*

  • mujdat gezen in bir filmiydi bu.turkiyeye gelen japon karate ustadinin olumu yada herhangi bir sekilde zarar gormesi sonucu
    ona tipatip benzeyen kaportaci rolundeki gezen i musabakalara cikartiyorlardi.sener sen de japon karate hocasi rolundeydi.
    hatta hakki kosar da filmin bir iki karesinde goruluyordu sanirim.
  • hangi kanal oldugunu hatırlamamakla beraber bugun izlediğim film.
  • türk sinemasının bu matrak filminde müjdat gezen araba tamircisi ve çinli dövüşçü karakterlerini canlandırmıştır.çinli dövüşcünün adı wang çu,araba tamircisinin ise muttalip.her ne hikmetse muttalip ismi filmin yalnızca bir yerinde geçiyor.hatta ilk seyrettiğimde başrol karakterinin adının hiç kullanılmadığını zannetmiştim sonra tekrar tekrar dikkatlice izleyince farkettim muttalip isminin bir yerde geçtiğini.

    filmde şöyle de komik bir sahne geçer:

    çinli menajerlerden anlaştığı gibi parasını bir türlü alamayan sahte wang çu muttalip sürekli parayı sormaktadır.çinli menajerler onu bir çin atasözüyle oyalamaya kalkar,muttalip ise bu duruma müthiş bir türk atasözüyle karşılık verir.

    muttalip:yahu ben ne zaman alacam paramı?
    menajer:bir çin atasözü der ki ''sabreden eşek muradına erecek''.
    muttalip:öyle mi? bir türk atasözü de der ki ''eğer zamanında alamazsam paramı,işte o zaman kovalarım ananı''
  • iki çinlinin (sener sen ve digeri) sürekli eseklerle ilgili çin atasözlerinden örnekler verip türkce'ye tercüme ettikleri süper film:

    hoca 2 - dünya sampiyonu wang-çu'nun hocalari oldugumuz icin gurur duymaliyiz
    hoca 1 - haklisin, ama bir çin atasözü der kiiii... çung çii
    hoca 2 - yani yetistirdigin ata iyi bakmazsan o at eşek olur

    wangçu- ne o! yoksa siz de mi korkuyorsunuz o heriften?
    hoca 1 - hayir, ama bir çin atasözü der kiiii... ka-kung
    hoca 2 - yani eşegini saglam agaca bagla, tedbirini almis olursun
  • ne tarkan filmindeki ahtapotun viking kralını öldürme sahnesi, ne de nuri alço nun efsanevi alkaponun hikayesini anlatıktan sonra banu alkan a "bu karının burda ne işi var" diyen mafya babasının ben alkaponum diyip bastonla suratını ezme sahnesi, ne de sultan'ın sonunda bulut aras'ın türkan şoray a gelinlik fırlattığı sahne... hiç biri beni bu filmin güreş turnuvasında ki musabakaların birisinde yaşanan kol koparma sahnesi kadar dehşete düşürmedi. hele bu sahneden sonra müjdat gezen in soyunma odasına giren manyak artnörünün "kollar kopuyor, kelleler uçuyor, kıran kırana maçlar yaşanıyor.. ne sen daha hazır olmadın mı" repliğininde hakkını yememek lazım. en az bu adamın vurgusuda, önceki sahne kadar dehşetdi. 6-7 sene oluyor bu filmi izleyeli. bu sahneyi ve bu repliği hala unutamadım..

    konu olarak müjdat gezen bu filmde demircan adındaki patronun oğluyla aynı kızı seviyordu. ancak demircan'ın yetenekleri saymakla bitmezdi. orta direk şaban daki erkan ın bir gömlek aşağısı olan demircan ın elinden her türlü iş gelmekteydi. müjdat gezen in oynadığı karakter ise tam bir kaybedendi. muttalib esas kızla randevulaşırlar fakat kız tarafından ekilir. ekildiğini anlayan muttalib söylene söylene geri gider. işte bu an da ağzından çıkan "yürü lan kereste, ne bekliyorsun" cümlesi benim gözümde efsane konumuna yükselmiştir. bu cümlede öyle bir kereste tonlaması yapar ki müjdat gezen , marmara kazım ın "yürrüüüüü" tonlamasından sonra türk sinema tarihindeki en efsanevi 2. tonlamasını kayda geçirir.
  • şu anda kanaltürk'te verilen film.
  • hemen hemen her sahnesindeki absürdlüklerle birlikte; kolların koparıldığı, kafaların patlatıldığı, ciğerlerin söküldüğü müsabakaların ceryan ettiği spor salonunun duvarındaki tabelada yazan: ''salonda lütfen sigara içmeyiniz'' uyarısıyla da absürd sinema tarihine geçmiş bir filmdir.
hesabın var mı? giriş yap