• rollo may' in yaratma cesareti isimli kitabını türkçe' ye çeviren ve sunuş bölümünü de hazırlayan çevirmendir..

    http://www.idefix.com/…asp?sid=xs0nlpz8qy6e43eylczz *
  • yaratma cesareti'ne yazdığı sunuş çok içtendir. zaten şahane olan kitabı bir daha okuma arsuzu uyandırır insanda.
  • "nevroz aslında uyum başarısızlığının tam tersidir de; nevroz bir uyum yöntemidir; sorun bu yöntemin çok başarılı olmasındadır; nevroz eksiltilmiş bir dünyaya uymanın bir yoludur."
  • aslında kitap yazmak istiyormuş ama sunuş kadar ileri gidebilmiş gibi yaratma cesareti için.
  • yaratma cesareti kitabini okumaya niyetlenmisken karsilastigim sinirlerimi bozan cevirmen. gercekten merak ediyorum, bir insan neden benim boylesine onemli bir kitapla, yazarla deneyimimin arasina girmek ister ve bu isin yayincisi editoru bilmem nesi buna neden izin verir? rollo may gibi yazdigi konuya omrunu adamis, uzun yillarin calismalarinin neticesinde boyle bir kitap yazan adamin kitabina 30 kusur sayfalik 'sunus' yazmak neden? daha sunusun basinda, 'kitabi okudugumda cesaret degil de guven duygusuyla doldum' diyerek, bu tarz kitaplarin butun amacina ters dusen bir yonlendirme yapiyorsun, neden?

    surekli baska psikiyatristlerle carpistirmalar, kitapla alakasi olmayan bir suru sey anlatmalar, kitabin icindeki cevirilerde farkindalik gibi bir kelimeye dipnot koyup yarim saat aciklama yapmalar. enerjini bunlara harcayacagina isini dogru duzgun yapmak icin git mesela 'moral cesaret' diye cevirdigin basligi bir daha dusun, moral kelimesinin turkce karsiligiyla alakasi var mi diye.
  • rollo may-yaratma cesareti kitabını çeviren ve sunan kişidir. her ne kadar kitabın beşte birlik kısmını kendisine sunuş için ayırmış olsa da müthiş bir çevirmendir. kitabı elime alıp okumaya başladıktan sonra her cümlede çevirmenin kim olduğunu merak ettim. böylesine özel ve derin bir kitabı türkçeye kendisinin kazandırmış olması bizler için gerçekten büyük şans.
  • malum kitabın sonlarına yaklaşırken artık dayanamayıp ‘kimmiş lan bu dümbelek’ diye merak ettiğim kişi. iki dakka konuşma da kitabı okuyalım be adam. bizde de kafa var, azcık çalışıyor. sunuşu falan yarım bıraktım zaten de, açıklamalara da ayrıca tilt olmuş durumdayım. hayır yani elinden tutan mı varmış kitap yazsaymış. biz de rahatlarmışız kendisi de.
  • rollo may yaratma cesareti çevirisini okumaktayım. kitabın 3te biri kadar sunuş yazma cesaretini anlamıyorum. üstelik hayatta ve üretmeye devam eden, yazarken ne kastettiği bu şekilde açıklanmaya ihtiyacı olmayan bir yazarın kitabını sadece kendim anlıyorum sanrısıyla dipnot mezarlığına çevirmiş. moral cesareti sadece siz anlıyorsunuz belki. daha önce yazanlar haklı, kendi kitabınızı yazın başkasınınkine yamalanmak yerine.
  • gereksiz yere üzerine gidilmiş çevirmen. silah zoruyla size önsöz kısmını okutmuyorlar. atla o kısmı hem "ohh aman tanrım ne güzel! bir anda daha kitaba başlarken 50 sayfa bitirme mutluluğu"nu yaşayın hem de neredeyse novella oylumuna ulaşmış sayfa bütünlüğü taşıyan analiz kısmına "bedava" ulaştığınız bu olanak için mutlu olun. daha ne istiyorsunuz bu ekonomik darlık ortamında, de hayde gidin lovv.

    6:45, zeplin falan olsaydı onu iki ayrı kitaba basıp tanesi 50 tl'ye size satıp evinize yollardı iki ayrı isimle. değerini bilin metis'in. siz de garipler çok farklı iki kitap okuyacağınız şehvetiyle saldırırdınız bu yayınevlerinden çıktılar diye.
  • rollo may'in (bkz: yaratma cesareti) kitabının önsözünün yazarı. önsözü okurken "ne güzel bir önsöz yazmış, kimmiş acaba ?" diye düşünerek aratınca sözlükte hakkında girilen entrylerin yarısının nefret içermesini garipsedim. neyse, yazdığı önsöz içinde yer alan ve hoşuma giden bir kaç pasajı aşağıda ekliyorum.

    “kaygı ve suçluluk da hasta tarafından anlaşıldığında yapıcı olanaklar taşırlar, asla eritilmeye çalışılmamalıdırlar. kişinin kendi psikolojik yüreğiyle bu son bağlarını kesmek (ilaçlarla, telkinle, koltuklamayla), onu kendisinin olmayan bir dünyaya, varoluşa itmektir.”

    “tillich'e göre "insanlar kaygılarından kurtulmak için tanrı'yı ve korkuları yarattılar.”

    “storr'a göre descartes ve schopenhauer'in felsefesinin nedeni sevgiden yabancılaşmalarıdır, beethoven ise müziğini, yaşayan insanların onda yarattığı düş kırıklığı ve kine karşı düşlediği ideal bir sevgi ve dostluktan doğurmuştur. gerçek dünyaya karşı düşmanlığını yüceltmese büyük ihtimalle psikotik bir paranoyak olacaktı.”

    “intihar sembolü, ölümle yüzleşebilme yetisi psikoloji ve psikiyatriye varoluşçu yaklaşımın merkezinde yer alır. bireyin kendi yok oluşunu karşısına alması yaşamın trajik yanının yaşanmasıdır. varlık alanını bir sis gibi örten hiçlik ile yüz yüze gelerek, kendi beklentisine, istemine, emeğine, çabasına rağmen varlığın yokluğa düşmesine karşı, hiçlik bulutunun içine yeni bir varlık alanını yaratmak üzere dalabilmesidir. bu deneyim sembolik olarak kısmi bir ölüm ve yeniden-doğma olarak sık sık karşımıza çıkar.”
hesabın var mı? giriş yap