• soyadından dolayı prof. murat barkanın babası veya yakın akrabası oldugunu düşündüğüm tarih bilimcisi.
  • ayrıca edirne'de askeri sınıfa ait tereke defterlerini inceleyip çoğunun büyük toprak sahibi, tüccar veya sanayici olduğunu tesbit etmiş, "türkiye'nin ilk kapitalistleri" gibi bir liste de yapmıştır. dur, kitap şurda bi yerde olacaktı. (1545-1659)
  • nerde okudum unuttum ama kendisi 1940'larin chp'sine sanirim bir chp kongresinde veya toplantisinda osmanli ile barismalari gerektigini söylemis ve ondan sonra türkiye devleti osmanli ile tekrar barismis.
  • ömer lütfi barkan fuad köprülü’den yaklaşık 15 yıl sonra doğmuş bir tarihçidir. liberal-milliyetçi olarak adlandırılan köprülü’nün aksine barkan devletçi- milliyetçi idi. 1905-1979 yılları arasında yaşayan türk tarihçiliğinin bilimsel düzeyde yapılanmasının temel taşlarından biri olan profesör. halil inalcık’ın da hocasıdır. osmanlı imparatorluğu'nun sosyo-ekonomik tarihi konusunda önemli çalışmalar yapmıştır. önemli makaleleri ölümünün ardından gözlem yayıncılık'tan çıkan türkiye'de toprak meselesi adlı bir eserde toplanmıştır. elbette barkan’da ki annales etkisi braudel ile tanışmasından çok daha öncesine gittiğini söylemek gerekir, bunanla beraber elbette braudel’in etkisi büyük olmuştur. halil inalcık ise barkan’ın 1950’den sonra fiyat hareketleri ve nüfus araştırmaları üzerinde yoğunlaşan eserine annales ekolünün türk tarihçiliği üzerindeki en önemli ve olumlu etkisi olarak görmektedir . annales’in türkiye’deki tarihyazımına en önemli ve olumlu katkısının, köprülü’nün metodolojik atılımını beslemesi olduğu parantezinden sonra, işaret edilmeye çalışılan durum açıklanmaya çalışılabilir. barkan osmanlı tarihçiliğinin annales’in temel özellikleri doğrultusunda yazılması için büyük bir mesaiyle yeniden düzenlenmesi organizasyonu uğraşı, annales etkisinin derinleştiği yerdir. ancak, aynı çabanın özünden ziyade biçimi, barkan’ın annales’den etkilenişinin pratikte yöntemden çok araştırma alanlarında yansımasını bulması ve gene pratikte durumun barkan’ın “yerli” takipçilerince, gerçeklik yerine görüntü ile yetinilmesinin bir sonucu olarak, annales’in braudel sonrası serüveninden tamamen farklı bir şekilde, yeni yöntem ve yaklaşımlara tümden kapalı olması türünden bir sonuç doğurmuştur.
  • geçenlerde fikret yılmaz güzel bir makale yazmıştı barkan ve yanlış değerlendirilen tarihçiliği hakkında. ilk halil berktay mı neydi, barkan tarihçiliği özelinde osmanlı sosyo-ekonomik tarihçiliğini belge fetişizmiyle itham eden. gerçi hard-core tarihçiler tabii pek sevmez berktay gibi belge okumayı bırak matbu osmanlıcası bile olmayan, tarih yazmaya değil tarihyazımı üzerine kafa yormaya mesai harcayan ademleri. ama berktay çok da haksız değil şimdi (barkan yorumu hariç); "belge/defter fetişizmi" diye bir şey var hakikaten. gerçi berktay daha çok "analizden yoksun salt veri tedariki"ni kastediyor ve barkan'ı da bu minvalde eleştiriyor. ben ise bu kavramla daha ziyade "arşiv belgesi olmaksızın bir tarih anlatısı kurulamayacağını" düşünenleri, "ne kadar çok arşiv belgesi o kadar makbul tarih" sevdalılarını tenkit etmeyi kastediyorum; çünkü böyle de bir mesele var. iyi o zaman komple moğol, timur, memlük, daha bilumum tarih sahasını kapatalım anasını satayım arşiv yok diye eheh. neyse işi sulandırmadan barkan tarihçiliğinin aslında neden belge fetişizmi sayılmayacağına; onun annales ekolünün öğrencisi olup annales ekolüne yakın ürünler vermemekle suçlanmasının niye makul olmadığına döneyim.

    barkan bugün heyetler oluşturulup da iş paylaşımı yapılsa belki ancak kotarılabilecek onlarca defter yayınladı süleymaniye cami inşaatındaki gider ve personel listesinden 16. yüzyıl bütçelerine varasıya. lakin bunların hiçbirini günümüzde örneklerinden sürüsüne sepet bulunabilecek "aha tamam al tarih bu, bakın da feyz alın, nasıl yapılırmış öğrenin" diyenler gibi neşretmedi. bu neşrettiği defterler, aslında bir nevi hem kendisi hem de kendisinden sonra gelmesini ümit ettiği sosyo-ekonomik tarihçilerin çalışmalarında istifade edebileceği veri depoları gibiydi. ki yılmaz'ın da dediği gibi, barkan belki yalnızca sadece bir adet analitik makalesi için ("on altıncı asrın ikinci yarısında türkiye'de fiyat hareketleri") binlerce sayfalık belge incelemesi yapmıştı. ne denli cömertti ki o, üzerinde çalıştığı defterlerin hemen hepsini muntazaman neşretti. eleştirilmesi gereken birileri varsa kullandığı veriyi başkalarının da istifadesine sunan barkan değil; bilgi-belge-verinin hala yeteri kadar şeffaf hala yeteri ölçüde akümüle edilememiş olduğu günümüz osmanlı tarihçileri. evet, birçok ve iyi yeni çalışma yapılıyor, bu çalışmalarda yüzlerce yeni kaynağa atıf yapılıyor (bazen kaynak bulunmasın diye numaralarını değiştirmekten de geri durulmuyor pek tabii); ama sanki kaynaklar, yalnız kullanıldığı çalışma hakkında bir şeyler söyleyip zinhar tövbe zinhar başka meselelerde müstefid olamayacağı düşünüldüğünden midir, nedir, bir havuz oluşturulmadan genelde öylece perakende bir şekilde bekliyor. işte allahtan biraz isam gayret gösteriyor da siciller falan, sistematik bir biçimde neşredilip bir araya getiriliyor.

    diyeceğim, barkan'ı belge fetişistliğiyle suçlamayın, suça ortak olmayın. belge fetişi hatta obsesif kompülsifi arıyorsanız etrafta çok var, nacizane onlara bulaşın. ha bir de fikret yılmaz'ın makalesine de bir ara göz atıverin.
  • derebeylik sisteminin ortaya çıkış nedenlerini iktisadi faktörlerle aciklamaya çalışan tarihçi.

    bu konudaki görüşleri ise bir hayli iyi, mesela diyor ki:

    -" derebeylik sistemini ortaya çıkaran durum akdeniz'in doğu ve batı kıyılarının islam egemenliğine girmesidir.

    - dünya ticaretiyle ilişkisi kesilen avrupa kendi icine kapanmış ve yeni bir sistem geliştirmiştir."
  • osmanlı devleti’nin sosyal ve ekonomik tarihi
    tetkikler – makaleler

    yayına hazırlayan: prof. dr. hüseyin özdeğer
    istanbul üniversitesi rektörlük yayınları, no: 4214, istanbul–2000, 1427 sayfa, ısbn: 975–404–557–7

    toplam 1427 sayfa, 2 ciltten oluşan bu kitap ord. prof. ömer lütfi barkan’nın daha önce yayınlanmış 32 adet makalesinin tıpkı basımını içermektedir.
    tarihçiliğe kazandırdığı yeni bakış açısıyla türk düşünce hayatında bir dönüm noktası teşkil eden barkan’ın çalışma sahasını, kısaca türk iktisat tarihi konuları meydana getirmektedir.
    osmanlı devleti’nin sosyal ve ekonomik tarihi ile ilgili çok sayıda çalışmaya imza atan barkan, genel itibariyle klasik dönem olarak adlandırabileceğimiz xv. ve xvı. yüzyıllarda yoğunlaşmıştır. toprak meselesi, barkan’ın uğraşı alanı olmakla birlikte, iskan ve nüfus politikaları, vakıflar, bütçeler, hukuki ve idari yapı ve şehircilik gibi önemli konularda çalışmaları içinde yer almıştır.
    kitapta yer alan makaleleri, dr. coşkun çakır tarafından ord. prof. ömer lütfi barkan hakkında bu güne kadar hazırlanmış en kapsamlı biyografik çalışmadan (doğu batı dergisi, sayı: 12) hareketle altı ana başlık altında toplayabiliriz.
    ı. toprak meseleleri: bu tasnifte ilk sırayı toprak meseleleri hususunda yazılan makalelerin almasının sebebi, bu alanın barkan’ın en fazla mesai harcadığı alan olmasından ileri gelmektedir. ayrıca osmanlı zirai faaliyetlerinin dolayısıyla genel ekonomik yapısının daha iyi anlaşılması bu konunun irdelenmesi ile mümkün olacaktır. bu ilkeden hareketle barkan, osmanlı toprak sistemi ile ilgili materyalleri yoğun arşiv çalışmaları sonucunda gün ışığına çıkarmıştır. elde ettiği istatistikî verilerden yararlanarak osmanlı toprak sisteminin inkişafından olgunlaşmasına kadar hatta bozulmasından günümüze değin geçen sürecin ciddi bir tahlilini yapmıştır. bu makaleler sırasıyla,
    1. xv. ve xvı. asırlarda osmanlı imparatorluğu’nda toprak işçiliğinin organizasyonu şekilleri : kulluklar ve ortakçı kullar. a., istanbul haslar kazasındaki ortakçı kullar ( cilt ı, s. 1–55 )
    2. xv. ve xvı. asırlarda osmanlı imparatorluğu’nda toprak işçiliğinin organizasyonu şekilleri : b., bursa ve biga civarlarındaki kulluklar ( cilt ı, s. 56–118 )
    3. xv. ve xvı. asırlarda osmanlı imparatorluğu’nda toprak işçiliğinin organizasyonu şekilleri : c., rumeli’ndeki kulluklar ve ortakçı kullar ( cilt ı, s. 119–174 )
    4. türk islam toprak hukuku tatbikatının osmanlı imparatorluğu’nda aldığı şekiller : ı., malikane–divani sistemi ( cilt ıı. s.1174–1242 )
    5. islam – türk mülkiyet hukuku tatbikatının osmanlı imparatorluğu’nda aldığı şekiller : ı., şer’î miras hukuku ve evlatlık vakıflar (cilt ıı. s.1243–1268 )
    6. islam – türk mülkiyet hukuku tatbikatının osmanlı imparatorluğu’nda aldığı şekiller : ııı., imparatorluk devrinde toprak mülk ve vakıflarının hususiyeti ( cilt 2, s. 1289–1329 )
    7. islam – türk mülkiyet hukuku tatbikatının osmanlı imparatorluğu’nda aldığı şekiller : ıı. mülk topraklar ve sultanların temlik hakkı ( cilt ıı, s. 1269–1288 )
    yukarıda adlarını sıralandığımız ilk üç makalede, osmanlı devleti’nde toprak işçiliğinin organizasyon şekilleri, kulluklar ve ortakçı kulları konusu incelenmiştir. özellikle bu üç makalede dikkati çeken husus, hür olan köylü ( reaya ) sınıflarından büsbütün ayrı bir hukuki statüye sahip bulunan “ortakçı kullar”ın, yani padişahın kölelerinden oluşan ayrı bir sınıfın mevcudiyetidir. bu “ortakçı kullar”, hariçten evlenmek, kendi isteğiyle başka bir işte çalışamamak mecburiyetinde idiler. böyle bir sınıfın varlığı osmanlı’nın toprak sistemi ve sosyal yapısına dair ipuçları vermektedir. diğer dört makalede ise, osmanlı toprak hukukunun tatbikat şekilleri olan malikane – divani sistemi, mülk topraklar, vakıf topraklar vb. konulara değinilmiştir.
    ıı. iskân ve kolonizasyon meseleleri: makaleler içinde, ikinci kategoriyi iskân ve kolonizasyon meseleleri ile vakıflar oluşturmaktadır. kitapta bu gruba giren üç makale bulunmaktadır. bunlar,
    1. 2. 3. osmanlı imparatorluğu’nda bir iskân ve kolonizasyon modeli olarak sürgünler ı–ıı–ııı ( cilt ı.s.509-606 )
    selçuk – bizans hudutlarından teşekkül eden bir uç beyliğinin kısa bir sürede büyüyerek tarihin akışına yüzyıllar boyunca yön verecek kudret ve kuvvete sahip bir imparatorluk haline gelivermesi ve yeni bir din ve kültürün taşıyıcısı olarak eski bizans imparatorluğu’nun enkazı üzerinde kurulan yeni devlete bir türk ve islam devleti damgasını vurabilmesi hadisesi, gerek niteliksel gerekse niceliksel açılardan tarihçiler arasında münakaşa edilip durmaktadır. bu meselenin açıklığa kavuşturulması nüfus hareketlerinin dikkate alınması ile sağlanabilir. özellikle osmanlı devleti’ne, ilk dönemlerinden yükseliş dönemine kadar insan kaynağı sağlayan orta asya’dan anadolu’ya yapılan türk göçleri olmuştur. orta asya’dan gelen türk boyları ise, yeni fethedilen balkan memleketlerine yerleştirilmiştir. bu sayede hem balkanlar’ın türkleşmesi ve islamlaşması, hem de fethedilen bu toprakların mamur hale gelmesi ve muhafazası sağlanmıştır. osmanlı devleti’nde bir iskân politikası olarak, sorun çıkaran boy, uruğ ve aşiretlerin yurtlarından çıkarılarak başka şehirlere sürgün gönderilmesi yoluna da başvurulmuştur. işte devletin bekası için uyguladığı bu ve benzeri politikalar yoğun arşiv vesikaları ile desteklenerek söz konusu makalelerde en ince ayrıntılarına kadar ortaya konulmuştur.
    ııı. tahrirler ve nüfus: daha önce de belirttiğimiz gibi, osmanlı devleti’nin sosyo–ekonomik yapısının daha iyi anlaşılabilmesi için nüfus hareketlerinin iyi tahlil edilmesi gerekir. bu tahlil için gerekli olan verilerin, arşiv kaynaklarının okunması ve bu kaynakların ihtiva ettiği istatistikî bilgilerin bilimsel yöntemlere başvurularak ciddi bir değerlendirmesinin yapılması gerekmektedir. barkan’ın bu konuda kaleme aldığı şu üç makale bu kategoriyi oluşturmaktadır:
    1. türkiye’de imparatorluk devirlerinin büyük nüfus ve arazi tahrirleri ve hâkana mahsus istatistik defterleri ( ı ) ( cilt ı, s. 175–214 )
    2. türkiye’de imparatorluk devirlerinin büyük nüfus ve arazi tahrirleri ve hakana mahsus istatistik defterleri ( ıı ) ( cilt ı, s. 215–252 )
    3. “tarihi demografi” araştırmaları tarihi ( cilt ıı, s. 1402-1427 )
    barkan, nüfusla ilgili ilk iki makalede osmanlı devleti’nin demografik yapısıyla ilgili en önemli ve en sağlıklı arşiv kaynaklarından olan nüfus ve arazi tahrirleri, otuz – kırk sene gibi fasılalarla yapılmakta idi ve nüfus ve arazi sayımlarının sonuçlarını ihtiva eden bu defterler, osmanlı devleti’nin asırlar boyunca ihtişamını nasıl devam ettirdiğine ilişkin verileri gözler önüne sermektedir.
    ikinci ciltte yer alan “tarihi demografi” araştırmaları ve osmanlı tarihi adlı makalede ise, demografi ilmi ile ilgili, çok önemli bilgiler verilmekte, devamında avrupa’daki arşiv kaynakları ile osmanlı arşivi’nin bir mukayesesi yapılmaktadır.
    ıv. hukuki ve idari yapı: barkan, genel olarak mikro ölçekli meselelerle iştigal olmakla birlikte, osmanlı devleti’nin teşkilat ve müesseselerinin islamiliği sorunu, yabancı kaynaklardan ne derecede etkilendiği meselesi, feodal yapıyla benzerlikleri ve farklılıkları gibi makro ölçekli konularda da makaleler kaleme almıştır. işte bu makaleler, osmanlılarda hukuki ve idari yapı olarak adlandırılabileceğimiz kategoriyi teşkil etmektedir. bu makaleleri :
    1. xvı.–xvııı. asırlarda türkiye’de inşaat işçilerinin hukuki durumu ( cilt ıı, s. 1158–1173 )
    2. osmanlı imparatorluğu teşkilat ve müesseselerinin şer’iliği meselesi ( cilt ıı, s. 1330–1351 )
    3. türkiye’de sultanların teşriî sıfat ve salâhiyetleri ve kanunnameleri ( cilt ıı., s. 1381–1401 ) şeklinde sıralayabiliriz.
    v. bütçe: barkan’ın ifadesiyle, bir devletin vergi sistemini, maliye idare ve teşkilatını, bütçesini, memur ve maaş rejimini, para politikasını, maruz kaldığı menfi buhranları mahiyet ve nevini vb. amilleri bilmeden o devletin tipini, siyasi ve içtimai bünyesini, iktisadi varlığını, askeri gücünü öğrenmek ve tarihinin belli başlı hadiselerini izah etmek kabil olmaz. bu bakımdan tarihi olayların bilimsel bir şekilde izahının yapılabilmesi için de devlete ait bütçelerin veya devlete ait gelir ve masraf defterlerinin tetkikine ihtiyaç vardır. bu nedenle barkan, bütçe hususunu inceleme alanına dahil etmiştir. dolayısıyla beşinci kategoriyi bütçe ile ilgili kaleme alınmış makaleleri oluşturmaktadır. bu makaleleri;
    1. osmanlı imparatorluğu bütçelerine dair notlar ( cilt ı, s. 607–619 )
    2. hicri 933–934 ( m. 1527–1528 ) mali yılına ait bir bütçe örneği ( cilt ı, s. 620–648 )
    3. hicri 933–934 tarihli bütçe cetveli ve ekleri ( cilt ı, s. 649-697 )
    4. osmanlı imparatorluğu bütçelerine dair notlar ( cilt ıı, s. 727–758 )
    5. hicri 1079–1080 ( m. 1669–1670 ) mali yılına ait bir osmanlı bütçesi ve ekleri ( cilt ıı, s. 759–837 )
    6. hicri 1070–1071 ( m. 1660–1661 ) tarihli osmanlı bütçesi ve bir mukayese ( cilt ıı, s. 838–881 )
    7. hicri 954–955 ( m. 1547–1548 ) mali yılına ait bir osmanlı bütçesi ( cilt ıı, s. 882–939 )
    8. hicri 974–975 ( m. 1567–1568 ) mali yılına ait bir osmanlı bütçesi ( cilt ıı, s. 940–995 )
    9. fatih camii ve imareti tesislerinin 1489–1490 yıllarına ait muhasebe bilançoları ( cilt ıı, s. 1054–1100 )
    10. ayasofya camii ve eyüp türbesi’nin 1489–1491 yıllarına ait muhasebe bilançoları ( cilt ıı, s. 1101–1138 )
    11. saray mutfağının 894–895 ( m. 1489–1490 ) yılına ait muhasebe bilançosu ( cilt ıı, s. 1139–1157 )
    şeklinde sıralayabiliriz.
    vı. muhtelif konular: son kategorik grubu ise, barkan’ın kaleme aldığı osmanlı mimarisi, imaret sistemi, isviçre medeni kanunu’nun çiftçiyi alakadar eden maddelerindeki tadiller, tanzimat dönemi, balkan ülkelerinin zirai reform tercümeleri, türkiye’de zirai reformun ana sorunları, türkiye’de muhacir iskanı gibi daha farklı konularla ilgili alanı içine dahil olan konular meydana getirmektedir. bu makaleleri de şu şekilde sıralayabiliriz :
    1. tanzimat tetkiklerinin ortaya koyduğu bazı meseleler ( cilt ı, s. 253–294 )
    2. türk yapı ve yapı malzemesi tarihi için kaynaklar ( cilt ıı, s. 703–726 )
    3. şehirlerin teşekkül ve inkişafı tarihi bakımından: osmanlı imparatorluğu’nda imaret sitelerinin kuruluş ve işleyiş tarzına ait araştırmalar ( cilt ıı, s. 996–1053 )
    4. çiftçiyi topraklandırma kanunu ve türkiye’de zirai bir reformun ana meseleleri ( cilt ı, s. 397–488 )
    5. balkan memleketlerinin zirai reform tecrübeleri ( cilt ı, s. 295–396 )
    6. zirai lejisyon hareketleri isviçre medeni kanunu’nun çiftçiyi alakadar eden maddelerindeki tadiller ve zirai mülklerin borçlarından kurtarılmaları hakkında 12 aralık 1940 tarihli federal kanun ( cilt ıı, s.1352–1380 )
    7. türkiye’de muhacir iskânı işleri ve bir iç kolonizasyon planına olan ihtiyaç ( cilt ı, s.489-508 )

    türk iktisat tarihi araştırmalarında yetiştirdiği öğrencileri ve bıraktığı eserleri ile başlı başına bir ekol ( barkan ekolü ) olan ord. prof. ömer lütfi barkan’ın makalelerini bu şekilde bir kategoriye tabi tutmak, onun kurucusu olduğu tarih anlayışını ve fikir dünyasını daha iyi anlayabilmemiz açısından büyük bir önem taşımaktadır.
  • kurtulus kayali’ya gore, turkiye’de 2.5 tane tarihci vardir. birisi halil inalcik, digeri de omer lutfi barkan’dir. bucuk da mehmet fuat koprulu’dur.
  • klasikleşmiş osmanlı tarihçilerinden biridir. yanlış hatırlamıyorsam, daha çok iktisadi ve toplumsal yapıyla ilgilenmişti ve çığır açıcı değerlendirmeler yapmıştı.
  • çok büyük bir tarihçidir. kendi hayatında da değişim yaşamıştır.

    marksist ideoloji ile tarihçiliğe başlamış, devletçi-milliyetçi devam etmiş, milliyetçi muhafazakar çizgideyken vefat etmiştir.
hesabın var mı? giriş yap