• 1* başından beri gelen bu "reform" söylemi teknik mi kalacak yoksa akp'nin tümüne samimiyetle sirayet edecek mi sorusu çok önemli bir soruydu. bu soruya verilecek cevaptan sonra da hemen arkasından, "peki nereye kadar?" sorusunun yönlendirilmesi gerekiyordu. buna göre dolar kuru ve ekonomik gidişat şekillenecekti.

    2* joe biden'ın seçilmesiyle beraber (b) planını devreye sokan akp, soluğu reformist yaklaşımda bulmuştu bulmasına ama, neticede lafla peynir gemisi yürümüyordu. bu iş bir noktada tıkanacak diyorduk, ki daha ilk, "sembol" niteliğindeki kavala davasında tutukluluktan geri adım atılmayacağının sinyali, 7.50'ye kadar düşen doları tek başına coşturmaya yetmişti. dahası, rte bahçeli'ye ne kadar muhtaç olduğunu, öte yandan da cumhur ittifakının süreceğini, başkanlık sisteminin devam edeceğini belirtmişti. bir sıkışmışlık yaşanıyordu.

    3* burada bir diğer nokta ise bahçeli'nin konuşmaları olmuştu. ilkinde "çakıcı" hamlesini muhalefete gösterse de aslında mesaj, iktidarın reformist söylemini mafyatik suç makineleriyle baltalamaktı. işe de yaramıştı, zira hemen arkasından rte, 40 yıllık "dava arkadaşı" bülent arınç'ı bile harcamış, kavala/demirtaş davalarının aynen devam edeceği sinyalini yargıya göndermişti. öte yandan bahçeli, söyleminde reformlara devam edileceği yönünde de ilginç bir mesaj vermişti. reform, ama sınırlarını bahçeli'nin belirlediği... bu hadiseyle de aslında iplerin bahçeli'nin elinde olduğu, istediği zaman çakıcı'yı af ile cezaevinden çıkarttığı, istediği zaman yargıya mesaj göndererek mümtazer türköne'nin tahliyesini sağlayabildiği herkesin malumuydu. %7-8'lik bir parti, adeta devleti yönetiyordu.

    *

    4* gelelim teknik reform goygoyuna. son birkaç haftalık sürede iki devlet kökenli teknokrat, lütfi elvan ile naci ağbal, arı gibi vızır vızır çalışıyordu. sanki hiç parti kimlikleri yokmuş gibi, sessiz sedasız işlerine güçlerine bakıyorlardı. bu aslında vaktiyle devletten aldıkları disiplinin ne kadar kıymetli birer kazanım olduğunun da göstergesidir. ağbal maliye kökenli, elvan devlet planlama teşkilatı (dpt) kökenlidir. yine dpt'yi kapatan da akp'nin kendisidir.

    5* her neyse. geçtiğimiz günlerdeki bu reform söylemini ve havasını bozan tek şey, görünene göre bahçeli'nin hamleleri ile rte'nin konuşması oldu. bunun içindeki kavala ve demirtaş söylemi ise en fazla dikkat çekendi. ancak her iki lider de halen yalandan da olsa reform söylemine devam ediyorlar. bu noktada bu söylemin, kurda düşüş veya artışta kalıcı etki yaratamayacağını, önemli olan uygulamanın olduğunu tekrar belirtelim.

    6* işin küresel boyutunda, uluslararası kuruluşların raporlarında ve küresel bankaların analizlerinde dolar/tl'de 7.50 seviyesi kısa vadede bekleniyor. financial times, the economist, bloomberg gibi piyasayı yakından takip eden yayınlarda türkiye hakkında, çekinceli de olsa olumlu haberler yer almıştı. hatta the economist'in bir yazısında berat albayrak yerine doğrudan "the damat" terimi kullanılmış, the damat'ın saçma ekonomik anlayışının terk edildiği doğrudan ifade edilmişti. 150-200 yıllık ingilizce ve haftalık yayınlanan, bütün dünya tarafından takip edilen saygın bir dergide, 'the damat' terimi kullanılmış olması, türkiye adına büyük bir rezilliktir bence.

    7* ayrıca, international institute of finance'ten (iif) robin brooks, düzenli olarak 7.50 adil değerdir açıklaması yapıyor ve özellikle resesyona (eksi büyüme) girdiğimiz şu dönemde kredilerin yavaşlaması ve faiz artışıyla cari açıktan cari fazlaya geçileceğini, bunun da ödemeler dengesini olumlu anlamda destekleyeceğini ifade ediyor. benzer şekilde ing kurda yanlış hatırlamıyorsam 6.85'i, ubs de 7.50'yi öngörüyor.

    8* tüm bunlar olurken türkiye'de ne oldu? ilk önce tcmb politika faizini yükseltti. görüntüde 475 baz puan yükselse de, gerçekte 25 baz puancık yükselmiş oldu. ayrıca tcmb, geleceğe ilişkin de faiz artışlarının devam edebileceği sinyalini verse maçı 5-0 kazanabilecekken, böyle bir sinyal de vermediği için ancak 1-0 kazanabilmişti. faiz artırımının etkisi bu yüzden sınırlı kalmıştı. fakat burada önemli olan hadise, parasal sıkılaşma ve normalleşme goygoyu ile, tek faiz üzerinden piyasanın fonlanacağıydı. koridor elbette baki kalacaktı.

    9* derken diğer teknik aktörler devreye girdi, bddk aktif rasyosunu kaldırdı. bu önemli bir gelişmeydi. ayrıca dün zorunlu karşılıklarda da düzenlemeye gidildi. bu esnada söylem hep piyasanın istediği yönde kuruldu. rte bile "enflasyonu indirmek için hiç değilse faizi enflasyon seviyesine çıkarmamız gerekiyor" demişti. bak sen şu işe. yabancılar çıkarken borsa tarihinde ilk kez yükseldi. bir yandan da faizler bankalara yani piyasaya bırakıldığından faizin olması gereken seviyelerde kendi kendine oluşacağı algısı hakim oldu. bu, fiyatlamayı da normalleştirecekti. dünkü zorunlu karşılık hamlesinden sonra da paranın çekileceği dolayısıyla yine sıkılaşmanın devam edeceği yorumu yapıldı. piyasada niceliği azalan bir şeyin değerinin yükseleceği, herkesin bildiği basit bir arz-talep kuralıdır.

    10* yapılması gereken daha çok şey var. mesela kredi garanti fonu'nun tasfiye edilmesi var. bunu 2017 yılında başkanlık seçimlerini kazanmak için rte ekibi kurmuş, seçimden önceki çeyrek %7 büyüme sağlanmış, bu sayede hormonlu büyüme ile seçim kıl payı kazanılmış ve atı alan üsküdarı geçmiş, sonra o kredi genişlemesi ağustos 2018'de kurda 7.20 şokuna sebebiyet vermiş, faizleri sonradan artırmış, ülke resesyona girmiş, ülke anca 2019 yılında toparlanabilmişti ki o da zaten %0-1'lerdeki bir büyüme olmuştu. ne o? rte başkanlık seçimlerini kazanacak diye yıllarca ekonomi çöpe atılmıştı. hale bak.

    11* yapılması gereken bir diğer şey ise, enflasyonun gümbür gümbür geldiği günümüzde faizlerin önümüzdeki günlerde artırılıp artırılamayacağı sorunsalı. nitekim barış soydan, köşesinde ağbal'ın külliye'den faiz artırımı izni aldığını yazmıştı. ancak bunun devamı yönünde bir belirlilik söz konusu değil.

    12* ayrıca hazine garantileri, varlık fonu, kamu ihale yasası'nın 190 kez değiştirilmesi, ekonominin üst düzey bürokratlarının halen aynı kişiler olması, önümüzdeki yılki tcmb yedek akçesi, kamuda tasarruf gibi kalemleri sıraladığımızda, teknik reformist yaklaşım da bir gün son bulacak. çünkü akp'nin zihniyeti aynı. iki ileri bir geri şeklinde reformist goygoya devam. işte bu sebeple de, yukarıda saydığım uluslararası bankalar ve kuruluşlar da, ileriki yıllarda dolar kurunda 8-9'lu seviyeleri öngörüyorlar.

    (bkz: serin hikaye)

    *

    (bkz: aktif rasyosu/@dragonlady)

    (bkz: 19 kasım 2020 merkez bankası faiz kararı/@dragonlady)

    (bkz: almanya'nın türkiye'nin iflasını duyurması/@dragonlady)

    (bkz: 2020 ekonomik krizi/@dragonlady)
hesabın var mı? giriş yap