• başka bir ulusoy turizm rezaleti ile daha karşınızdayız.

    23 ağustos salı akşamı 22:30'da söğütözü'nden edremit'e doğru hareket eden 06pk4.. plakalı aracın içinde bulunuyorduk. otobüs 2+1 düzenindeydi. 3 kişilik bir grup olduğumuz için biz de 2+1 düzeninde oturuyorduk muhabbet ederken tek kişilik koltuğun 3 lira daha pahalı olduğunu farkedip bunun üzerine geyikler yapıyorduk.

    sorunsuz bir kaç saatin ardından tam gözümü kapatıp uyumaya başladım ve otobüs durdu.

    herkes yerinde oturuyordu. bir tek şoför ve muavin aşağıdaydı. aşağı indim. aracın sol tarafındaki arka tekerinden yoğun bir duman yükseliyordu. bir de kesif plastik kokusu...

    muavin daha ben bir şey demeden "abi lastik yeni değişmesine rağmen hala sorun devam ediyor" dedi.

    tekrar bindik ve eskisine oranla daha yavaş bir hızla * en yakın benzinliğe gittik. araç tekrar durdu.

    düzelttiler mi ne yaptılar derken yine 60 km/s hızla gidiyor oluşumuz pek değişmemişti. mola yerine kadar kağnı gibi ilerledikten sonra 30 dakika duraklayacağımız mola yerine ulaştık.

    30 dakika, 40 dakika bir saat...

    otobüs anonsu gelmiyordu. sonra yolculardan bazılarının sormaya başlamasıyla muavin bize otobüsün arıza yaptığını, yeni otobüse haber verildiğini ve 45 dakika içinde yeni otobüsün burada olacağını söyleme lutfunda bulundu.

    bir saat kadar daha bekledik. bu arada ulusoy turizmin çağrı merkezini arayıp olayla ilgili bilgi almaya çalıştım. saatler 03:00-04:00 arasında bi yerleri gösteriyordu. çağrı merkezi çalışanına otobüsün plakasını ve saat kaçta nereden nereye yola çıktığını söyledim arıza yaptığını ve bu konuya nasıl çözüm bulacaklarını sordum. ayrıca zaten araçta sıkıntı olduğunun bilindiğinin, aracın tekerinin yeni değiştiğini ama arızanın giderilmemiş olduğunu, gerekli testlerin yapılıp yapılmadığını sordum.

    çağrı merkezindeki arkadaşın cevabı şöyle oldu. "yani bu bir arabadır sonuçta. arıza yapabilir." ben de ısrarla bu otobüsün arızanın var olduğunu bile bile nasıl yola çıkarıldığını soruyor tam da çözüm odaklı bir konuşmanın gerçekleşmeyeceğine kanaat getirmek üzereyken otobüs geldi. ulusoy turizmin insan değil domates taşıdığını düşünür hali gerçekten sinir bozucuydu.

    buzlu turizme ait bu otobüste aynı bizimki kadar koltuk bulunuyordu. ancak 2+1 düzeninde değildi. dolayısıyla koltuk numaralandırma düzeni farklıydı.

    ben otobüs geldiğinde hala çağrı merkezindeki arkadaşa laf anlatmaya çalıştığım için otobüse doğru akın edemedim. bu arada hala valizler diğer otobüse taşınıyordu.

    bütün valizlerin taşınması bittiğinde otobüse girdim. otobüs hemen hemen doluydu. 2-3 tane boş yer vardıysa da onlar da yan yana değildi. muavinle göz göze geldik. aynı sayıda koltuk var abi dedi. dedim ki saçmalamayın herkes kafasına göre mi oturacak ben yerime geçmek istiyorum. sinir bozucu bir başka ayrıntı da bir kaç yolcu hariç herkesin durumu kabullenmesiydi. yolculardan bir tanesi yerinden kalkıp koridora oturmayı teklif edip bize yer vermeseydi yolculuğa ayrı koltuklarda devam edecektik.

    gelen buzlu firmasına ait otobüsün şoförü tam bir trafik canavarıydı. virajları ralli şoförü gibi alıyordu. derken sakinleşmeye çalışırken uyuyakalmışım.

    otobüsün tekrar durduğunu farkettiğimde hava aydınlanmıştı. mola yeriyle uzaktan yakından alakası olmayan bir yerde, bildiğin yol kenarında duruyorduk.

    aşağı indik. otobüs arıza yapmış. şoför bildiğin üstüne tulum giyip ingiliz anahtarıyla motora girişiyordu. saat 10:40 sularıydı. resmen 12 saattir yoldaydık. bizimle beraber ankaradan yola çıkan hayali domates kamyonu bile edremite ulaşmış domatesler raflardaki yerini almıştı. ve bizim daha bir sürü yolumuz vardı.

    çok uzuncular okumadımcılar durumumuz yoktucular için özet,

    --- spoiler ---

    ankaradan 22:30'da hareket eden otobüsün lastiği yandı. gelen otobüs buzlu turizme aitti ve önceki gibi 2+1 düzeninde değildi. kaldı ki o da sabah bozuldu. ve ankara edremit arası yolu 14 saatten fazla bir sürede geldik. çağrı merkezindeki operatörden yediğimiz fırça da hala yanımda selamı var. bir daha da ulusoy turizmin önünden bile geçmem. sen de geçme sözlük.

    --- spoiler ---
  • yolcunun biyerlerine attirma/bosalma olayi: yok
    taciz/tecavuz: yok
    ayakta gitme: yok
    rotar: birkac saat
    cagri merkezinin cozum uretme kabiliyeti: 0 (arabadir ariza yapabilir ne amk. yalniz cagri merkezinden beklenen ne ki araba ariza yapmis iste)
    herhangi bir dolandiricilik/gasp: yok
    anlatimdaki akicilik/organizasyon: 5/10 (sonu havada kalmis, uygun bir bitis yapilmaliydi)

    rezalet puani: 2/10.

    edit: evet arkadaslar simdi ortadogu comarligindan cikip modern bir hayat suren avrupa veya amerika yerlisi moduna giriyorum.
    ulan sen bana bilette yola cikis saati sudur varis saati sudur demedin mi? o rotar olmussa yolcunun parasini iade etmek zorundasin kardesim. hatta amerika'daki duzenlemelere gore bir sonraki seyahatinde ucret alinmamasi gibi bir guzellik bile yapmasi gerekir firmanin. amerikalilar buna 'courtesy' der. ama nerde bizim anadolu comarlarinda bunlar amk. memleketce sikilmeye alistigimizdan mutevellit gelen vuruyor giden vuruyor. imkaniniz varsa dava edin bu comarlari.
  • bugün kahvaltıda o domatesleri yedik.
  • 10 rezalet puanını alabilmek için yakında olayı yaşanların ölmesi gerekecek herhalde. ne abarttınız lan çıtayı, bildiğin rezalet işte. müşteri memnuniyeti sıfır anasını satıyım.

    zaten ulusoy kullanmadığım için beni hiç etkilemiyor, kullanmamaya devam edeceğim.
  • 8 sene kadar önce normalde 16 saat süren bir yolculuk için başıma benzeri gelmişti. saatlerce (3-3,5 saat) mola yerinde yeni otobüsü beklerken telefonumu şarja taktığım için yeni otobüsü fark edememişim ve otobüs gidiyormuş ki ben mola yerinde aynı otobüste olduğumuz kişileri gözden kaybedince otobüs alanına çıktım. tonton bi amcayla sohbet etmiştik ki, yokluğumu fark edip, otobüsü ana yola çıkmadan köşede durdurmuş. yolcu eksik mi diye sayılmamış bile, amca fark etmese bi de oralarda başka otobüs ara aynı yöne giden.
    aradan geçen 8 yıl rezalet kalitesini düşünmemiş demek ki...
  • heyecanla rezalet okumak için başladığım, sonlara doğru bu muymuş tepkisi verdiğim, düşük bütçeli rezalet olayıdır.
  • ulan metro turizm çıtayı çıkarıp öyle bir yükseğe koydu ki gayet olağan rezaletler artık rezalet sayılmaz oldu. yolcunun yüzüne boşalmak, ayakta gitmek istemeyen yolcunun inmesine izin vermeyip alıkoyarak tehdit etmek gibi birçok adli vakaya imza atmış olan metro turizm sayesinde otobüsün geç gelmesi, uzun yolda giderken arızalı olduğu bilinerek yola çıkarılan bir otobüsün biri lastiği yanarak olmak üzere (ki doğrudan otobüsün devrilmesine yol açabilir) iki kere bozulması, 2+1 koltuk satın aldığı halde istediği düzende oturamaması, 8-10 saatlik yolu 14 saatte hala tamamlayamaması, bagaj kaybolması, yolcuya saygısız davranılması, internet/priz var diye bilet satılan otobüste bunların olmaması gibi aslında basbayağı rezalet olan rezaletler "ne var ki canım bunda yeaaa, yüzüne attırmadığına dua et" şeklinde savunularak kabul edilebilir olmaya başlamış.

    bu saatten sonra muavinin keleşi çıkarıp yolcuları taraması dışında herhangi bir vakanın rezalet sayılabileceğini sanmıyorum maalesef.
  • benim anlamadığım edremit'te domatesin kralı varken neden ankara'nın hormonlu domatesleri kullanılıyor? hayalleriniz bile anormal amk.

    asıl rezalet budur bence. diğeri olağandışı bir durumda koltuk düzeni değişmişken 3 kişi yan yana oturup vır vır konuşup diğer yolcuların kafasını sikemedim diye kapris yapmaktır.

    bozulan otobüsün yerine yenisi gelmiş kimse açıkta kalmamış işte, neyin atarı bu?
  • (bkz: 28 ağustos 2016 ulusoy turizm rezaleti)

    arttırıyorum.

    ulusoy turizmin rezaletleri de rötarları da bitmiyor.

    ayrıca ilk defa bir rezalet başlığı açacağım için de ayrıca heyecanlıyım. beklerim.

    tanım: rezalet.
hesabın var mı? giriş yap