• robin'in düzenlediği bu akşam yaptığımız süper zirve... katılımcılar isterlerse isimlerini yazsınlar kimseyi unutmuş gibi olmayayım... önde pano'ya gidildi az yemek yendiğinden amcalar istemediler falan sonra mahzen'e gittik uruguay'lılarla eğlendik sonrada katarsis'te bi bira içip evlerimize gittik çok güzel çok zevkli idi... herkese çok teşekkürler... (ayrıca (bkz: babamın babanesi))
  • guzel bi aksam, guzel insanlar, guzel uruguaylilar, heyo heyo.
  • underground olsun üç beş kişi takılalım fikriyle organize edilmiş ve fakat bir anda 25 nüfusa ulaşmış, zirve olması beklenmezken oluvermiş hedele.
    bu zirveden çıkarılacak dersler:
    - robin ile zebellah fallout konusunda susmadan saatlerce konuşabilirmiş.
    - otisabi tarkanmış.
    - otisabi portekizce bilirmiş, eski kulağı kesiklerdenmiş.
    - ssg ve clairvoyant ikilisi gülünce şahane olurlarmış.
    - cheja gothicmiş.
    - soulfly brutal'de bir ton uruguaylıyı alt edebilirmiş.
    - herkes kendisinin otisiymiş.
    - mahzen çok sıcakmış.
    - uruguaylıların dilinde üç kelimeden ikisi "heyya heyya"ymış.
    ilgili bakınızlar:
    (bkz: pano) (bkz: mahzen)
    (bkz: sözlükteki uruguaylılar)
    (bkz: herkes kendisinin otisidir)

    ayrıca (bkz: konsoloslar da eğlenir)
  • horni olarak cilgin karar sonrasi ordaydim, ne sozluk uyeleri ne uruguaylilar ne de alkol ile yeterince kaynasabildim ama eglendim,
    saatlerce masaya vurup bir kosedeki tatli uruguaylilara, portekizce tezahurat vasitasi ile kufurler yagdirdim. (nedenki?)
    bir ara elimdeki fotograf makinasiyla gezerken beni hala uruguayian zannedenler varmis
  • otisabi'lerin mahzen'de undock olup ayri bir masada oturmak zorunda kalmalari ba$ta ukte olsa da onlarin o tarafta uruguaylilarla daha cok eglendigi gorulunce masadaki herkese "ben de o masada olmak istiyorum!" dedirtmi$ olesiye eglendigimiz bir suru yeni ve bir suru eski fakat tani$madigim sozlukcuyle tani$ma firsati saglami$ supra $ahane aktivite..

    program $oyleydi:

    - kahveden adam summon etmek geyigi ile replay'i andik.. (+2 tesbih, magical leather jacket, yumurta topuk, two-handed lovye)
    - huzursuz abaza skilllerini ufak bir demonstrasyon e$liginde tanitti..
    - kristel kama setting'i oynattim.. "$u anda kristel kama masada yatiyor ne yapiyorsunuz".. sira karga$asi oldu hengame cikti..
    - otisabi, millenium fuck gozlugu takip uruguayli yedi..
    - horni, uruguayli kiligina girerek bizim fotograflarimizi cekti.. (istiyoruz)
    - urugaylilar, horni kiligina girerek bizim fotograflarimizi cekti..
    - garsonlar, fotograf makinesi kiligina girip uruguayli hatunlari cektiler.. (--woody allen)
    - kler yilin felsefesi*ni yapti..
    - zebellah, fallout 2'yi sozlu olarak her $ekliyle bitirdi..
    - ultraviolent, cubique ve elwood 1 saat sonra gittiler..
    - soulfly brutal vokal ile tek ba$ina bir grup uruguayliyi denize doktu..
    - cheja nispet yapti, "biz cok eglendik siz savci gibi oturdunuz" dedi.. seviyemizi koruduk laubali olmadik..
    - mengus organize etti koordine etti.. en yakin muhabbetci oldu..
    - robin, "abi nerden bileyim" dedi..
    - bir yerlerde birileri daha vardi (esekherif, disq, portakal etc) detect edemedim out of sight oldular kalabaliktan..

    $ahane eglendim..
  • mahzen'in en ucubik yerine oturdum, yüksek giriş merdivenlerinin dibinde olası bir merdiven yuvarlanmasına karşı şahane göbeğimle bir güvenlik şeridi yaptım. her garson arkamdan geçtiği için kafamla tüm garsonları okşadım, ihya ettim. onlar da sağolsunlar beni unutmayıp kafama kafama, kalamar, bira attılar.
  • taksim burger king - pano - mahzen üçgeni içinde polemik ile geçenpano durağından yaşlı gözlerle ve arkamızda bıraktığımız kaşar panelerin hayali ile ayrıldık. otisabi ve millenium fuck imajı gözlüğü, horni'nin fotoğrafçılık beceresi ve uur'un poz ayni poz vermedeki başarısı sebebi ile istiklal caddesi'nde haddinden fazla oyalanıp grup liderimizden* ayrı düştük, mahzen'e vardığımızda bütün kaleler fethedilmiş, bütün sandalyelere yerleşilmiş idi. bizi de (cheja, otisabi, uur, horni) tecrit masasına koydular, o esnada uur'la hala "kaşar pane yiyecektik" diye sayıklıyor idik, yan masaya hasetle baktık, konsolos gibi dizilmiş oturuyorlardı, sms ile hepsini taciz ettim. kler'e kan, nefret, gözyaşı (gothic) temalı, kırbaçlama fiilini içeren mesajlar attım, eowyn hanıma "ay lav yu beybi" dedim, tepki gördüm. amma velakin kumarda kaybeden* kişiler olduğumuzdan olsa gerektir, şans bize güldü, lady luck bize uruguay'lıları yolladı*.
  • tecrit masamızdan divan kurulu masası ile ilgili yaptığım tespitler şöyle idi:

    -ssg- general ssg bey en köşeye konuşlanmış idi, ulaşılmaz imajını mahzen'de de korudu, espri yaptığına eminim, yoksa 1 saat sonra kalkacak olanlar charm yiyip kitlenmezlerdi.
    -kler- teknolojiyi efektif kullanma konusunda staj yaptı, sms diploması aldı, voodoo sertifikasının yanında çerçeveletecek. gene çok güzel güldü. uruguay'lıları tasvip etmedi. "bağırmayın" dedi.
    -soulfly- kalın ses çıkardı. köşede oturdu. bize arada sütunların ardından el sallayan biri vardı, sanırım o idi.
    -mengus- organize etti, organize oldu, iki masa arasında bir sevgi ve dostluk bağı kurmaya çalıştı.
    -eowyn- tecrit masamızla en yakından ilgilenen kişi oldu, yanar döner meyve tabağı yolladı, sevgi dolu baktı.
    -set- ulaşılabilirlik konusundan +10 bonusu olmasına rağmen söylediğim herşeyi yanlış anladı, "haa evet o masa kalkıyo" diye bağırdı, uruguay'lıları kastetmemiş idim.
    -zebellah- robert de niro'nun the fan'deki performansını aratmayan hal ve tavırlar içinde görüldü, "ben otis için geldim", "sen kalk da ben oturayım", "rakı içtim şarap içtim" repliklerini ve "öpüjjem" tavrını canlı olarak izleme fırsatı bulduk. en son gene kızıyordu.
    -huzursuz- konsolos masasının arada gaza gelip ayaklanan ve bize el kol ve meksika hareketleri yapan üyesi olarak göz doldurdu.
    -robin- bana ethernet kartı getirdiği için +100 puanla geceyi birinci kapadı. sonunda dayanamayıp masamıza geldiğinden en kendine güvenen yazar ödülünü aldı ("ilk medeni cesaret" e gönderme yaparım)
    -esekherif- non-stop şarap içti. çiçek pasajı'nın önünde high kick çalıştı. hala lotus'tan bacakları ağrıyormuş. giderayak sinsi yaptı, sırıttı, "esas klervoyant benim" dedi, demediyse de ima etti.
    -jaws- son anda jaws olduğunu öğrendim tespitlerini tebrik edecek fırsatım olmadı, bahadır boysal gibi saçı var, o mu acaba.
    -carno (ve yari)- üzerine kalamar, patates tava, bira ve garsonların taşıdığı başka ne varsa döküldü. en kötü yer onlara kalmış idi, yazık oldu. giderken "i show you a real magic" dedi, beni ihya etti.
  • konsolos masasından bizim hücre evi tadındaki tecrit masamız ne merkezde göründü bilemiyorum ama hemen insider gözlemleri sunmadan geçemiyorum.

    -uur- mahzen'e gelip yerleşmezden evvel istiklal caddesi boyunca verdiği "poz aynı poz" ve "333" tavırları ile hayran bıraktı, neyse ki horni tarafından tüm bu performans resimlendi de tek hayran olanlar bizimle sınırlı kalmayacak. sözlük dışı arkadaşlarını gördüğü anlardaki ani morph geçirmeleri ile de takdir topladı, çok geniş çevresi var istiklal'de iki eli iki yanına inmiyor. mahzen'e yerleşende evvela kaşar pane, mantar sote sayıkladık karşılıklı ama ortama çabuk ısındık, uruguay masası ile ilgili belgesel tarzı tespitlerde bulundu, en nihayetinde fahri uruguayli şilti almaya hak kazandı.

    -horni- millenium fuck gözlüğünü ortaya çıkarması ile gecenin bir anda bambaşka yönlere seyretmesine sebep oldu, ne de güzel oldu. istiklal caddesinin en olmadık pozları yakalayan ve uzun boylu fotoğrafçısı olarak hafızalara kazındı. uruguaylılar tarafından bile uruguay'lı zannedilme başarısına bizim masadan* bir tek o erişebildi. sozlukteki manhattinlilar'dan biri olarak gustosunu belli etti, tezahüratlara eliyle nazikçe masada ritm tutarak katıldı. gecenin ilerleyen saatlerinde ise red light district ve daha bir takım eğlenceli sürprizlerle neşemize neşe kattı.

    -otisabi- gecenin -gene- tartışmasız celebritysi* oldu, "ben otisabi'yi görmeye geldim, sizi ne yapayım" (meali: senin o kilodunu ne yapayım o canını gönder bana) diyen bir takım* kişilerin aşırı ilgisine maruz kaldı, su topçu fiziği ve kler'in felsefi yaklaşımları (bkz: herkes kendinin otisidir) yardımı ile ekarte etmekte zorlanmadı. uruguay eglence kulturu'nü bir uruguaylı imişçesine idrak etmiş olması ile uruguay'lıların da (uruguaylı bayanlar başta olmak üzre) aşırı ilgisine maruz kaldı. "kafam girsin" vs "conomia boton" emprovize sloganları ile geceye renk kattı. horni'nin millenium fuck kod adlı pezevenk gözlüğü ile chris cornell (kler ve benim tespitimdir) menşeili -adı üstünde- pezevenk imajını had safhada yakaladı, öyle ki çıkışta uruguaylılar kendisine "abi karı kız var mı hadi partiye gelin dens ol nayt fan fan fan" diye yanaştılar. badakizm felsefesini güney amerika'ya da yaymaya çalıştı, "yok karı kız, burda ters" dedi süper şahane hareket yaptı, enternasyonal ayar verdi.

    -cheja- sonunda amacıma ulaştım, gothic imajımı herkesin gözüne soka soka (ve belki de tasmamın ve kırbacımın yardımı ile) kabul ettirdim, fsol'un kulaklarını hüzünlü kilise çanları gibi çınlattım. fahri uruguay'lı olarak ilk latin-goth sentezini yakaladığıma inanıyorum, vesile ile lokal ve deniz aşırı selamlar ediyorum. imkan olsa idi eowyn ile masa üstünde lady marmalade dansı yapacak, pink ladies'i uluslararası arenada tanıtacak idik, heyhat.

    -latecomer sushie- geç geldi ama güç gelmedi, tecrit territory'e hemen yerleşti, kısa sürede amerika - istanbul - uruguay üçgeni muhabbetine entegre oldu, bilmiyor ki gecenin en bomba lafını etti*, en bomba cevabını aldı. (mehmet büyüdü ortaokul öğrencisi oldu, ben doğru ahmet) ilahi sushie.
  • sabancı üniversitesinin sınavlarına ve servislerinin saatlerine sokayım dedirten, pohuhahough diye koparken ayrılmak zorunda kaldığım organizasyon.
hesabın var mı? giriş yap