• ne igrenç ne soğuk ne sikik bir evdir ki o anne baba birbiriyle konuşmaz.oysa ki yüzlerce yıldır beraber yatıp kalkarlar,yaşlanırlar.
  • evde kendinizi elçi gibi hissetmenizi sağlayacak olgu.
  • bazen o kadar çok ararsınız ki bu durumu....yalvarırsınız ne olur konuşmayın diye....çünkü konuştukları zaman kavga ederler(boşanmış oldukları halde bile) ve sonra gelir size senin anan şöyle senin baban böyle...içinizden dersiniz ki "ben mi seçtim amına koyiiim yaparken düşünseydiniz....."
  • evden bir şekilde tüyüp bir kaç gün görünmeme zamanının geldiğini gösteren işaret. zira mezarlıkta yatmak bile inadım inat kıçım iki kanat moduna girmiş ana baba arasında isaya da musaya da yaranamaz duruma düşmekten evladır.
  • konuşmazlarsa kavga da etmezler böylece nispeten daha huzurlu bi ortam olur güzel olur düşüncesiyle teselli bulunabilecek durum.
  • arada kalma hissiyatının en gerçek hissedildiği durumdur. anne ve babanın boyle durumlarda diyalog başlatması kimyasal reaksiyona yol açıp korkunç bi patlama yaratacağı için, evin yaşama alanlarının gözle görülmeyen sınırlarla bölünmesi ve iki tarafın birbirini görüp de görmemezlikten gelerek normal yaşama bu şekilde devam edilmesi en makbulüdür. bu süre zarfı içinde anne baba özenle gözlemlenir ve kapışmadıkları sürece olayın mizahi boyutu ile bünye avutulur.
  • en kisa surede buna son veren cozum eve misafir gelmesidir. aksam yemeginden sonra caya gelen misafirlerin yaninda her ikisi de oturmak ve sohbete katilmak zorunda kalacagindan bir sure sonra o sessizlik zinciri kirilmis olur nisbeten..
  • triskadan hastalanmak da iyi cozum getirir. ben ufak bir ateslenmemi hastaneye kadar uzatmistim. ortada ne kavga kaldi ne suskunluk...
    -kizin ilaclarini aldin mi ?
    -hayir. sen al
    -sana dedim ya isten donerken al diye, dinlemiyorsun ki beni
    - ben sagir miyim yahu! yarim agiz soyluyosun suratimiza bakmadan!! sen alsaydin hem madem.
    .............
  • çok kardeşli insanlarda bir arabulucukluk trafiği yaşatır. kızlar babayla oğlanlar anneyle konuşarak aslında arabuluculuk da değil, basbayağı laf taşırlar. babanın istediği yemek, ütülenmesi gereken gömlek ve kravatlar, annenin istediği meblâğ ve yapılması gereken işler bu şekilde yetkili makamlara arz edilir. komiktir ama kimse alenen gülmez. uzun süreli evliliklerde -ki bahsedilen herhalde budur çünkü sözlüğe yazabilmek için en azından anne-babanın 15 yıllık bir mesaisi olmalıdır- artık bir otomasyon mevzuu bahistir. herkes ödevini sorumluluğunu bilir. yukarıda da bahsedildiği gibi en sağlam yöntem aileyle çok da içli dışlı olmayan birini maç seyretmeye (hele anne sporla ilgiliyse gayet garantili bir yöntem) çekirdek çitlemeye falan çağırılmasıdır.
    en tuhafı eftipüften bir mesele yüzünden çıktıysa tartışma birbirlerinin yaptığı esprilere kapı arkasından falan kıs kıs gülmeleridir. "madem bu kadar barışıksınız birbirinizle bize mi kastettiniz" dedirtir insana.
hesabın var mı? giriş yap