılık komplekslerinin dışavurumu olan otoritelerini kırbaç gibi karşılarındakilere karşı kullanması hayatın her alanında karşımıza çıkan bir şey. ilkokul lise müdürleri müdür yardımcıları, polis asker bilimum devlet kolluğu, ve hatta bindiğin taksinin otobüsün şoförü... bir şeylere hükmetmenin, bir şeylerden yetkili olmanın hazzını yaşamak için karşısındaki insanın "yolda yürüme hakkını" dahi istismar edebilecek tiplerle dolu ortalık.

    yeni türkiye dediklerinde yeri geliyor o yolda sadece yürüyebilmek için bile mücadele etmesi, ağız dalaşına girmesi, kendini müdafa etmesi gerekiyor insanın.
    ve bir kere daha (bkz: sarmaşık)
  • eğitimsiz birine bir silah verirsen ilk seni vurur.
  • çok eski bir dostumun polis akademisine gittiği (evet daha akademinin açık olduğu yıllardı) sıralarda aramızda geçen diyalog:
    ben: ya bu polisler neden böyle bi tuhaf adamlar ya? lan iki kelime sohbet edilmiyor harala gürele konuşuyorlar
    arkadaşım: bak sen yabancı değilsin, dümdüz anlatacağım.... sen de bu kadar orospu çocuğuyla muhatap olsan sen de harala gürele adam olurdun. polisi boktan bir insan hale getiren yine bu dışarıdaki orospu çocukları.

    test edilebilir bir önerme bu, tarafımdan da test edildi. vezneciler patlamasından sonra malumunuz olduğu üzere başbakan orayı ziyaret etti, yolları açmaya çalışan bir trafik polisi araçlara gitmeleri gereken yönü gösterirken bir kamyonet şoförü konvoyun tam geçişi sırasında yol üstünde durdu konvoyu izliyor. polis "yahu beyefendi devam etsenize" diye seslendi. şoförün penisinde değil, konvoyu izliyor ayı oğlu ayı. polis yola devam etmesi için uyarının dozunu arttıra arttıra ilerlerken bizim ayı oğlu ayı da polise "neeevaaa amuğa goym huaaa" diye duyabildiğim bişeyler söyledi. polis de bağıra bağıra devam etmesi gerektiğini. en sonunda siktir oldu gitti ayı oğlu ayı ancak polis söylene söylene olayı izleyen kalabalıgın yanına geldi "siz de hadi ama dağılın ya" dedi.

    siz söylemeden ben önden belirteyim, hayır akepe seçmeni çomar değil, hedepe seçmeni bir çomar oğlu çomardı.
  • olabilir polis teşkilatı zaten siyasi bir kurumdur. iktidarda ki siyasi güç ne kadar şiddetli ise onların gestapoya dönüşmesi de o kadar yoğun olur.
    umarım bunu yaşamazsınız ama telefonunuz çalındığında önce gidin bir karakola cep telefonum çalındı deyin (ki inşallah başınıza böyle bir şey gelmez) sizinle ne kadar ilgilendiklerine bakın, sonra rte ye küfreden biri var diye şikayete gidin nasıl hemen işlem yapıyorlar bakın.
  • yeni polislerle ilgili bir başkomiser'in sözünü sizlere aktarıyorum.
    kolejler ve okullar kapatıldı, bunların aldığı eğitim süresinde hıyar yetişmez bırak polisi.
  • hitler almanya' sına giderek benzediğimizin en büyük belirtisi.

    çoğunlukla hiçbir halta yaramayan adamlara askerlikten muafiyet, maaş, yetki ve güç verirsen olacağı sonunda budur. bir allahın kulu da çıkıp arkadaş bu ülkede yargı var hukuk var demez ya da diyemezse, yakındır gestapo gibi yargısız içeri alma, infaz etme gibi hakları olabilir.
    zaten var dediğinizi duyar gibiyim. bir de bu hakkın hukuken verildiğini düşünün.
  • (bkz: türk polisi)
hesabın var mı? giriş yap