• can yayınlarından regaip minareci çevirisiyle çıkan jenny erpenbeck romanıdır.

    --- arka kapaktan---
    "insan kaç kere ölebilir? ölüm ânı gelip çattığında kimdir?
    bütün günlerin akşamı bir yolculuk: küçük tesadüflerle başka zamanlara, başka mekânlara sürüklenen, bir yanıyla hep aynı ama aslında farklı yaşanan tek bir hayatın yolculuğu. bir ömür seyri. çünkü bir kez başlayan bir hayat için günün sonu hep akşam ve orada ölüm var.
    jenny erpenbeck bütün günlerin akşamı’nda bizi 20. yüzyıl boyunca galiçya’dan viyana’ya, moskova’dan berlin’e uzanan farklı kültürel coğrafyalarda, farklı siyasal iklimlerde, tek bir ömrün kucaklayabileceği olası hayatlarda dolaştırıyor."
  • bütün günlerin akşamı: ölüm. kitap beş bölümden oluşuyor. aralarda intermezzo adında ara bölümler var. bu aralar bölümleri birbirine bağlıyor. galiçya 'da 1900'lü yıllarda başlayan bir kadının hayatı.. her bölümde farklı bir olasılık. yazar söz konusu kadının yaşam döngüsünü anlatırken bizi tarihsel olaylara da götürüyor. birinci dünya savaşı, ikinci dünya savaşı, berlin duvarının yıkılışı vs vs. kitabı okurken biraz da alman tarihine ve coğrafya bilgisine sahip olmakta yarar var. bol bol goethe alıntıları okuyoruz. zaten kitabın başlangıcında atılan taş goethe külliyatına denk geliyor. olay örgüsü bana biraz karışık geldi, anlatım tarzı da zorlayıcıydı diyebilirim. karakterler akılda kalıcı değil. insana kasvet ve ölüm hissini dibine kadar hissettiriyor. kitabın havası bana çok karanlık ve puslu geldi. insana bol bol cevaplayamayacağı sorular soruyor yazar.(bkz: jenny erpenbeck)

    kitaptan bir pasaj:

    bir insan neyinden fark edilir, bilmiyorum.
    bütün bunları kimden isteyebilirim, bilmiyorum.
    bize mi geliyorlar yoksa bizden mi geliyorlar?
    neler olacak, bilmiyorum. hiçbir şey bilmiyorum.
    neyin büyük, neyin küçük olduğunu bilmiyorum.
    ne yapacağımı bilmiyorum.
    eskiden nerede oturduğumu bilmiyorum. birçok şeyi bilmiyorum.
    neler oluyor, bilmiyorum. yavaş yavaş başlıyor ve yavaş yavaş bitiyor.hangisini tercih ettiğimi bilmiyorum.
    yüreğim bir daha atar mı, bilmiyorum. asıl fark nerede, bilmiyorum.
    bilmiyorum.
    bilmiyor ve anlamıyorum.
    ne bildiğimi biliyorum- ama adını koyamıyorum.
    galiba bunların hepsi saçmalık.
    sanrım durum bu.(s.264)
  • bir kadın ve 5 farklı hayat olasılığına dair biraz ağır, çokça hüzünlü bir kitap. öyle olsaydı ne olurdu diye düşündüğümüz alternatif hayatlar.

    “bir dileğin yerine gelemeyeceğinin ne zaman anlaşılacağını kimse bilemez.”
hesabın var mı? giriş yap