• bu sene hizmete girecek olan marinadır, tekne kapasitesi 400'dür, ancak tahminen bu sene sadece 150 kadar tekne sabit olarak yer kiralayacaktır. az miktarda teknenin yer kiralayacak olmasının ana sebeplerinden birisi bu sene hizmetlerin ne kadar olacağının belirsizliği ve diğer marinalarla fiyatlarının aynı olmasına rağmen elektrik ve su gibi tekneler için elzem giderlerin ücretli olmasıdır.
  • son derece zevkli inşaa edilmiş çeşme merkezde yer alan marina. hem restoranlar hem de mağazalar çok şıklar ve gruplanmaları da son derece mantıklı bir şekilde olmuş. çeşme marina'da tuval restoran ve babylon gibi alaçatı'da daha önceden yerleri olanlarla birlikte de d&r, burger king, gant vb. daha önce çeşme'de göremediklerimizi de görmek mümkün. marina yer aldığı için bu mağazalar ve restoranlar yaz kış açık kalmak zorundalar. şu an ki görüntüsüyle çeşme marina kışın bir hareketlilik yaratabilecek potansiyele de sahip.

    tabii alaçatı'nın marina'dan ne derece olumlu ya da olumsuz etkileneceği merak konusu. bence marina çekebileceği insan yüküyle de yazın haftasonları oluşan gereksiz ve aşırı alaçatı kalabalığını yok ederek de alaçatı'yı daha gezilesi bir yere çevirebilir.
  • annemin deyimiyle kucuk venedik. gordu mu venedik menedik kendisi hayir ama bu yaz hadi venedik'e inelim kaldi bu marina surekli oyle ilk gittigimiz andan itibaren. benimsedi orayi venedik gibi.*
    bana kalirsa sayesinde kurtulduk o nuhnebiden kalma eski cesme carsisindan artik, surekli alacati'ya gitme manyakligi da azaldi bi nebze.

    balik restoranindan tut, sarap evine, gozlukcuden tut, tekno-sa'ya, t-box'a kadar ne ararsaniz bulabileceginiz bir mekan olmus. istersen hicbir yere oturma gez fellik fellik, kordon misali deniz havasi al, mis. dilersen de behlul'un yatina bin basan o ucak gibi seyi gor, ulan kimin acaba bu, vay anasini du telefonunu alalim soralim ne kadarmis kirasi acaba deyip geyik yap, evine don. 24 saat acik carrefour hizmette, ogrenciler de unutulmamis, ben bir kahveye 10 lira veremem, hele hele salataya 20 lira bayilamam diyenler, burger king'den alacaklari bir dondurma veya kahve esliginde terasa cikip manzaranin keyfini sonuna kadar cikarabilirler.

    kisacasi denebilir ki; aranan kan sonunda gelmis cesme merkez'e.

    editingen: o ucak gibi yat serdar bilgili'ye aitmis. roger waters'a tesekkurler.
  • cesme'ye burger king kazandiran yer. buraya ayak basar basmaz, bir izmirli'nin agzindan su cumle duyulmustur: "forum bornova'nin deniz kenarina kurulmus olani."
  • barındırdığı kumrucu şevki, çeşme genelinde servis kalitesi en kötü kumrucu şevkidir. 25 dk.'da bizim masamıza uğramayan garsonlar, bizden sonra gelen masaların siparişlerini alıp servislerini yapmışlardır.

    iyi ki burger king açılmış.
  • süper bir tasarım ve yerleşime , fakat buna gölge düşüren acemi restoranımsılara sahip marina.
    (bkz: #19810894)
  • bugün saat 20.00'de ulaştırma bakanı tarafından resmi açılışı yapılacak olan marina.

    açılış öncesinde açılış şerefine düzenlenen dostane yarışa marinada demirli beş yelkenli katılmış, ulaştırma bakanlığı'nın üst düzey yetkilileri bu teknelere misafir edilmiştir. marina çıkışında başlayan yarış, sakız boğazı'ndaki fenerin etrafından dönülerek çeşme limanı'nın girişinde tamamlanmıştır. yarışta, lemon sailing school'a ait irc 2 sınıfı mapfre - fat lemon adlı tekne pamir sezener'in kaptanlığında birinci gelmiştir.
  • enteresan bir tasarım. alaçatı'ya rakip olacak gibi görünüyor.

    bunun dışında eğer çeşme turizmi canlanacaksa da, çeşme esnafı bundan payını alamayacak. hatta daha da ileri giderek iddia ediyorum ki işleri daha da zorlaşacak. zira o civara gelen turistin inip de çarşıda dolaşma ihtimali az. çeşme'ye inenlerin harcadığı "tüm" para büyük markaların, sermayedarların elinde toplanacak.. açıkhava alışveriş merkezimsi-barlar sokağımsı bu bölgeye rağbet büyük. üstelik kumrucu şevki, burger king gibi orta sınıfa da hitap eden mekanları bulundurduğu için, kelimenin tam anlamıyla herkes orada.

    sözün özü bu marina çeşme'nin popüleritesini arttırır ama esnafın mağduriyeti sürer diye tahmin ediyorum. umarım yanılırım..
  • daha ilk günlerinden itibaren, son yıllarda medya pompasıyla şiştikçe şişen alaçatı'nın gazını almaya başlayan turistik tesis. hayırlı olsun vatana millete.

    ilk intibamı yazayım, zamanla başka şeyler de söylerim belki. mimarisi bazı minik detaylar haricinde işlevsel ve görsel açıdan tatmin edici düzeyde. bu sene ilk sezonu olmasına rağmen ziyaretçilere sanki yıllardır hizmetteymiş izlenimi veriyor. mekan sahipleri belki arka planda bazı ufak tefek sıkıntılar çekiyorlardır ama müşteri/ziyaretçi cephesindeki izlenim tesisin kısa sürede yerli yerine oturmuş olduğu yönünde. mimari detaylar dedim, mesela genel ambians ege'nin eski günlerini andıran çizgide. denizin içine çıkıntı yapan cumbalar, alaçatı'da yaygın olarak kullanılan kireçli taşlar, metal ornamentasyonlu köprüler ve kanallar, beyaz kireç boyanın üstüne işlenen dal motifleriyle verilmek istenen izlenim sanki yüz yıl önce inşa edilmiş bir kıyı kasabası. dekoratif öğeler promenat boyunca mağazalarda tekrar ediyor. böylece anafikir bir bütünlük içinde marinanın her köşesinde kendini hissettiriyor. öte yandan, bu geleneği yeniden üretme izlenimi, aydınlatmada sekteye uğramış. gözlerden tamamen gizlenmiş, ışık kaynağı görünmeyen bir aydınlatma sistemi yerine, zeminden çıkıp duvarları yalayan ışık hüzmeleri, o eski ege havasını yaşatma gayretiyle muvafık olmamış. bu aydınlatmayı müdafaa edenler, bu stile eklektik deyip geçebilirler ama zannımca buna finişte özensizlik demek daha isabetli olacaktır. mesela bazı çatılarda karpuz tabir edilen lambalar gözüme çarptı. bunlar, hemen yanı başında kullanılan ferforje gibi kıymetli öğelerin değerini düşürmüş. yani onca masrafın yanında o karpuzların ne işi var orada? neyse ki bunlar zamanla hallolacak şeyler. bunlar gibi pek çok mini mini detay gözümü rahatsız etti ve hepsini toplasanız ve yazsanız sanki mimari çok kötüymüş gibi bir izlenim verebileceği için yazmıyorum. zira aslında mimari konsept ve uygulama hiç kötü değil. her kim yaptıysa ödül mödül alabilir bir yerlerden.

    deniz tarafında ise, marinayı işletenler, tekne sahiplerini memnun etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. pontonların hizasında, denizin dibine iplerin karışmasını önleyen raylı sistem yerine her tekne için ayrı ayrı tek tek tonoz atılmış ve halatların yakın gelecekte arapsaçına dönmesi mukadder. marinanın girişindeki mendireğin uzatılması da elzem. hakim rüzgarlar, komplesi tamamı korunaklı olması gereken marina bölgesinin içine nüfuz ediyor, sular çırpıntı halinde ve bu durumda tekneler sakin suda sabit duramıyor. ulaştırma bakanlığı'nın dhl müdürlüğünün bundan haberi var ve bu mendirek konusuna en kısa zamanda el atacaklar sanırım.

    bir de şöyle üzücü bir durum var ama kesinlikle bunu istisna diye görmek lazım: (bkz: kumrucu şevki/#19930414)
hesabın var mı? giriş yap