• kayseri muncusun (güneşli) doğumlu ermeni asıllı amerikalı mucit. amerikalı ismi oscar banker'dir. osmanlı imparatorluğu’nda yaşanan hamidiye olayları sırasında bir mağarada başlayıp abd’de noktalanan ilginç yaşam öyküsü, dünyanın dört bir yanına dağılmış ermeni halkının bildik hikâyelerini anımsatıyor.
    sarafyan ailesi, 19. yüzyılın ikinci yarısında osmanlı topraklarında, muncusun köyünde mazbut bir yaşam sürdürmektedir. 1894-96 yıllarında sultan abdülhamit’in başlattığı ermenilere yönelik saldırılardan dolayı büyük bir huzursuzluk baş gösterir. aile çareyi hamidiye alaylarından kaçmakta bulur. köyünü terk eden sarafyan ailesi, saklanmak için dağa çıkarak bir mağaraya sığınır.

    anne sultan (çakıcıyan) sarafyan hamiledir. asadur’u, sığındıkları mağarada, 31 mayıs 1895’te dünyaya getirir. felaket günlerinde sütü kesilen sultan, bebeğini emziremez; asadur gıdasız kalır. çaresiz kalan babası harutyun sarafyan gizlice köye iner ve bulduğu üzümleri kaptığı gibi mağaraya geri döner. küçük asadur, hayatının bu ilk günlerinde üzüm suyuyla beslenerek adeta yaşam savaşı verir. her şeye rağmen, aile bu güç koşullarda hayatta kalmayı başarır ve ortalık yatışınca köyüne geri döner.

    yaşanan felaketlerden yörede yaşayan çingeneler de payını almıştır. muncusun köyü yakınlarında konaklayan çingene grubundan sağ olarak kurtulan bir kadın, sarafyanlara sığınır. parası olmayan çingene kadın, aileye olan gönül borcunu fal bakarak ödemek ister.

    ancak etrafında toplanan sarafyan ailesine pek de iyi haberler çıkmamıştır faldan. çingene kadın aileyi büyük bir felaketin beklediğini, bu felaketten ise sadece küçük asadur’un kurtulacağını ve büyük denizler aşarak şöhrete kavuşacağını söyler. aile şaşkındır, ancak üstünde durmazlar.

    zaman akıp gider, asadur okul çağına gelir. talas’taki ermeni okuluna yazılır.

    asadur her seferinde annesine buralardan uzaklaşmak istediğini söyler. annesi ise eğitimini tamamlamadan gitmesinin doğru olmayacağına ikna eder asadur’u. aslında genç asadur, izmir’de öğretmenlik yapan ablası mari’nin yanına yerleşmek istemektedir. ailesinin ısrarla karşı çıkmasına rağmen, 1913 yılında izmir’in yolunu tutar.

    izmir’e yerleştikten bir süre sonra asadur’da bir amerika’ya gitme arzusu baş gösterir. bu seyahat için 50 dolara ihtiyaç vardır. ablası mari sayesinde parayı temin eden asadur, “panonia” adlı göçmen gemisiyle önce yunanistan, sonra italya’ya gider. 1914’te nihayet hayallerinin ülkesi amerika’ya ulaşmayı başarır. bir süre new york şehrindeki brooklyn semtinde kaldıktan sonra chicago’ya yerleşir.

    bu arada anadolu’da 1915 olayları patlak verir ve bir anlamda falcı çingene kadının kehaneti de gerçekleşmiş olur. asadur ve öğretmen ablası mari dışında aileden hiç kimse bu büyük trajediden sağ kurtulamaz.

    asadur amerika’da marangozluk yaparak hayatını kazanmaya başlar. mütevazı bir ev kiralayan genç adam, talas ermeni okulu’nda öğrenmiş olduğu ingilizcesini ilerletmek amacıyla akşam kurslarına yazılır. bu arada, ek bir iş bulmak için, okulun düzenlediği iş bulma kampanyasına desinatör olarak başvurur. kısa bir süre sonra deneme amacıyla kendisiyle bağlantıya geçen “mitchell motor company”den bir yetkili, asadur’un yeteneğini takdir eder ve onu çırak olarak işe alır. asadur sarafyan makine mühendisliğine büyük ilgi duymaktadır. ancak işe girdiği bu makine üretim tesisinde, başlangıçta sadece çizim yaptırırlar genç yeteneğe.

    bir gün patronu “racine tool & machine company”de imalat üzerine çalışması için teklifte bulunur. asadur saatte 15 sent kazandığı işini bırakmakta tereddüt etmez ve gönlü makine imalatından yana olduğundan, saatte 10 sente “racine tool & machine company”de çalışmayı büyük bir mutlulukla kabul eder ve yine desinatör olarak çalışmaya başlar. çizdiği aletlerin veya makinelerin uygulamada ne denli başarılı olabileceğini henüz bunlar kâğıt üzerindeyken kavramaktadır yetenekli genç. öyle ki, asadur’un “başarılı olamaz” dediği makine çalışmaz, onayladığı makine ise sorun yaratmadan çalışır.

    bu arada bir makine devreye sokulamadığından, aldığı siparişi bir türlü teslim edemeyen firma zor durumda kalmıştır. asadur devreye girerek patronuna makineyi çalıştırabileceğini söyler ve kısa bir süre sonra işi başarıyla tamamlar. makine mühendislerinin yapamadığını başarmıştır genç adam. bu durumdan mutluluk duyan patronu, fabrikanın başmühendislerini işten çıkarır. asadur sarafyan, fabrikanın başmühendisliğine terfi eder.

    1916 yılında meydana gelen bu olay, 21 yaşındaki asadur’un hayatını değiştirir. çok sevdiği makine mühendisliğini pratikten öğrenen genç yetenek, bu mesleği yaşamının sonuna kadar büyük bir başarıyla sürdürür.

    asadur sarafyan’ın en önemli icadı otomatik araba vitesidir: aldığı arabanın vitesinden hiç memnun kalmayan asadur’un asıl amacı, yaşadığı soruna çare bulmaktır. ancak onun başlattığı bu çalışma, bugün milyonlarca arabada kullanılan otomatik araba vitesinin doğuşu olur. buluşunu denemek ve araba firmalarına ispatlamak amacıyla arabasına taktığı otomatik vitesle kilometrelerce yol kat eden asadur, böylece, tarihin ilk otomatik vitesli arabasını yaratmış ve mükemmel bir şekilde çalıştırmış olur.

    general motor devreye girer ve otomatik vites ilk olarak otobüslerde kullanılmaya başlar. vitesin devreye girdiği iki katlı otobüsler için 7, tek katlı otobüsler için 3 dolar para ödenir asadur’a.

    genç mucit, vites üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırır ve bu kez helikopter vitesini keşfeder: araba vitesinden farklı olarak çalışan bu vites sistemi borg-warner tarafından dünyanın en tanınmış helikopter firması igor skorsky için uygulanır. bugün ise tüm helikopterlerde kullanılmaktadır.

    asadur, deniz motorlarındaki geri vites, amerikan ordusu için hazırlanan ve m4 ile m6 taşıma araçlarının viteslerinin yanı sıra, yine amerikan ordusu için yaptığı, ancak gizli tutulan pek çok icada imza atar. hidrolikle çalışan birçok sistem amerikan tanklarında kullanılmıştır. ancak saklı kaldığından bunların hangi buluşlar olduğu tam olarak bilinmiyor.

    havalı direksiyon, arabalarda kullanılan gaz pompası, araba jantlarını otomatik olarak kesen makine, arabanın kontağı kapatıldığında sönen far sistemi, kaymayı önleyen hidrolik fren sistemi yine asadur sarafyan’ın yaratılarıdır.

    portatif elektrikli testere de asadur sarafyan’ın ilk buluşlarındandır. bu cihazı 1919 senesinde, kendi evinde yaptığı çalışmalar neticesinde keşfeder. ince şerit halinde, yukarı aşağı hareket ederek dikiş makinesi gibi çalışan testere, kendi dalında bir ilktir.

    2000 tonluk pres, hidrolik yüksek basınçlı pompa, yüksek basıncı dışarı atan vana sistemi, uçaklarda kullanılan hidrolik kapı, tekerleklerin açılıp kapanma sistemi, hidrolik sistemle çalışan ağır yük kaldırma makinesi, deniz suyundan içme suyu elde edilen ilk arıtma sistemi, elektrikli testere sistemi, bugün kullanılan kitap ciltleme makinesi, 4 renkte pres usulü çalışan matbaa makinesi, uzaktan kumandalı kar temizleme aracı, testere bileme makinesi, depoya hangi açıda olursa olsun benzinin motora girmesini garanti eden gaz sistemi, iki ayrı sıvının eşit veya istenilen miktarda aynı noktaya yönelmesini sağlayan sistem ve dünya çapında yaygınca kullanılan kompresörle veya gazla çalışan otomatik şırınga (med-e-jet), yine asadur’un sayısız yaratıları arasında yer almaktadır. otomatik şırınga sayesinde tüm granada halkına aşı yapılmış ve afrika’da binlerce kişi çok kısa bir müddet içinde aşılanarak salgınların kontrol altına alınması sağlanmıştır. şırınganın, kullanıldığı ilk sene 3 milyon kişinin hayatını kurtardığı belirtiliyor. asadur sarafyan amerika’ya göç ettiğinde büyük zorluklar yaşadığından, dolayısıyla henüz kendisine ait bir firması ve parası olmadığından buluşlarının pek çoğunu son derece cüzi fiyatlara satmış ve değerli fikirleri başkaları tarafından kullanılmıştır.

    önemli buluşların mucidi olduğu halde hayatının sonuna kadar orta halli bir yaşam süren asadur sarafyan’ın, bugün kullanılan tren yolu aletlerinin %70’ini icat ettiğini de eklemek gerekiyor. bu ünlü mucit, 2 ocak 1979’da ohio’daki evinde kanserden öldüğünde, adına kayıtlı 400’e yakın patenti bulunuyordu. dünya onu oscar banker adlı bir amerikalı olarak tanıdı, ancak o mütevazılığını hayat boyu yitirmeyen gerçek bir anadolulu dehadır.

    anadolu'dan mucit çıkmaz diyenlere duyurulur...
  • film gibi bir hayatın sahibi.
  • az evvel linkedın üzerindeki bir konuda denk geldiğim şahsiyet. helal olsun adamın varlığından daha yeni haberim oldu. acaba bu adam ülkede kalsaydı amerika şu an bu kadar güçlü olur muydu diye düşünmeden edemedim.
hesabın var mı? giriş yap