• kimi muhendis ve mimarlarin lisans hayatlarinin en bela donemlerinden biridir, naylon yapilmamissa eger guzelim yaz aylarini ne dedigi anlasilmayan amelelerle ayni ortam paylasilarak gecirme zorunlulugu vardir, "entellektuel olucam ben bu isin okulundan geliyorum" gibi yaklasimlar, acemiligi pacalarindan akan stajyerin derhal kafaya alinmasina neden olur, kacinmak gerekir... isin puf noktasi ortalarda gorunmemeye calismak ve ne ise yaradigini anlamadiginiz ama sormayi da asla kendinize yediremeyeceginiz bilimum alet edevattan uzak durmak, mumkunse butun staji serit metrenin kullanimi uzerine yogunlastirmaktir. oyle nivelmanmis, kot vermekmis bosverilmelidir, nasil olsa birileri sevabina anlatacaktir..
  • okula donuste hazirlanan staj dosyasi ise ayri bi derttir...hatirlarim sultanahmette 5 yillik bi oteli izmir'de cektigimiz insaa halindeki bina resimlerini kullanarak satj defterinde yeniden yaptiydik...
  • inşaat mühendislerinin arapça ve kürtçe öğrendiği staj.
  • staj yapılan yer işi ciddiye alıyosa ve para da veriyosa devam zorunluluğu koyarlar. hatta "stajın bitince sana soru sorucam bakalım neler öğrenmişsin" diyenleri bile çıkar. staj sırasında kontrol mimarı ya da inşaat mühendisi kendi yapmaya üşendiği işleri stajyerine yükler. git şuranın metrajını çıkar, şu duvarlar gönyeli mi bi kontrol et bakalım, bilmemnerenin rölövesi lazım bize hadi koş bakalım staji* şeklinde isteklerde bulunurlar.
    yine de bütün stajyerlerin bir olup şantiyeden kaçma planları yapması ve bunu uygulaması kısmı eğlenceli sayılabilir. şantiye büyükse kimsenin ruhu duymaz. nerdeydin diye sorana "metraj çıkartıyodum" denir.
  • mezun olup inşaata gidip la olmaktansa, bu sancılı süreci "nasıl olsa öğrencidir, öğrenme dönemi henüz tamamlanmamıştır" bakışları arasında savuşturmak en iyisidir.ama yine de ekibi şok edici sorular sorulmamalı, herşeyi çaktırmadan öğrenme çabasına girilmeli ve antenler açık dolaşılmalıdır. yoksa alemde hoplatılma riski artar ve bu hiç hoş bi durum diildir. inşaatta bulunan bir öğreten adam ve max.bir ay sonra kumsallara atlama gerçeği durumu kolaylaştırır. staj bittikten sonra "ben mutlu hayatıma geri dönüyorum siz de bu inşaatı nah bitirirsiniz" tavrı kalıcı olan ekipte hafif bir burukluk yaratır.
  • bazen patlayıcı olabilir.

    http://img.photobucket.com/…64/eilstina/bombac2.jpg
    not:resimde taş ocağı, suser, fünye ve lokum * görülmektedir
    (bkz: ben bugün bunu öğrendim)
  • şantiye stajı for dummies - şantiye stajına başlayacaklara:

    - şantiye stajına başlamadan önce ya dolabınızda gözden çıkartmış olduğunuz kıyafetlerinizi bir kenara ayırın ya da pazar pazar gezip ucuz, paspal ve kirlendiğine, hırpalandığına, yırtıldığına içinizin acımayacağı cinsten kıyafetler alın. hanım kızlarımız için, mümkünse kolsuz gezmeyin. çalışan işçilerin bir kısmı bu inşaatlar için eşinden/sevgilisinden birkaç gün/ay/seneliğine ayrılmış olup o inşaatta çalışmaya başladığından her türlü açık ten kısmı onlar için fazla dikkat çekici olur. kısa kol bir tshirt, belden fazla düşük ve bol paçalı olmayan (oraya buraya takılma ihtimali sebebiyle) bir pantalon ve altı kalın ve safety shoes tadında ayakkabılar ile şantiye modasını yakından takip edebilirsiniz.

    - staja başlamak için başvurduğunuz kuruluşun şantiye ofisindekilerle ve de özellikle yaşları size yakın olan, yeni mezun meslektaş ve diğer mesleklere sahiplerle iletişiminizi iyi tutun. güzel güzel iletişirseniz şantiyede ne olup bittiğini en ince detayına kadar anlatırlar, soru sorduğunuzda asla geri çevirmezler, makul istekleriniz sonuna kadar karşılanır. sizden başka stajyer varsa onlarla da aranızı iyi tutun, birlikte şantiyeyi keşfedin, dolaşın. dolaşın derken de öyle sepet gibi dolaşmayın. gerçekten görüp öğrenmek için oradaysanız elinize günlük raporları ve gezeceğiniz yerin planlarını alarak, bakarak, dokunarak, gözlemleyerek dolanın. asla tek başınıza çıkıp dolaşmayın. olur da takılıp düştünüz kalkıp yardım alamayacak durumdasınız işte o zaman birisinin sizi bulmasını bekleyeceksiniz. ama yanınızda birisi olursa (başka bir stajyer, bürodan birisi vb.) başınıza herhangi birşey geldiğinde rahatlıkla size gereken yardımı ulaştırır.

    - stajınızı zorunlu olduğu için oflaya puflaya yapıyorsanız, ayaklarınız geri giderek şantiyeye gidiyorsanız gitmeyin, size yazık. orada sabahtan akşama kadar geçireceğiniz zaman içinde zevk almazsınız. gitmeyip günlük raporları alarak gayet de naylon bir staj yapabilirsiniz; ama pratikte hiçbir şey öğrenmeden geçer gidersiniz.

    - orada size verilen işler (git şunu ölç, git bunlar olmuş mu kontrol et, şurası için bir sistem detayı çiz bakalım) genelde aslında başkalarının yapması gereken; ama üşendiklerinden size verdikleri işlerdir. yapın, elinize mi yapışacak? boş boş oturup, sağa sola bakınıp, bulmaca çözmekten daha iyidir meşguliyet.

    - fotoğraf makineniz olsun, hatta mümkünse dijital + iyi zoom yapabilen + flash'ı gayet iyi olanından. bodrum katlar karanlık ve toz toprak içinde olacağından kötü flashlı bir foto makinesi ile çekilen fotoğraflarda ön planda balon balon tozlar olurken, arka planda aslında çekmeyi hedeflediğiniz kareyi göremeyebilirsiniz de.

    - baretinize sahip çıkın. çok titiz biriyseniz ve daha önce kullanılmış olan bareti kullanmak istemiyorsanız sıfır km. bir baret için konuşup rica edin. başkalarınınkiyle karışmaması için de içine adınızı soyadınızı yazın. baretin kafanıza oturduğundan emin olun. çok katlı bir yerdeyseniz üst katlar çok eser. çıkmaz gözüyle baktığınız baretiniz aniden havalanıp bulunduunuz şehrin herhangi bir semtine doğru inişe geçebilir*.

    - manşetlere "şantiyede dikkatsizlik can aldı" şeklinde meze olmak istemiyorsanız dikkatli olun. döşeme üzerindeki orada burada olan tahtalara dikkat edin. genelde bu tahtaların üzerlerinde çiviler olur. 3-4 metre önünüzü hafızanıza alarak yürüyün. hem yürüyüp hem gözlem yaparken gözden kaçırdığınız bir demirin herhangi bir uzuvunuz ile bir olmasını istemezsiniz herhalde.

    - şantiye dediğin gürültülü olur. her türlü çıkacak sese hazırlıklı olun. ürkmeyin kuzucuklarım. bir süre sonra zaten alışacak ve arkanızda top patlatsalar umursamaz hale geleceksiniz.

    - kendi çapında bir villa şantiyesindeyseniz çok şey öğrenmeyi beklemeyin. villa vb. küçük çaplı işlerin projeleri çok kapsamlı olmadığı için sınırlı şeyleri öğrenirsiniz. otel gibi, rezidans gibi geniş konuları kapsayacak şantiyeleri tercih edin ki elektriğinden tutun, yangın sistemine kadar her türlü konu hakkında bilginiz olsun.

    - nasıl ki erkekliğin 10'da 9'u kaçmaksa, şantiye stajında likit tüketme konusunda bu oran, 10'da 2'yi bulur. bol bol çay, kahve ve su gibi likit tüketmeye başlayabilirsiniz. sürekli çay, kahve içme alışkanlığınız yoksa bile farkında olmadan alışırsınız ve "ne zaman demlenecek bu çay" diye sabırsızlanırsınız; ama siz staj yiyici* olduğunuzdan en sevimli halinizi takınıp çaycıyı kafalayıp kendi çayınızı veya kahvenizi istediğiniz an gidip alabilirsiniz.

    - şantiyede jargon öğrenmek adettendir. başlangıçta gayet kibar olabilirsiniz, konuşmanız, hitaplarınız gayet düzgün olabilir; ama günün birinde ağzınızdan k harfi yerine sürekli g harfinin istem dışı fırladığını veya hitaplarınızın değiştiğini farkettiğinizde (kalk yerine gak, yau de get yau vb) anlayın ki siz sahne tozu yutmuşcasına şantiye tozu yutmuşsunuzdur.
  • müzikal kıvamında geçen stajdır. işin başındaki kişinin baban olduğunu bilmelerine ve şantiye içinde kendisiyle geziniyor olduğunu görmelerine rağmen yanından geçme gafletinde bulunduğun tüm işçiler sana bakarak suratlarında garip ifadelerle çeşitli türküler söyler ve ibo şovlarını bulundukları yüksekliklerde yapılmaması gereken çeşitli hareketlerle süsler. bu gösteriler sana alışılana ya da baban başlarındakine ayar verene kadar sürer. neticesinde eğlenceli bir ortamdır. okul bitip de gerçek hayata atılındığında boş boş bakmamak için olabildiğince çok şey kapmaya bakılmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap