• framing teriminin türkçesi.
    ayrıca (bkz: çerçevesizleme).

    dünyanın işleri, dolaşık yolları. her an kaderimiz ve kişiliğimizle yeniden yüzleşmeyle, zarları yeniden atıp kararları yeniden vermeyle karşı karşıyayız. zihnimizde yeniden çerçevelemek de bir kader işlemi ve bunun yordamı.
  • (bkz: sinemada çerçeveleme): evvela görüntüyü çevreleyen çerçeve saf bir sınır anlamında düşünülmemelidir. çerçeve yönetmenin belirli bir bakış açısını yansıtırken görüntüyü tanımlar. dickson'ın masa hacmindeki hantal kamerası yerini lumier'lerin seyyar kamerasına bırakınca hareket alanı artmış dolayısıyla sınırlar genişletilmiştir.

    çerçeveleme: *çerçevenin oranı ve biçimi *çerçevenin ekran içi ve ekran dışı mekânı tanımlama tarzı *çerçevenin mesafeye açısı ve görüntüye bakış noktası yüksekliğini dayatma tarzı *çerçevenin mizansenle ilişki içinde hareket etme tarzı aracılığıyla güçlü bir şekilde görüntüyü etkiler.

    not: sinemanın ilk yıllarından günümüze kadar farklı oranlarda kullanılan çerçeveleme ifade biçimi olarak film grameri kapsamına girer. narrative-narration bilgisi verir. daima farklı yöntemler kullanılmış özellikle de sinemaya ses kuşağının eklenmesiyle kare çerçeve esneyerek dikdörtgen elde edecek oranlar kullanılmıştır. bununla birlikte eski çerçeveleme yöntemleri günümüzde marjinal yöntemler olarak kullanılıyor. örneğin; the lighthouse buna örnek gösterilebilir. eisenstein diyagonal, yatay, dikey görüntüleri kare çerçevede kullanmıştır. bana göre dönem olarak en zahmetli çerçeveyi abel gance, napoleon'da aynı görüntüyü 3 farklı kamerada kayda almış ve biraraya getirerek panoramik görüntü elde etmesiyle oluşturmuştur.
hesabın var mı? giriş yap